Günlük hayatta birçok kimsenin yaptığı kelimeleri yumuşatarak, yâ da anlamını kaybedecek cümleler kurarak suçu örtmeye çalışmak. Normal veya kazara olmuş gibi sunmaya çalışmak.  Yapılan suçun üzerini bez ile kapatmaya çalışma çabasıdır yapılmak istenen iş. Maalesef ülkemizde vatandaşlara örnek olması gereken yöneticilerin en çok başvurduğu bir durumdur.
Hâlbuki “Doğru insan söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmuyorsa utanç duyar” Tam olarak ifade edemediğimiz olayları bazen kısa ve etkili bir şekilde anlatmak için atasözlerimiz devreye girer.
“Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz.” gibi.
Toplum olarak öyle bir geldik ki. Yapılana değil, lafa bakar olduk görüyor musunuz ne güzel konuşuyor. İyi de güzel konuşmak farklı, faydalı icraat yapmak farklı. Aslolan güzel iş yapmak değil midir? Laf karın doyurmuyor ki. 
Dönersek konumuza, acaba diyorum herkesin anladığı öz Türkçe veya yapılan fiili en iyi anlatacak cümleler kursak ne olur. Tabii ki yapılan icraat bize makam mevki maddi ve manevi bir kazanç sağlayacaksa olursa mutlaka vurgulu ve herkesin anlayacağı dilden konuşuruz. Yok, efendim, puan kaybedecek bir durum varsa, araya yabancı kelime veya olayı tam ifade etmeyen cümleler kullanmada üstümüze yoktur. Bu konuda başta siyasetçilerimizi dünyada tek geçerim. Örnek olarak verecek olursak.
Akaryakıta yarından itibaren % 5 zam gelmiştir… gibi bir beyanat nasıl karşılanır. Asla böyle bir kelime kullanılmaz. Burada tepki azaltıcı algılar devreye girer.
“Akaryakıta uluslar arası dolar dalgalanmalarına istinaden, yarından itibaren fiyat ayarlanmasına gidilmiştir”
Görüyorsunuz ne kadar sevimli bir yaklaşım. Zammı gören var mı yok.
2013 yılı bütçesi 60 milyar dolar açık vermiştir. Ne anladı normal vatandaş hiçbir şey. Peki, şöyle denilse;
“2013 yılı bütçesinde 60 milyar dolar zarar ettik ey vatandaş dense ne olur, vatandaş çüş der kardeşim o kadar vergi ne oldu paralara”
Veya “efendim bütçe faiz dışı 50 milyar dolar fazla verdi” Ne anladı normal vatandaş. Vay anasına be ulan bütçe fazla vermiş, helal olsun adamlara.
Peki, aslı ne? Efendim faiz ödememiş olsaydı şu kadar fazla vermiş olacaktık. Yani sonuçta yine zarar. Amcam halan olurdu şöyle olsaydı gibi.
Karayolları ihalesine fesat karıştırılmış. Ne olmuş yani biri fesat etmiş kıskanmış mı nedir olay.
Olayın Türkçesi ihalede hırsızlık yapmışlar, devleti zarara uğratmış beyefendiler.
Efendim biz dünya lideriyiz. Dünyada özgün bir ağırlığımız var. Bizden habersiz Ortadoğu’da yaprak kıpırdamaz.
Bu sözü anlaşılır bir biçimde tercüme edersek;
Artık dünyada sözümüz geçmiyor. Ortadoğu ‘a ağırlığımız kaybolmuştur. Küresel bir güç değiliz, demektir.
Siz hiç ABD devletinin yetkili bir ağzından “Biz dünyada süper gücüz, bizden habersiz yaprak kıpırdamaz” gibi havaya yumruk atan bir devlet adamı gördünüz mü? Göremezsiniz. Çünkü adamlar zaten süper güç, bunu söylemeleri gerekmiyor.
Sürekli umut aşılamakta usta olan beyefendiler, bana göre en büyük başarıları başarısızlıklarını başarıymış gibi sunma başarılarıdır.  Yıllardır ileri demokrasiye geçtik, muasır medeniyet yolunda hızlı adımlarla ilerliyoruz, insan haklarında evrensel hukuka uygun hale geldik, sanayide devrim yaptık, ulusal sanayimizi kurduk, her gün yüzlerce toplu açılış yapılan bir ülke yarattık, kişi hak ve hürriyetlerinde dünya standartlarını yakaladık, milli gelir seviyemiz arttı, velhasıl dünyanın süper gücü olduk.
Bizlerin anlayamadığı tabii ki bu anlatılanlar. Türkiye’de ise biz neden göremiyoruz, tüm bu iyileşmeler neden hayatımızın her alanına yansımıyor. Madem öyle neden kömür, makarna dağıtıyorsunuz.
Madem öyle neden 20 milyon insan yoksulluk sınırında.
Madem öyle neden intiharlar, kadına şiddet, soygunlar,  fuhuş her türlü olumsuzluklar zirve yapıyor.
Madem çok geliştik, zenginleştik. Neden geçim sıkıntısı çekiyor insanlar. Bankalara borçsuz insan nerdeyse yok denecek kadar az.
Mademki her şey yolunda, çok iyi yönetiyorsunuz. Neden insanlar kutuplaştı. Niçin hala işsizlik çift haneye demir attı. Mademki süper gücüz niçin terör örgütleri meydan okuyor. Onlara boyun eğmek zorunda kalıyoruz.
Madem çok iyi yönetiyorsunuz, neden hukuka güvenimiz sıfırlandı. Niçin geleceğe güvenle bakamıyoruz. 
Mutsuzluluğumuzun sebebini biliyorsanız, bari onu söyleyin sakın bize kader, mukadderat demeyin. İşin fıtratında bunlarda var demeyiniz. 
Saygıyla kalınız…