İnsan istemese de zaman su gibi akıp gidiyor. Akıp giden zamanda, İşinizin haricinde hatta fırsat buldukça kitap okumak,okuduğnuzu arkadaşlarınızla paylaşmak ne güzel olur değilmi?. 

Hatta gündemi takip etmek insana güven verir yaşadığmız bu hayatta siznde var olduğnuz anlaşılır. Boş geçen zamanı öldürmektense onu yaşatmak hayatımıza bir anlam katar.

Kitap okumayı asla zaman öldürmek olarak düşünmeyin, zamanı yakaladığınızı düşünün. İnsanın nasıl vücudu bazı gıdalara, vitamine ihtiyaç duyuyorsa, beyni de müzik dinlemeye bir şeyler okumaya, sohbet etmeye, öğrenmeye, ihtiyaç duyuyor. 

Zamanla boş kaldığnızda bunu hissedersiniz. Monoton geçen yaşamda, sadece zaman öldürsünüz. beyin hücreleri daha çabuk ölüyor. Yeni birşeyler öğrenmek, için vakit ayırın. Önümüzde ne kadar yaşayacağımızı bilemediğimiz için yaşadığmız her günün değerini bilelim. 

Hayatımızı Alzaymırlı bir hasta olarak geçirmeyelim.. 

Yazalım ve okuyalım. Ne yazacağım diye, telaşa kapılmayın. Geçmişimizi geleceğmizi yazmakla işe başlıyabilirsınız. Hayatımızı boşa harcamayalım her yazılan, bilgilerden de zevk almanın yolunu bulalım. Yazılan her yazının, söylenen her şarkının, okunan her şiirin yazan insan için ne kadar değerli olduğunu, ancak yazarsak anlarız.

Her yazılan da anlamlı demek değildir. Söylenen her yazı, düşünerek düşünülerek, yazılırsa bir anlam oluşturur. Düşünmeden paylaşılan sözler karşınızdaki kişi, anlamadığı için, laf kirliliğinden başka bir şey değildir. Ancak insanların tepkisini üzerine çeker.. 

Ayrca yazılan yazılar insanın kişiliğni ortaya döker. Sosyal medyada birçok insanlar yazıyor. Biz onları ancak yazılarıyla tanıyoruz. 
Bunun için düşüncemizi geliştrmek ve çevremizde olan olaylardan habrimiz olması için işimizden arta kalan zamanda hem vucudumuzun dinlenmesi hemde beynimizin çalışması için biraz çaba göstererek okumaya ve yazmaya ihtiyacımız vardır. Kutsal kitabımız bile OKU diye başlar..