Tarih 1960 Yahudiler ABD tarihinde Yahudi olmayan bir başkanı destekliyorlar ve John Kennedy Amerika’ya başkan oluyordu. Başkan Kennedy'yi iktidara taşıyan ise maddi olarak da kampanyasını destekleyen Abe Feinberg’ti Kennedy başkan olunca nükleer silahların yayılmasını durdurmak istiyordu. Nükleer silahlarda da kontrolün olmasını istiyordu.
Ben Gurion ile Kennedy arasındaki mektuplarda bu konu yazılırken, Ben Gurıon nükleer tesis yaptığını ve atom bombası çalışmalarını sürdürdüğünü hiçbir zaman açıklamadı. Bu soğukluk öylece sürüp gitti. Kennedy isteklerini yapmadığı bir cenahın problemi haline de gelmeye başlamıştı. 1961 Mayıs ayında gayri resmi bir ziyarette bulunan Ben Gurion başkan ile Waldorf Astoria Oteli'nde görüştü. Bu görüşme kayıt dışı idi hiçbir zabıt tutulmamıştı. Dimona'nın barışçıl amaçlarla inşa edildiğini bir kez daha dile getirdi. Başkan ise bu tesisin denetlenmesini istiyordu. Aynı durumlar İran ile ABD arasındaki nükleer anlaşma imzalanınca  da gerçekleşmeye başladı.
Mısır’ın Mig 21 alması üzerine İsrail Amerika’dan Hawk füzeleri satın almak istediğini Kennedy’ye iletti. Kennedy silah anlaşmasını kaldırarak bu füzeleri verebileceğini ama karşılığında Dimona’da denetim hakkı istiyordu. Bu duruma şiddetli karşı çıkan İsrail’e çözümü Fransızlar sundu.
İsrail’in planı şuydu; Dimona’da yalancı bir kontrol odası hazırlandı. Sahte kontrol panelleri 24 megawatlık bir reaktörün termal üretimini ölçen bilgisayarlı ölçü aletleriyle donatıldı. Heyetin çekirdeğe girmemesi kararı alındı. Amerikalılar günlerce tesisi gezdiler. Kontrol odasından şüphelenmediler. İsrailliler odanın içine mühendisler bile koydular.
Gizleme işleminin bir kolay yolu da şu oldu. Gelen Amerikalıların İbranice bilmemeleriydi. Ekibin başında Floyd L.Culler vardı.  O tarihte Beyaz Saray’a yolladığı raporda reaktörün standart bir reaktör olduğunu belirtti. 1962 yılı boyunca nükleer silahlarda kontrolü kabul etme ilkelerini sıkı sıkıya benimseyen John Kennedy, Ben Gorion’u Uluslararası denetim konusunda sıkıştırdı. İsrail’in nükleer programını kendi başkanlığı döneminde yavaşlatmak yerine genişlettiğini istihbarat raporlarından öğrenen Kennedy yeni başbakan Eşkol’ü de sıkıştırdı. 1963 sonbaharında ise atmosferde su altında ve uzayda denemeleri yasaklayan  “Sınırlı Deneme Yasağı Anlaşması” nın senato tarafından onaylamasından sonra eli güçlendi. 
ABD -Rusya arasındaki nükleer gücün üç yüz milyon insanı öldürebilecek noktada olması üzerine bunun azaltılması için çalışan Kennedy 22 Kasım 1963 Dallas’ta bugün hala tartışılan bir konumda suikastçılara kurban gitti. Onun nükleer silahların azaltılması projesi ancak 2002 yılında gerçekleşti.  İsrail’in güvenilir kaynaklarının açıkladığına göre 1960 yılının ortalarında ilk atom denemesi, İsrail-Mısır sınırına yakın bir yer altı mağarasında düşük ağırlıkta bir nükleer deneme yapıldı. Patlama sonrasında Sina Yarımadası ‘nda bazı yerler sallandı. Dimona’da ki üs ve çevresi sallanırken, Amerikalıların bu konuda hala doğru düzgün bilgileri yoktu. Belki de umursamıyorlardı
Zaten önem veren Başkan Kennedy öldürülmüş ve İsrail rahatlamıştı. Yerine gelen Başkan Johnson’ın ise bir şeyden haberi yoktu.
İsrail Nükleer güce kavuştuktan sonra bunu Amerika’ya kabul ettireceğine inanılıyordu. Bu yönde ki raporlar saklanmıştı. Hatta çok önemli bir tanesi Kennedy öldürüldükten sonra adına açılan bir kütüphanede yirmi yıl sonra bulunması bize fikir veriyor. Başkan Johnson’da Nükleer silahların önlenmesi konusuna duyarlıydı, hatta Afrika-Latin Amerika ve Ortadoğu da Nükleer silahlarından arındırılmış ile uğraşan Amerika, İsrail’e modern savaş uçakları verirken Dimona ‘daki üssü kontrol etme isteğinden de vazgeçti. 
Ve son nokta 1967 yılında İsrail Amerikan istihbaratından şunu öğreniyor;  Ortadoğu’da artık Rusya’nın Nükleer hedefine girmişti.  Tel Aviv- Hayfa-Berşeba ve Aşhod kentleri listeye eklenmişti.
Amerikan başkanlarının hepsinin birinci görevi bir Üçüncü Dünya Savaşının çıkışını engellemek, ikincisi, hiçbir Amerikan başkanı İsrail işgali altında ki topraklar için Üçüncü Dünya Savaşı tehlikesini göze almaz. Üçüncüsü Tüm bunları Rusya’da biliyor.