Muhammet Ceyhan
Orta Asya Uzmanı

Günümüzde dünyada dört binin üzerinde farklı dini akım türü mevcuttur. İlk bakışta bu çok çeşitlilik sevindirici bir durumdur, zira inançlı bir insan yüksek ahlaki değerlere sahip olmalı. Fakat, ne yazık ki, bu her daim istenildiği gibi olmuyor.
Gerçek şu ki, yoksulluk altında ezilen, katlanılmaz koşullarda bulunan insanlar çıkış yolunu sadece dinde değil, bir nevi protestoya dönüşen en uç tezahürlerinde arıyorlar. Bununla birlikte tüm dünyada yönelimlerinin kestirilmesi çok güç olan çeşitli kült, tarikat ve “dini” terör örgütleri çoğalmaktadır.
Aynı zamanda hepimizin günümüzde dini terörizmin olmadığını, ancak cani olarak değil, sözde inançlı insanların özgürlük ve hakları için mücadele eden “kahraman” gibi görünmek, dini duyguları etkilemek, inançlı insanlar arasından dini değil, siyasi örgütlerin taraftarlarını çekmek ve tabii ki,  “inançsızlarla mücadele” sloganını hem özel kişilerden, hem de dinin etkili siyasi araç olarak kullanıldığı devletten maddi destek toplamak için dinin arkasına sığınan teröristlerin söz konusu olduğunu idrak etmemiz büyük önem arz etmektedir. Böylece din, dünya nüfusunun yanı sıra devletlerin bütünlüğü için ciddi tehdit oluşturan günümüzdeki bölgesel ihtilaflarda etkili rol oynamaktadır.
    Belirtilen şekildeki istikrarsız ortamda Kazakistan bir nevi diyalog meydanı konumundadır. Bunun en çarpıcı örneği, 40’ın üzerinde farklı din temsilcileri, ayrıca 130 ulus ve etnik grup temsilcilerinin bir arada barış ve birlik içinde yaşıyor olmasıdır. Ve bu şaşırtıcı bir durum değildir, zira Kazakistan tarihi boyunca daima çeşitli dinlerin, Doğu ve Batı kültür ve uygarlıklarının buluşma ve diyalog yeri olmuştur. Kazakların nesilden nesle miras bırakılan kültürel-etnik geleneklerinden manevi hoşgörü şu anda ve gelecekte barışın korunması için gerekli zemini oluşturmaktadır.
Devletler ve dini birlikler arasındaki karşılıklı ilişkilerin Kazakistan modeli öncelikle inançlı insanların hak ve özgürlüklerine saygı, kamusal ve dini çıkarların dengede tutulması, ortaklık ilişkileri ve karşılıklı anlayış için çabalama gibi demokratik ilkeler üzerine kuruludur.
Bu sene Kazakistan Devlet Başkanı’nın inisiyatifi ile 45 ülkeden 70’in üzerinde heyetin katılmasının beklendiği “İnsanlığın seçimi barış ve birlik” sloganı altında dünya ve geleneksel din liderlerinin IV.kurultayının toplanıyor olması tesadüf değildir.  N.A.Nazarbayev’in fikrine göre, ortak sorunlar ve bir birleri hakkında kesin bilgiler üzerine dayalı dünya ve geleneksel din liderleri arasındaki diyalog karşılıklı işbirliği için geniş perspektifler açacak ve baskı, fanatizm, aşırıcılık ve terörizm gibi günümüzün olumsuz tezahürlerini önlemeyi sağlayacaktır.
IV.Kurultay çerçevesinde 4 güncel tematik bloğun görüşülmesi öngörülmektedir :
“İstikrarlı gelişime ulaşmak için din liderlerinin rolü”. Bu konunun gündeme alınması, devletlerin temsil ettiği dünyanın halen uzun vadeli ve stratejik olarak belirlenmiş girişim ve gelişim programına sahip olmamasına dünya ve geleneksel din liderlerinin kayıtsız kalmaması gerektiğine bağlıdır;
 “Din ve çok kültürlülük”. Önde gelen devletlerin çok kültürlülüğün çöktüğünü beyan etmeleri dikkate alındığında, çok kültürlü varoluş ve diyalog sorunları çağdaş toplum için olağanüstü güncel konular arasında ye almaktadır. Halkların, kültür ve dinlerinin kendilerini kimliklendirmesi ve gelişimleri; çok kültürlülük ideolojisi ile ilgili konuların masaya yatırılması öngörülmektedir.
“Din ve kadın : manevi değerler ve günümüzün şartları” -  dünya ve geleneksel din liderlerinin III.Kurultay katılımcılarının önerisi üzerine gündeme dahil edilen konudur. Kadının aile ve toplumdaki rolü; genel değerler temelinde kadın hakları; kadınların ulusun, gezegenin geleceği için sorumluluğu vs gibi konuların görüşülmesi öngörülmektedir.
Çağdaş gençliğin manevi yönelimleri ve ihtiyaçlarını kapsayan konular “Din ve gençlik” bloğunda irdelenecektir. Burada genç insanların genel değerler temelindeki hakları; gençler arasındaki modern sosyal tercihler ışığında manevi tercihler gibi konular ele alınacaktır.
Günümüzde Kazakistan, ülke nüfusunun çoğunluğunun benzer değer yargılarının oluşmasını,  bilhassa hoşgörü çerçevesinde etniklerarası ve dinlerarası birlik ve karşılıklı saygının geliştirilmesini sağlayacak farklı kültür ve uygularlıkların barış içinde varoluşları alanında zengin, tarihsel olarak paha biçilmeyen deneyime sahiptir. İşte tam da bundan dolayı N.Nazarbayev daima, Kazakistan’ın etnik-kültürel ve dini çeşitliliğinin Kazakistanlılara diğer halklarla paha biçilmez kültürel değerlerini paylaşım olanağını sağlayan tüm toplumun ortak değeri olduğunun altını çizmektedir.
Genel olarak, uluslararası ve dinlerarası temaslar ve dinlerin işbirliği vasıtasıyla uygarlıkların karşılıklı zenginleşmesi ve diyalogu dünyanın ahenkli gelişiminin belirleyici şartlarındadır.
Dünya ve geleneksel din liderlerinin IV.Kurultayının önceki zirveler gibi yüksek organizasyonel ve nitelikli seviyede geçeceğini ve din otoritelerinin Kazakistan toprağından sesleri, barış, karşılıklı anlaşış ve işbirliği için samimi seslenişlerinin dünya topluluğu tarafından duyulacağını umuyoruz.