Kendimiz olmak için yaratıldık fakat doğru kişi olabilmek adına önceliklerimizi başkalarının bizi yönlendirmesiyle, ebeveynlerin öğretisiyle, kendimiz olmanın dışına çıkmak zorunda bırakıldık. Hayatımız da önceliği olan bir başkası bizi nasıl görmek istiyorsa ona göre davranıp o maskeleri takındık.

Bizler küçük yaşımızdan itibaren kendimiz gibi davrandığımız da kaybetmeyi öğrendik.

Zaten küçüklükten beri öğretilen bu değil mi bize? Yaramazlık yapmazsak sevildik, çalışkan olursak sevildik, susarsak sevildik… Sevilelim diye kendimizi unuttuk. Böyle olunca ne sevmek için ne de sevilmek için karşılık bekleyen insanlara kızmak anlamsız. Başka yol öğretmediler ki! Eminim bilseydik diğer yolu yani sağlıklı olanı yaşayıp yaşatırdık. 

Kim neden korkutmuşsa bizi bu kadar!?  Kendimiz olmayı başaramıyoruz. Kendimiz olunca toplumsal kabul görememekten, dışlanmaktan ve en çok kendi gözlerimize bakmaktan... Neleri görmekten korkuyoruz? Hatalarımızı mı? Günahlarımızı mı? Başarısızlıklarımızı mı? Bencilliklerimizi mi? İnsan olduğumuz gerçeğinden mi kaçıyoruz? Yoksa her insan gibi olduğumuz gerçeğinden mi? Hep farklı sanıyoruz kendimizi, hep başka, hep ayrı, hep özel. Ödümüz kopuyor sıradanlıktan ama bir yandanda çemberin dışına adım atmayı göze alamıyoruz. Göze alanlarada hasetle bakıyoruz. Ne cüretle ayrılır sürüden diyoruz, neyine güvenir de kendini seçer...

Birçok insan dönüp sormuyor kendine '' Ben Kimim?'' diye... Dayatılan hayatı yaşıyor. Kim ne isterse, kimi nasıl memnun edecekse, kim nasıl yanında kalacaksa o şekilde yaşamına devam ediyor... 

Peki... Kendimiz olmayı nasıl başarabiliriz?

KENDİN OLABİLMENİN YOLLARI...

Öncelikle üç tip benlik modeli olduğundan bahsedebiliriz. Yani senin içinde üç tane daha senden var. Bir tanesi senin doğuştan getirdiğin ve yaşam amacını barındıran sen. Diğeri insanların, toplumun, kültürün benzeri bir sürü şeyin sonradan öğrendiğimiz senden beklenen sen. Sonuncusu ise oldukça yıpratıcı olan idealize ettiğin sen. Bu üçü arasında nasıl gidip geldiğin ise senin kendin olmanı belirliyor.

Dış seslere kulak asma!..

Dış sesleri kısıp kendi içsesini duymaya yönelik zaman ayırman. Yani diğerlerinin senden ne beklediklerini bırakıp, senin kendinden beklediklerini bırakıp neyi yapabildiğine odaklanabilirsin. Bunu yapmaya başladıkça da yüzün çok fazla gülüp, kalbin çok daha fazla seviyor olacak.

Kendini sev!..

Her zaman ama her zaman mutlaka kendine iyi davran. Kendini sev, şefkatle yaklaş. Yanlış yaptığında acımasızca kendini eleştirip üzme. Aksine başını okşa, kendini kucakla ve her şeyin geçeceğini söyle. 

Önce sen!..

Ailen dışında ki insanlarla ilişkilerinde asla kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atma ve kendini hayallerle kandırma. Her zaman ama her zaman önce sen gelmelisin. Asla başka insanlar üzülmesin diye kendini üzmeyi tercih etme. 

Mümkün olduğunca kimsenin senin adına karar vermesine izin verme ama başkalarının haklı olabileceğini de unutma. Bu hayat senin ve istediğin gibi yaşamaya hakkın var. Başkalarını dinle ve onların bakış açısını anlamaya çalış.

Kendi iç sesini dinle !..

Asla kaybetmekten korkarak, sırf inanmak istediğin için karşında ki insanın sevgi sözcüklerine inanma. Sevgi insanın kalbinde, gözlerinde, davranışlarında ve ses tonunda saklıdır. Sana verdiği önem ve değerdedir. Senin için yaptığı fedakarlıklardadır. 

Her zaman ama her zaman, mutlaka kalbini dinle. Hayatta senin için neyin doğru olduğunu bir tek içindeki ses söyleyebilir. Dolayısıyla içindeki sesle konuşmayı öğren. Her gün kendinle kalmak için zaman ayır ve kalbini dinle. 

Cesur ol!..

Asla tecrübe kazanmaktan kaçma.  Ne kadar zor olursa olsun, yeniden ayağa kalk ve yola devam et. Hayatı öğrenmek için o tecrübelere ihtiyacın var. Cesur insan korkusuzca devam edebilendir.Kahraman insan tüm acılarına rağmen yenilmeyendir...

Bakın sevgili Osho güzel eseri Sevgi ile kendi gibi olmak halimizi nasıl yorumluyor;

"Ne zaman birisi sana başka birisi gibi olmanı söylese, sen kabul edilmemişsindir. Sen buyur edilmezsin, sen davetsiz bir misafir gibisin. Başka birisi halini almadıkça, sevilmeyeceksin. Seni mahveden ve sadece sen sahte, samimiyetsiz olduğunda gelen bu sevgi ne türden bir şeydir?" 

Sen, otantik olarak sadece kendin olabilirsin. Onun dışındaki her şey sahte olacaktır, diğer her şey sadece maskeler, kişilikler olacaktır ama senin özün olmayacaktır... O sadece dışarıda olacaktır. Bir yüz, ama asla senin yüzün değil '' ...

Kendin olmaktan korkmadığın duygun her daim seninle olsun...

Sibel Bakırcı Özkoçan