Hayat sadece seçimlerden ibarettir, bu seçimler her saniye yapılır ama en önemlisi, hayatı ne kadar manalı yaşamak istiyoruz seçimidir. Kişinin hayatta her saniye yaptığı ufak tercihlerin bir bütünüdür bu. Ve sonucunda duygularının, düşüncelerinin, davranışlarının sorumluluğunu almak zorundadır. Çünkü tercihler bedelleriye birlikte gelir.
Tercihlerdeki iradenin/iradesizliğin, bedelini, dış etkenlerin rolünü pek yansıtmayan saptamadır aynı zamanda. Yaşamın nedensellik ve nitelik kavramlarının birbirinin içine geçmesinden ibarettir. Her tercih aynı zamanda bir vazgeçiş, her vazgeçiş de bir tercih anlamına gelir.
Her şeyi oluruna bırakıp seçimlerin oluşturduğu yola uyması, olanın üzerinde ilerlemesi daha basit, daha az nöron sarfiyatina yol açacak yolda ilerlemek de bir seçimdir elbet.
Kaderimizde varmış, yazılmışsa olur demekten çok, hayatında olanlara kendisinin karar verebileceğine inananlar günlük yaşamında bir çok şey arasında seçim yapmak zorunda kalır. 
Örneğin düşünce ve görüntü kirliliğinden izlenilmez hale gelen yüzlerce televizyon kanalından birini seçmek de bir tercih meselesidir. Bu konuda Arthur Schopenhauer kirpi yaklaşımı güzel bir örnektir: 
“Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. Isınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi toplum gereksinimi insanları bir araya getirir, ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır.” 
Aynı manzaraya başka bir çerçeveden baktığımızda, gözümüzü odaklandığımız pencereden aldığımızda bize gösterilen, sunulan yerine diğer ayrıntıları görebiliriz. İnsan ancak hayatında olmazsa olmazları bir kutuya kaldırdığında kendi kendine kalabilir. Tamamen insan olması özgür iradenin korunması açısından önemlidir. Bir şeyden vazgeçmek bir yenilgi değildir. Ait olmaktan, bir parçası olmaktan vazgeçmek cesarettir, tercih ise özgürlüktür. Öyle ise her tercih bir diğerinden vazgeçiştir.