14 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarının, kandırıldık, aldatıldık, saflığımıza geldi, biz iyi niyetliydik söylemlerine inanmak saflıktan öteye bir şey değildir. Halkın % 50’ni kandırabilmek için bu kadar saf bir kadronun yapacağı bir iş değil. Bilinçli bir politika izlenmektedir aslında.

Her şey bir projeden ibaret önce binayı kundakla sonra kovayla söndürmeye çalışmak (bak ben söndürmeye çalışıyorum) görüntüsü vermek, dikkatleri başka yöne çevrilmesini sağlamaktan başka bir şey değildir. 

Sıfır terörden devraldıkları ülkeyi,  şehirlerin yerle bir edildiği Ortadoğu’daki görüntüleri aratmayan manzarayla karşı karşıyayız.

Çözüm süreci diyeceksiniz, analar ağlamasın diyeceksiniz. Tonlarca bomba, binlerce hendek ve barikat kurulurken kolluk kuvvetlerine karışmayın emri vereceksiniz. Adamlar şehrin göbeğinde sözde seyyar mahkeme kuracak askerlik şubesi kuracak. Esnaftan haraç toplayacak sen görmeyeceksin. Görenlerin ikazlarına da bunlar çözüm karşıtı kandan besleniyor diyeceksin.

Varlık nedenimiz olan bayrağımız inecek vur emri vermeyeceksin. Devlete güvenen onun yanında yer alan korucuları teröristin insafına terk edeceksin. Terör örgütü infazlar yapacak görmeyeceksin.

Oslo’da, Kandil’de, İmralı’da pazarlık yapacaksın terörist başına TV, radyo, kitap gibi imkânları tanırken canı sıkılmasın diye istediği arkadaşını yanına koyacaksın, pinpon oynayacak spor yapacak, dünyanın en konforlu mahkûmu yapacaksın. Özel doktor ve çeşni başı tayin edeceksin. 

Sonra İmralı’ya tarifeli sefer koyacaksın adam kitap yazacak anayasa taslağı üzerinde çalışma yapacak veya tavsiyede bulunacak. 

Akabinde bebek katilinin mesajını Diyarbakır meydanında okutacaksın. Her tarafa posterleri asılacak yine görmeyeceksin. Sayın kelimesini suç olmaktan çıkaracaksın. Terörü övmenin yardım yataklığın cezasını kaldıracaksın. 

Terörist başıyla üzerinde anlaştığınız metni Dolmabahçe’de bakanların ve terör uzantılarıyla birlikte canlı yayında bildiriyi okuyacaksınız. 

T.C ve TÜRK kelimelerini çağdışı bulanlara prim vereceksin, her türlü elverişli ortamı yaratacaksın sonrada “ne istedinizde vermedik” diyeceksin, işler istediğin gibi gitmeyince bunlar paralel ve bölücü diyeceksin, oldu mu şimdi?

Yeterli gücü topladığını düşünen terör örgütü kazan kaldırınca da isyan edeceksin.

7 Haziran yenilgisi iktidardan düşmek anlamına gelmekteydi. Eğer iktidardan düşseydiniz yasal olmayan yapılan tüm icraatların hukuki sorumluluğunu idrak etmiş olmalısınız ki hemen U dönüşü yaptınız.  Birden bire çözüm süreci rafa kalktı. Yıllardır görüştüğünüz madde madde mutabık kaldığınız anlaşmaların hepsi buzdolabına giriverdi birden.

Sonuç olarak elverişli ortamı hazırladınız insanların evlerinden oldular, esnaf battı, taş taş üstünde kalmadı. Suçlu kim? HDP,PKK. Senin suçun yok mu? Peki, aldatıldım, iyi niyetimizi istismar ettiler demek işlenen suçun yok hükmünde olması mıdır? En küçük bir polis memuru hatasını meslekten men olarak öderken tüm ülkeyi ilgilendiren sizin yanlışlarınızın hukuki siyasi  ve yasal sorumluluğu yok mudur? Bedeli nedir?

İşte fark burada devlet yönetme işi, ciddi bir iştir devlet iyi veya kötü niyetli olmaz. Herkese eşit mesafede durur herkesin hakkını korur. Duygusal davranmaz, mezhepsel veya dil bölge farklılığı gözetmez, yasalara uygun davranır. Yönetenlerin önceliği devletin varlığını idame ettirmektir.