Kimlikler vardır. 
Kişileri anlatır, mekanları anlatır, kurumları anlatır. Kimlik, biz ve toplumun bakışıyla ne anlam ifade ettiğimizdir.
Psikoloji ve sosyoloji, bioloji ve felsefe hepsini ilgilendirir.
Psikolojideki kimlik, öznellik hissi ve bütünlük olarak açıklanır. Kesintili yapıyı farklılıklar arası çatışmalar izler… Ben, sen, o, biz gibi…İnsanlar sosyal olguları derinleştirerek kimliğini oluşturur. 
Kız ve erkek cinsel bir kimlik oluşturarak biolojik ve kültürel farklılığı doğurur. Tabii sosyal olguların reddi farklı kimlikleri de beraberinde getirir. Kimi Kabul eder kimi etmez. Bu da yetiştiği sosyal çevreyle doğru orantılıdır. Cinsel kimlik oluşurken, çocuğun kız ya da erkek olması ona aynı zamanda bir rol de kazandırır- Hem biyolojik farklılık hem kültürel farklılık…
Mesela şöyle söylemlerle karşılaşabilirsiniz; 
“Böyle yaşayacağım kime ne?” ya da “K.....mı açarım bakmasın efendim!”
“Hemcinslerimden hoşlanıyorum, benim yaşam tarzım onlara ne?”
Oysa sosyolojide ki kimlik; Toplum ile kişinin oluşturduğu ilişkiye odaklanmıştır. Kabul edilir, edilmez. Fanatikler savaş çıkarır o kadar.
Yani insanın bulunduğu statü ile toplum tarafından belirlenen kimlik, insanın kendi oluşturduğu seçtiği kimlikler birbirinden farklıdır. Bu durumda bireysel kimlik, sosyal kimlikten ayrılmıştır. 
Bir de sosyal kimlik var ki bir gruba üye insanların paylaşımıyla oluşur. Spor takımı siyasi takım gibi…
Mekanların kimlikleri ise çeşit çeşittir. Eski mekanların verdiği hüzün dinginlik eskinin tarihi kokusuyla harmanlanırken, farklı tarzlarla döşenmiş mekan kimlikleri çeşitli adlar alır. Art-Deko, Modern, Neo-Klasik, Barok, Post-Modern, Hi-Tech, Loft gibi kimliklere bürünür. Tarihin derinliklerinden gelen bir yapının kimliği ile yeni yapılmışlar eski havasını yansıtsa da hiçbir zaman aynı kimlikte olamaz. Ancak iyi bir taklit olabilirler.
Kurumlar kimlik oluştururken de şartları konmuş kurumsal kimliği yansıtmak zorundadır. Ford, BMW,  Versage, Louis Vuitton gibi…
Şimdi bu bilgilerin ışığı altında diyorum ki, son yıllarda yaşadığımız topraklarda gerçekten her konuda bir kimlik kargaşası yaşanıyor. 
Bahsettiğim her türlü kimlikler de bir yanar döner durum var ki, evlere şenlik.
Bir bakıyorsunuz bir spor takımında asırlaşmış futbolcu tüm kimlik bilgilerini silip başka takıma transfer oluyor, bir tv kanalında yıllardır görmeye alıştığınız spiker yallah başka bir kanala… Bu kez o kanalın reklamıyla “Bizden ayrılmayın” diyor. Bir siyasi parti üyesi adı partiyle özdeşleşmiş- zınk bir başka- partide “Canlarım ben geldim” diyor. (Sanki yıllardır onu orada zincirlerle tutmuşlar gibi.)
İdam edilen tuu kakalar, anıt mezarlarla İstanbul’a dönüş yaptırılıyorlar.
Kimlik ararken kimliksiz kalanlar…
Mekanlar içinde çeşitli kimlikli tarzlar taşıyabiliyor-eh bu kadar kimlik arayışı içinde normal.
Türbanlılar açılıyor, açıklar pat diye kapanıyor. Hocalar birden iktidara savaş açıyor.
“Yoo ben yıllardır sağcıyım sen yanlış biliyorsun” diyor tam bir komunist kimlikli amca, abla… 
Kimin eli kimin cebinde Dallasvari bir yaşam içindeyiz. Biz yetişirken onur, ahlak, vicdan,  yüreklilik, tükürdüğünü yalamamak, saygı, sözünün eri olmak çok önemli değerlerdi.
Bunlara uymayanlara şey çocuğu denirdi. Şimdi onlara ne kadar haksızlık edildiğini anlıyorum.  
Senet, çek, noter, nikah, sözleşme, mahkeme hiçbir önem taşımıyor. 
Demek ki buzdağının altı ile üste çıkış, tam bir savaş halinde. 
Bu nedir?
Bu bir felakettir. 
Kafalar error vermiş demektir.
Nasıl toplanır?
Bilmiyorum. Yokoluştur zaten, yeni DNA lara ihtiyaç vardır.
Hadi bir de yaşadığım olayı anlatayım.
Son 10 senedir hiç bir dangalaklığını görmediğim, ancak son yıllarda kimliğini kaybedip, bir türlü bulamayan semtine göre TC.’yi indiren- koyan bir bankanın ATM sinden küsuratli paramı çekebilmek için 5 tl yatırdım ATM parayı aldı ve  yok etti. İnanmayacaksınız ama para resmen uçtu. Ne kadar şikayet etsem de o para oraya yatmamış göründü. Üstelik daha da rezillik bana Beşiktaş şubesi tarafından, halüsinasyon yaşadığım vurgulandı. 
Kim tersten geliyor diye cıngar çıkardım. 
Şikayet edin dediler. Bal gibi biliyorlar ki, kimi kime edeceğim?
Aynı bankadan bir telefon geldi. Bir yıl önce kredi alırken ben, bilmem ne vergisi çekilmemiş yatırın dedi. Aaaaa iyice zıvanadan çıktım. Kredi kartımın limitini de çok yükseklere çıkartmışlardı. Bu saçmalıkları yaşamayacağım dedim ve başka bankadan kredi alıp bu bankayla ilişiğimi kesmeye karar verdim. 
Tüm borçlarımı Bakırköy şubesinden öğrenip diğer bankadan başka bir kredi çektim ve eft yaptırdım. Cuma olduğu için pazartesi günü şubeye gidip kredimi ve kredi kartımı kapatma talimatı verdim.
Bazıları o..doğar bazıları o..olur.
Bana 650 TL eksik deyip son dakika gölü attılar.
Bireysel, müdür yardımcısına, yardımcı müdüre attı. Tekrar izah ettim.
Müdür çok yardımcı oldu;
“Bir yanlışlık yapmış arkadaşımız napıyım döveyim mi?”
Allah bu kapitalizmi de sosyalizmi de faşizmin de her türlü –izm- in de belasını versin. 
Olan vatandaşa oluyor!
Kim kimi benimserse benimsesin umurumda değil ama;
İnsan denince bilinen kimlik yok artık!
Kim, Kimdir?