KENDİNİ YOK EDEN OSMANLI

Osmanlılar, Oğuz Türklerinin Kayı Boyu’ndandır. Devletin kurucusu Osman Bey’in babası Ertuğrul Gazi, 1279 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyâseddin Üçüncü Keyhüsrev’in hizmetine girdi. Sultan kendisine, Söğüt ve çevresini tahsis etti. 1281 yılında vefat edince Kayı Boyu’nun liderliği Osman Bey’e geçti. 

Sultan Gıyâseddin İkinci Mesud, Menşur göndererek Boy lideri Osman Bey’i, ‘Uç Beyi’ olarak tâyin etti. Gönderilen Menşur’da; Osman Bey’den; ‘Yaradan’a şükretmesi ve yönetim sorumluluğunu yüklenmekte olduğu yaratılmışlara karşı çok şefkatli davranması ve kendisine hizmet edenlere bol hediyeler vermesi’ isteniliyordu. 
O dönemde Avrupa’da halkın büyük çoğunluğu çiftçi idi. Çiftçilere ‘serf’’ deniliyordu. Serfler, aynen çiftlik binaları ve hayvanları gibi, toprakla birlikte satılıyordu. Hiçbir değerleri yoktu. Türk yöneticiler ise insanı, ‘Yaradan’ın emâneti’ olarak görüyorlar ve değer verip saygı gösteriyorlardı.   
1308 yılında Sultan İkinci Mesud vefat etti ve Anadolu Selçuklu Devleti tarih sahnesinden çekildi. 
Osman Bey, âdil bir yöneticiydi. Moğolların önünden kaçıp Anadolu’ya gelen Oğuz Türkleri, Anadolu’da; Karamanoğulları ve Germiyanoğulları beylikleri daha güçlü olmasına rağmen, Osman Bey’in yanına geliyor, hizmetine giriyorlardı. Muhteşem bir cihan devletinin temelleri böyle atıldı. Osmanlı yöneticileri biliyorlardı ki; topraklar kılıçla fethedilir, kalemle yönetilir. ‘Kalem’ insana saygıdır, kanundur, adâlettir, Kanun ve adâletin hâkim olduğu topluluklarda, insanlar devlete ihlasla hizmet eder. Devlet güçlenir, toplum refah içerisinde yaşar. 
Dünya tarihinde Osmanlı’dan daha geniş topraklara sâhip olan veya daha uzun süre ile ‘devlet’ varlığını devam ettiren başka ülkeler de vardır. Fakat hem topraklarının genişliği hem de hüküm sürdüğü zamanın uzunluğu itibâriyle cihan tarihinde tektir. Osmanlı’nın bir başka özelliği de tarih sahnesinde kaldığı 622 yıl boyunca tek hânedanın mensupları tarafından yönetilmiş olmasıdır. 
Divanü Lügati’t-Türk yazarı, 1008-1105 yılları arasında yaşayan Kaşgarlı Mahmud, ‘Her ne ki ve de her kim ki doğar, günü gelince ölecektir.’ Der. Osmanlı Devleti doğmuştu, elbet bir tarih sahnesinden çekilecekti. 
Osmanlı Cihan Devleti’nin neden yıkıldığı hususu, tarihçi olsun olmasın, pek çok kişi tarafından incelenmiştir. 
Dr. Ali Nejat Ölçen de konu üzerinde inceleme yapmış ve tespitlerini ‘Kendini Yok Eden Osmanlı’ isimli eseri ile Türk ve dünya kamuoyuna takdim etmiştir. 
13,5 X 19,5 santim ölçülerinde 390 sayfalık eserin birinci baskısı Aralık 2006’da,  ikinci baskısı Haziran 2008’de okuyucu ile buluştu. 16 sayfalık ‘Sunuş’ ve 3 sayfalık ‘Ek’ bölümleri ile 4 sayfalık ‘Dizin’ bölümlerinin dışında kitap, alt başlıklara da ayrılmış olarak 5 bölümden oluşuyor. 
Okuyucu, kitabın dikkatle okunması gerektiğini, henüz ‘Sunuş’ bölümünün 3. sayfasında; ‘Osmanlı, kendi tarihine sâhip çıkamamış, hatta o tarihi son iki yüz yıl kendisi yaşamamış ve batı tarafından planlanan yok oluşun tarihi O’na yaşatılmıştır.’ cümlesini okuyunca anlıyor. 
Her ne kadar, hemen ardından gelen; ‘Osmanlı Devleti’nde görev yapan yabancı elçilerin, yazdıkları, Osmanlının uzun vâdeli politikalar içinde nasıl kuşatıldığını ortaya koymaktadır.’ Cümlesi ile kitabın adı arasında bir çelişki olduğu izlenimi uyanıyorsa da sonraki sayfalarda yer alan açıklamalardan anlaşılıyor ki; fitne değirmeni, çağın güçlü devletleri tarafından faaliyete geçirilmiş; Osmanlı da, kitapta detaylı bir şekilde belirtildiği gibi, bu değirmenin daha verimli ve etkili çalışması için fitne değirmeninin bentlerine su taşımıştır. 
‘Cumhuriyet dönemi, Osmanlı Devleti’nin dış politikasını çok iyi değerlendirmek suretiyle Avrupa devletlerinin hangisine güvenebileceğini, aslında hiçbirine güvenilemeyeceğini anlamış ve ustalıkla ABD desteğini sağlayıp NATO’ya girmeyi başarmıştır.’ Cümlesi ise, tarihçi olmadığını belirten yazarın; köklü bir tarih şuuruna sâhip olduğunu ortaya koyuyor. Tarih şuuruna sâhip olanlar bilirler ki: ‘Tarih, geçmişteki olaylar hakkında bilgi veren bir kitap olmaktan çok, geleceği şekillendiren ilimdir. Geçmişinin câhili olanlar, geleceğin körüdürler.’ 
Hiç şüphe yok ki yazar, geniş ufuklarda dolaşan, engin ve derin düşünen her aydın gibi, belli bir görüşe sâhiptir. O görüşe karşı çıkanlar elbette olabilir. Fakat hiç kimse, yazarın titiz araştırmacı kimliğinden, samimiyetinden, vatanseverliğinden, milletine daha iyi bir gelecek inşa etme gayretlerindeki belirlemelerinin doğruluğundan şüphe edemez. Özellikle 50 yıl öncesinden günümüze uzanan zaman dilimi çerisinde ‘aydın’ geçinen insanların; Ermeni iddiaları, iç terör, batıya eklemlenme gibi meselelerimizde takındıkları tavırlar, yanıltıcı beyanlar hatırlanırsa, Ali Nejat Ölçen’in üstün vasıfları daha iyi anlaşılır. 
Yazar, Osmanlı’nın kendisini yok etmeye 1535 yılında başladığını belirtmektedir. Şüphesiz doğrudur. Fakat kolaycılığı tercih eden ‘aydın’ geçinenlerimiz için, ülkeyi yönetmeye tâlip olacaklar için, 387 yıllık süreci tahlil etmek imkânsızlık ölçüsünde zor bir iş gibi görülebilir. Onlar, 1838 Baltalimanı Ticaret sözleşmesi ile 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı’nı 1-2 saat içerisinde okuyup, algılama kapasitelerine göre 1-2 ay veya 1-2 yıl süre ile tahlil edip düşünebilseler, Türkiye bugün çok farklı bir konumda olurdu. Böyle yapılmadığı için kayıplarımız ‘muazzam’ denilecek ölçüde büyüktür. Fakat ‘zararın neresinden dönülürse kârdır’ özdeyişiyle hareket edilirse, dönüş için tam zamanıdır. Kendini Yok Eden Osmanlı isimli eser, bu imkânı altın tepsi içerisinde ve bir yudum su ile akla ve zekâya karışıverecek tablet şeklinde sunuyor. Gerisi, ‘Her şeyi yalnızca ben bilirim’ iddiasında olmayanların, kitap okuma zevkine kalmıştır.   
Bu satırların yazarı merak ediyor: İmkân olsa da öğrenilebilse… günümüzde, ülke yönetiminde söz sâhibi olanlardan kaç kişi, ilk baskısının yapıldığı 2006 yılından bu yana geçen 9 yıl içerisinde ‘Kendini Yok Eden Osmanlı’ isimli eseri okumuş ve üzerinde düşünmüştür? 
Umulur ki, bundan sonra ülkeyi yönetmeye tâlip olanlar okurlar. 7 Haziran 2015 tarihine kadar vakitleri var. 
İMAJ KİTABEVİ: Fakülteler Mahallesi, Yeni Acun Sokağı Nu: 5/A-B Cebeci, Ankara Telefon: 0.312-31932 24 
İMAJ YAYINEVİ: Fakülteler Mahallesi, Dirim Sokağı Nu: 23/1 Cebeci, Ankara. Telefon: 0.312-363 54 14                                                              
Belgegeçer: 0.312-363 09 91 e-posta: [email protected]  www.imajyayinevi.com  

Dr. ALİ NEJAT ÖLÇEN: 

4 Haziran 1922 tarihinde Amasya’da doğdu. 1946 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Yüksek Su Mühendisi olarak mezun oldu. 1960 yılında ‘İktisat Doktoru’ unvanına hak kazandı.  1962 yılında Birleşmiş Milletler bursuyla Almanya’da Kiel Üniversitesi’ne ekonomi eğitimi için gönderildi. Devlet Planlama Teşkilatı’nda uzman, Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. 4. ve 5. Dönemde İstanbul milletvekili olarak TBMM’de bulundu. 1976-1978 yılları arasında CHP grup başkan vekilliği yaptı. Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHAK) kurucu üyesidir. Araştırmacı yazar olarak çalışmalarına devam ediyor. Yayınlamakta olduğu ‘Türkiye Sorunları’ isimli kitap dizisi için, www.olcen.net adresli internet sitesinde şu bilgi veriyor: ‘Kitap dizimiz bir halk hizmetidir. Edinmek için bedel ödemek gerekmez. Yazıyla veya telefonla açık adresinizi bildirmeniz yeterlidir. Bu halk bu ülke hepimizin.’
Dr. Ali Nejat Ölçen evli ve 2 evlat babasıdır.

YAYINLANMIŞ TÜRKÇE, ALMANCA VE TERCÜME 21 ADET ESERİNDEN BÂZILARI:
1-Yapı Acısı: (Hâtıra-Roman): Ayyıldız Matbaası. Ankara, 1958
2-Yapı Teknik Dergisi: Ankara,1957-1960, 20 sayı.
3-Akselerasyon Prensibi ve Türkiye'nin Makro-Ekonomomik Hedefleri: Ayyıldız Matbaası, 1965.
4-Türkiye'nin Endüstrileşme Sorunu: Ankara Sanayi Odası, 1967.
5-Halk Sektörü: Ayyıldız Matbaası, Ankara,1974
6-Demokratik Sosyalizme Giriş: Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1977
7-Faşizm Millet Meclisinde Yargılanıyor: Ajans Türk, 1977
8-Toplum Sağlığının Ekonomik Analizi: (Doktora tezi) Hacettepe Üniversitesi, 1978
9-Osmanlı Meclisi Mebusanında İttihat ve Terakki Zorbalığı: (2. baskı), Güldiken Yayınları, Ankara, 1882 ve 2000.
10-İslam’da Karanlığın Başlangıcı: (2. baskı), Ekin Yayınevi, Ankara 1991 ve l994
11-Karl Max ve İngiliz Emperyalizmi: Ekin Yayınevi, Ankara,1992.
12-Ecevit Çemberinde Politika, Politika Çemberinde Ecevit: Ümit Yayıncılık, Ankara, 1995.
13-Devlet Yokuşu: Doruk Yayıncılık, Ankara, 1996
14-Kemalizmin Ekonomisi: Güldikeni Yayınları: (2.baskı), 1997 ve 2000.
15-Vetluga Irmağı / Çarlık Rusya'sında Bir Türk Subayının Anıları: Ümit Yayıncılık, Ankara (2. baskı), 1994 ve 2006. 
16-Özürlüler Yokuşu: Ajans Türk, (yazarı Makbule Ölçen, yayma hazırlayan, A.N. Ölçen), 2005.
17-Türkiye Sorunları: Kitap dizisi, 1-72 sayılar, (ücretsiz dağıtılmaktadır). Yayımı devam ediyor.


KUŞBAKIŞI:

HAYAT, SİL BAŞTAN:

Hayat, Sil Baştan, çılgın, gülünç, şaşırtıcı ve derecede dokunaklı...

Bir gün veya bir gece bir iblis, en koyu yalnızlığınıza kadar gizlice sokulsa ve size; ‘Şimdi yaşamakta olduğun ve bugüne dek yaşadığın hayatı bir defa daha ve pek çok defa daha yaşayacaksın’ dese, ne olurdu?

Peki ya bu hayatlardan birinde elinize Hitler'i öldürme fırsatı geçse, ne yapardınız?

Ursula Todd, 1910 yılının soğuk ve karlı bir gecesinde, varlıklı bir İngiliz bankacı ile eşinin üçüncü çocuğu olarak doğdu. Bu dünyada daha ilk nefeslerini alamamıştı ki, ölüverdi. Aynı soğuk ve karlı gecede, gürbüz ve kanlı canlı bir bebek olarak Ursula Todd doğdu ve en hafif deyimiyle sıradışı bir hayata adımını attı. Ursula yıllar içinde, tıpkı doğduğunda olduğu gibi, farklı şekillerde yaşayıp ölmeye başladı. İçinde bulunduğu dünya ise bir kıyameti yaşıyordu: Tarihteki en büyük iki savaşın tarifsiz korkunçluğu...

Kate Atkinson'ın bu ilgi çekici romanını bitirdiğinizde başa dönüp yeniden okuma isteği duyabilirsiniz. Çünkü Hayat, Sil Baştan… zekice yazılmış bir roman. (Tanıtım Bülteninden)

13 X 21 santim ölçülerinde 496 sayfalık kitabı, Duygu Akın Türkçeye çevirdi, 2015 yılının Şubat ayında okuyucuya sunuldu.

YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK: İstiklal Caddesi Nu: 161-161/A Beyoğlu 34433 İstanbul. Telefon: 0.212-252 47 00 Belgegeçer: 0.212-293 07 23
www.ykykultur.com  e-posta: [email protected] 


KİMSE TEK BAŞINA KURTULAMAZ:

Margaret Mazzantini’nin yazıp Eren Cerdey’in Türkçeye çevirdiği bizden birilerine çok benzeyen bir çiftin hikâyesi…

Onlar birbirlerini çok sevdiler. Delicesine âşık oldular. Evlendiler ve iki çocukları oldu. Yıllar geçti ve şimdi yeni ayrılmış çocuklu bir çift olarak yaz tatillerini planlamak üzere bir akşam yemeğinde buluştular. Birbirlerine dokunmadan, suratları asık ve dillerinde dikkatle seçilen kelimeler, karşılıklı oturuyorlar. İkisinin de aklından aynı sorular geçiyor. Nerede yanlış yaptılar acaba? O tutkulu aşk ilk defa ne zaman öfkeye dönüştü? Belki de çocukken yeterince sevilmediklerinden, kendilerine yalnızlığı sevgili edindiklerinden…

Yazar, bir kuşağın hissî buhranlarını analiz eden bir roman sunuyor bize. Gündelik hayatın maceraperestliğinde sıradan çatışmalar arasında yaşanan bir hayatın hikâyesi…

13,5 X 19,5 santim ölçülerinde, 180 sayalık kitap, Şubat 2015’te yayınlandı.

DOĞAN KİTAP: 19 Mayıs Caddesi, Golden Plaza Nu:1 Kat:10 Şişli 34360 İstanbul. Telefon: 0.212-373 77 00 
Belgegeçer: 0.212-246 66 66  www.dogankitap.com.tr  e-posta: [email protected]  


KAHRAMAN / Üç Hilalin Kahramanları:

Kahraman kelimesi bizim, en yakın ve iç içe olduğumuz bir kelimedir. Türk ve kahraman sanki ikiz kardeştir. Nerede bir Türk varsa orada bir kahramanlık hâdisesi yaşanmıştır. Nerede bir kahramanlık gösterilmişse, orada bir Türk adını duyacağınızdan şüpheniz olmasın.

Türk, kahramanlığını tarih içinde çeşitli biçimlerde göstermiştir. Bazen savaş meydanlarında, bazen ferdî olaylarda, bazen dürüstlük ve fedakârlık şeklinde.

Yazar kitabında, kısa bir tarih dönemi içinde tanıdığı, bazıları hayatta olan, kıyasıya bir mücadele içinde bulunmuş gerçek kahramanları yazmış. Yaşayanlardan çoğu hâlâ mücâdeleye devam ediyor.

Ahmet B. Karabacak, kitabını; sevgili milletine ve gençlere heyecan vermek ve moral aşılamak için yazdığını söylüyor.

13,5 X 21 santim ölçülerinde, 155 sayfalık kitap Şubat 2015’te yayınlandı.

BİLGEOĞUZ YAYINLARI:  Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-527 33 65
Belgegeçer: 0.212-527 33 64  e-posta: [email protected]  www.bilgeoguz.com.tr


DERKENAR:

ELEKTRONİK KİTAP

Elektronik kitabın klasik kitaba göre, hem okuma işleminin verimini arttıran hem de yayıncılık alanına fayda sağlayan üstünlükleri yanında, bâzı zorlukları var. En başta zorluk, teknolojiye ısınamayan okuyucuların ekran karşısında rahat olamamaları ve kendisini okuduklarına veremeyişleridir.

Bunu problem olarak görmeyenler ise, öncelikle e-kitap ile daha hızlı bir okuma gerçekleştiriyorlar. Microsoft Reader, e-kitapların istenilen hızda kolayca okunmasına, not alınmasına ve işâret konulmasına imkân sağlıyor. Elektriğin kesik olduğu veya hiç olmadığı ortamlarda da kitap okumayı mümkün kılıyor. Ayrıca arama yapıp belki de sayfa çevirerek bulunamayacak bölümlere kolayca ulaşmak da önemli bir özellik. E-kitaplar geliştikçe, metnin içindeki bir şey hakkında internet'ten ve veri tabanlarından tek tıkla detaylı bilgi alınabilmesi de önemli bir üstünlük.

İstediğiniz kitabı, e-kitap cihazına internet'ten veya uzak bir noktadan sipariş verdiğinizde postadan size ulaşmasını beklemek yerine dakikalar içinde bilgisayarınıza indirebilmeniz mümkün. Bu olumlu sonuç aynı zamanda matbaa, dağıtım kanalları gibi aracıların ortadan kalkacağının ve dolayısıyla daha düşük maliyetli kitapların habercisidir.

Öte yandan, yazarlara da eserlerini yayınlama ve dağıtma konusunda e-kitaplar önemli faydalar sağlıyor ve sağlayacak.

E-kitap alanının birkaç problemi de yok değil. Birincisi; standartların henüz yerleşmemiş olması. Bazı e-kitapları okumak için fazladan çaba harcamak gerekebilir. Diğer bir problem ise; normal kitaplar gibi arkadaşlarınızla rahatça değiştirmenin, ödünç vermenin zor olmasıdır. Şüphesiz bir süre sonra bu alanda da mp3 değişimi gibi tartışılan gelişmeler yaşanacak...


KISA KISA:


1-TAŞ DEVRİNDEN KAPİTALİZME UYGARLIKLAR: Cüneyt Akalın / Tarihçi Kitabevi.

2-DİN SOYKÜTÜKLERİ: Talal Asad’dan Çeviren: Ayet Aram Tekin / Metis Yayınları.

3-OSMANLI’NIN ORTADOĞU’DAN ÇEKİLİŞİ: Ahmet Özcan / Yarın Yayınları.

4-ÇÖKÜŞ: Steve Taylor’dan Çeviren: Fulya Özkan / Maya Kitap.

5-KIRIM SAVAŞI: Clive Ponting’den Türkçeye tercüme eden: Hakan Abacı / Alfa Yayınları