Akıllı telefon kullananların da internete erişimi olan telefon ve bilgisayarları, her yıl iki kez saatlerin ileri ve geri alındığı gecelerde kendilerini otomatik olarak güncelliyorlardı. Bu yıl onların da bir kavram karışıklığı oldu tabii.
Kışa girildiğinin en büyük göstergesiydi saatlerin geri alınması.
(Şüphesiz cemreler da var)’, hemen sorun çevrenize önce nereye düşeceğini, şaşırırlar. Cemreyi takip etme herkesin kolay yakaladığı bir bilgi olamadı maalesef. Kime sorsam hangisi önce düşer diye hep karıştırır. Çaktırmayın ben de karıştırıyorum. Doğrusu nasıldı hatırlayalım.
20 Şubatta havaya, yedi gün sonra suya, yedi gün sonra toprağa düşüyor. Yani bu yaz saati uygulamasının buradaki örneği olmadı.
Bir de karpuz kabuğu düşer denize, o da işin latifeli kısmı.
Enerji tüketimi kontrolü ve aydınlıkta çalışmanın verimi verimsizliği… Faydalı mıydı faydasız mıydı tartışılır.
Ancak bildiğim bir şey var ki, bir türlü ağaramayan sabah, insanı yatağa sakız gibi yapıştırıyor.
Bu uygulama, çalışanların ya da okula giden öğrencilerin büyük bir sorunu haline getirdi. Sadece uyanamamak değil, sabahın karanlığında -eskiler karga m….. yemeden derdi- sokağa çıkmanın her yaş için ürkütücü ve tehlikeli olabileceği… Saat 06:00’da dışarı çıkmak zorundasınız ama yemiyor. Kediler, köpekler bile günlük rızklarını aramaya başlamamışlar. Bir de kış şartları eklenince uygulama dibe vuruyor.
Bu uygulamaya tabii yavrucuk vatanımızda uydu.
Ve geçtiğimiz günlerde somut bir kötü son yaşandı. Erken saatte yola çıkan okul servisi kaza yaptı 2 öğrenci ve şöför yaşamını yitirdi.
Girne Dağ Yolu’nda olan kaza, KKTC’lileri sokağa döktü. Öğrenciler veliler imza toplayıp Başbakanlığa yürüdüler. Yine gergin anlar arbedeler… Giden bu kez de böyle gitti. Yine anaların yürekleri yandı.
Gerçi namaz kılanlar Arap Dünyası ile aynı meditatif ortamı aynı saatte yaşıyorlar. Bu da onlar için iyi taraf diyelim.
Böyle böyle bir şekilde hayat bitecek arkadaşlar.
Bu arada,
21 Aralık en uzun gece.
Az kaldı karanlıkların kral ve kraliçeleri… az kaldı.
