Son gelişmeler Kazakistan’ın siber savaş için yeni poligon olarak seçildiğini göstermektedir. Günümüzde arenada iki Kazakistan mevcut, biri – gerçek, huzurla yaşamaya ve çalışmaya devam eden, diğeri çarpık tablo şeklinde sanal bir yaşam. 

Birincisini biliyorum, çünkü iş gereği sıkça Kazakistan’da bulunuyorum. İkincisiyle şaşkınlıkla kısa bir süre önce tanıştım. Bilhassa sosyal ağları çarpıtmalar ve sahte bilgilerle kirleten Internet kullanıcıları ve trol blogerlerin egemen devlete siber saldırıda bulunduklarını ilk kez kendi gözlerimle gördüm.

Anlaşıldığı üzere, çıkış noktası arazi konusu olmuştur. Sosyal ağlarda özellikle bu konu hâkimdir. İddiaya göre yabancılara Kazakistan arazilerini mülkiyetine almanın yolunu açacak Toprak kanununa değişikliklerin yapılması söz konusudur. Elbette bu toplumun olumsuz tepkisini uyandırmıştır. 

Daha derinden bakılırsa, fırtına 1 Temmuz 2016’da yürürlüğe girmesi planlanan Toprak kanuna değişiklik ve ilavelerin çevresinde kopmuştur. Değişikliklerle arazilerin ihaleyle özel mülkiyete satın alınması öngörülmektedir. Fakat bu hüküm sadece Kazakistanlıları kapsamaktadır. Bu hususta huzur bozucular sinsice ses çıkarmamaktadır. 

Yani arazi satışı söz konusu bile olmamıştır. Yabancı yatırımcılar Kazakistan’da araziyi sadece kiralama hakkına sahip olacaktır. 2014 yılında yapılan mevzuat değişiklikleri gereği kira süresi 10 yıldan 25’e artırılmıştır. Kira süresinin artırılması tarım alanına yatırımcıların teşvik edilmesi ile ilgili strateji politikasıyla örtüşmektedir. Zira bu oldukça maliyetli bir alan ve geri kazanmak için 10 yıl yetersizdir. 

Neden özellikle son günlerde olumsuz söylemler artmıştır? Neden “kira” sözcüğü ısrarla “satış” olarak değiştirilmektedir. Her şey çok basit, toprak konusu olmasa, mutlaka başka bir konu çıkacaktı. Zira Kazakistan’da istikrarsızlık senaryosunun startını veren sahne arkasındaki siyasi stratejistler yalanın ne kadar kuyruklu olursa, insanların daha kolay inanacağı ilkesine göre hareket ederler. 

Ülkenin emniyet birimlerinin itibarını hedef alan resimler de aynı seridendir. 1 Mayıs 2016’da sosyal ağı sözde Kızılorda polisinin işkencelerinden mağdur olan kanlar içindeki bir erkeğin fotoğrafları patlatmıştır. Fakat fotoğrafın Şubat 2015’de Çin’de yaşanan olayla ilgili yabancı haber sitesinden alındığı anlaşılmıştır. Ve bu bazı güçlerin Kazakistan’a siber savaş açtığını kanıtlayan birçok olgudan sadece biridir. Arazi ihtilafının adeta cımbızla çekilerek alındığı gibi, diğer konular da insanların aklına istikrarsızlık tohumlarını ekerek kasıtlı olarak çarpıtılmaktadır. 

Bu durumu kısmen hammadde krizi, petrol ve maden fiyatının düşmesi etkilemektedir. Aslında “Ulusal plan – yüz adım” olarak tanımlanan iktidarın kurumsal inisiyatifleri ile bilhassa hidrokarbon bağımlılığının ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. Ekonomi alanında bu dünya pazarında Kazakistan’ın rekabet edebilir durumda olabileceği nişlerin arayışı gözlemlenmektedir. Bu tür nişlerden biri tam da tarım alanıdır. Hâlihazırda sadece bu alanda 1 milyar ABD doları tutarında 22 büyük projeni hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Kazakistan Devlet Başkanının yurtdışı ziyaretleri, söz konusu alanın İran ve Türkiye’de, ayrıca birçok diğer ülkelerde ilgi uyandırdığını göstermiştir. Sonuç itibariyle tüm bunlar ülkeye yeni yatırımlar ve ileri teknolojiyi çekecek, ülkenin tarım potansiyelinin büyümesini sağlayacaktır. Türkiye de bir dönem bu yola başvurarak, Akdeniz sahilini yabancı yatırımcılara kiraya vermiş ve sonuç itibariyle güçlü turizm sanayini kalkındırmıştır. 

Yani anlaşılıyor ki en uygunsuz zamanda aniden gündeme oturan arazi konusuyla ilgili sosyal tartışma öngörülmeyen güçlü gerilime dönüşmüştür. Ve ülkenin huzurlu ortamı korunmasına rağmen, sosyal ağlarda yetkililerin itibarını zedeleyecek ciddi ihtiraslar tenceresi kaynamaktadır. Bazı sivil toplum örgütleri Kazakistan’ın refahından hayali endişe duyguları arkasına gizlenerek fiilen yıkıcı faaliyet yürütmektedir. Yatırımcılarla mücadele, malvarlıklarının istimlak edilmesine çağrılar, eğitim reformlarının eleştirilmesi, her türlü argümana başvurulmaktadır. Gerekçe yoksa uydurulmaktadır. Bilindiği üzere bu tür durumlarda sosyal patlamayı sağlayacak kutsal figür aranmaya başlar. Polislerin işkencesine maruz kalan hayali kahraman – sadece kamuyu kızıştırma, kamuoyunu yoklama girişimidir. Dolayısıyla kanaatimce kısa bir süre sonra kışkırtmalar beklenmelidir. 

Elbette birçoğu Kazakistan’ın istikrarını kim bozmak ister sorusunu sorabilir. Bu soruyu yanıtsız bırakacağım. Fakat Kazakistan’da Ukrayna veya Kırgızistan senaryosunu tekrarlama girişimi gerçekleşirse, ne olacağını söyleyebilirim. Bu durumda ülke ekonomisinin kalkınması rafa kaldırılabilir, hammadde bağımlısı ve zayıf hassas ülke olarak kalacaktır. 

Devlet Başkanı N.Nazarbaev, Avrasya Ekonomi Birliği çerçevesinde Avrupa Birliği ile sıkı ilişkilerin kurulmasını, iki büyük teşkilatın tutumlarının yakınlaşmasını sağlayacak tartışmasız bir arabulucudur. Özellikle Türkiye ile ticaret başta olmak üzere Rusya ile çalışma zorlukları yaşayan devletlerin yatırımları Kazakistan’a yönelmektedir. Genel olarak şu anda Kazakistan’ın istikrarlılık rezervi oldukça yüksektir.

Kısacası siber saldırının Kazakistan’ın ekonomik büyümesini yıkmayı hedeflediği izlenimi oluşmaktadır. Artan küresel kamplaşma ışığında söz konusu stratejinin belirlediği hedeflerden biri Astana’yı çok yönlü politikayı değiştirmeye ve kızışmakta olan küresel kamplaşmada birinin tarafını seçmeye zorlamaktır. 

Kemal Taner

Orta Asya uzmanı, Bağımsız gazeteci