Ressam arkadaşım Seçkin Demirtaş’la birlikte ders aldığımız kaligrafi sanatı duayeni hocamız Mukadder Mustafa Erol’la kaligrafi sanatını siz değerli okuyucalarımız için konuştuk.
Hatice Opak Bilgin: Kısaca kendinizden söz edip bu sanatla nasıl tanıştığınızı anlatır mısınız?
Mukadder Mustafa Erol: 1973 yılında İstanbul’da doğdum. Aslen Trabzon’luyum. Evliyim, 2 oğlum var. İlk orta ve lise eğitimi mi İstanbul’da tamamladım. Babam ticaretle uğraşıyordu, araba işi yapıyordu. İlk olarak karikatürle başladım sanata. Sonra hat sanatıyla  tanıştım. 1986’dan itibaren yazı beni kendine çekmeye başladı. Fotokopi makinası yeni çıkmıştı, bu benim için önemliydi. Liseden sonra babamın isteği üzerine İngilizce kursuna gittim. Daha sonra İspanyol’ca da öğrendim. Babam beni yanına çağırdı gitmedim. 1986 yılında Kapalıçarşıya girdim. Geleneksel Sanatlar üreten bir atölyede çalışmaya başladım. 2. Haftada minyatür yaptırmaya başlattılar. O zaman hatırı sayılır üstadlardan 2 yıl süren bir fırça eğitimimin ardından yazı sanatı ile tanıştım. Bu arada askere gittim. Askerlik görevim yazı yazmakla geçti. Bu görevin ardından tekrar kapalıçarşıya döndüm. Çeşitli el sanatlarıyla tanıştım. Bunların en başında taş oyma ve mühür sanatı olan Hakkaklık sanatına ilgi duydum. 1999 yılında depremden hemen sonra kendi dükkanımı açtım. Bütçem yoktu. 2004 yılına kadar kendi dükkanımda ticaret yaptım. 2004 yılında dükkanımı kapattım. İstanbul Kocamustafapaşa’da 1,5 sene kendimi kapattım. 5 saat uyku uyuyordum. Ne olduysa o zaman oldu, kendimle başbaşa kaldım. Kendimi orada tanıdım. İstanbul Büyükşehir  Belediyesine mülakata çağırdılar. Kötü durumdaydım. Orada önüme bir kağıt koydular, birşey yazdırdılar. Arapça, Rusça yaz dediler. Arapça yazdım, Rusça örnek verin dedim, verdiler, yazdım. Yurtdışı fuarlara gideceğiz dediler. İngilizcem iyiydi. Onun da yararı oldu. 

Hatice Opak Bilgin: Kaligrafiyi nasıl tarih edersiniz, Sizi neler besliyor?
Mukadder Mustafa Erol: Kaligrafi aslında harflerin resmini çizmek. Plastik sanatların hepsi resimle ilgilidir. Birşeyin mesajını vermek için kullanılır. Yazıya once sentez yazıyla  başlıyoruz. Sentez yazısının diğerlerinden farkı kompozisyon olarak her objeye uyan bir yazı türüdür. İtalik, Gotik ve Uncial fontları vardır. Yazının çok ötesinde bir şey var. Dereye girip ıslanmadan bu anlaşılmaz. Bu yazıyı yazmaya başlayanlar bundan aldığı lezzeti çok az şeyden alırlar. Bu yazı insana sabrı öğretiyor. 

Hatice Opak Bilgin: Yurtdışı çalışmalarınızdan bahseder misiniz, Ülkemizi ve İstanbul’u nerelerde temsil ettiniz?
Mukadder Mustafa Erol: 179 yurtdışı görevinde vazife aldım. İstanbul ve Türkiye’yi temsil ettim. 180 fuara katıldım. 2005-2011 tarihleri arasında 7 milyon yazı yazdım. Bu güne kadar 11 milyonu geçti.  Bakanlıkları, Belediye ve Kurumları temsilen Almanya, İngiltere, İspanya, Hollanda, Fransa, Ukrayna, Rusya, Avusturya, Yunanistan, Birleşik Arap  Emirlikleri, Kore, Singapur, Endonezya, Malezya, ABD.gittim. Körfez ülkelerinden çalışmalarımızı koleksiyon yapan ülke: Katar, Sudan, Malezya, Umman, Fransa, İngiltere, Almanya. Mesela: Merkezi Fransa’da bulunan Chambre Europeennedes Experts Can Seil en Oevveres d’Arts mensupları ile Türkiye’de çalışmalarım oldu. Klasik Osmanlı hattı ve restarosyon çalışmalarım oldu. Eserlerimin bir kısmı Fransa, ABD, Umman, Malezya ve Lübnan’da bulunan müzelerde halen sergilenmektedir. European Union seminerleri protocol yazılarını yazdım. Avrupa Parlomentosunda bana tanınan 40 günlük sure zarfında 1000 adet sulu boya ve kaligrafi siparişlerini teslim ettim. Son dönemde dünyanın bir çok ülkesinde Avrupa’da yazan çok. Amerika’da 3-4 kişi bizden eğitim aldı. Bir kişi Moskova’da bizden eğitim aldı.  5000 kiril alfabesiyle 180 ülke arasında dünya performans birinciliği aldım. 200 Mt. kuyruk vardı. Böyle bir şeyi Dubai’de yaşadım. Eski Bakan Atilla Koç dönemiydi, ödül olarak Dubai körfezinde yemeye çıkardı bizi. NATO, UNİSEF, UNESCO Avrupa Parlamentosu Dışişleri destekli 960 adet denizden Dolmabahçe Sarayı resim ve kaligrafi içeren bir iş yaptım. Cumhurbaşkanlığı adına Davos zirvesine gittim. Bakanlık adına  birçok yerde görev aldım. Kültür Bakanlığı adına Avrupa’da paket programlarla gidiyorduk. 15 ülkeye gittik. Yoğun takvim yaşadım. Fuarlar yormaya başladı. 2011’den sonra İSMEK’le tanıştım. 

Hatice Opak Bilgin: Öğrencileriniz kaligrafiyi ne kadar sürede öğreniyorlar?
Mukadder Mustafa Erol: Kişiye göre değişir. Prensipli olunca 3 yıl. Hedefine göre de değişir. Kaligrafi yazmak için 9 ay yeterli. Ne kadar severseniz o kadar başarılı olursunuz. Bir sene sonunda şiirlerinizi kaligrafiyle yazabilirsiniz. Bilgi Allahın bize bahşettiği  bir şeydir. Benim heybem var. masanın üzerine dökeceğim ihtiyaçları ne varsa alsınlar. Her insan yazabilir, 42 yaşındayım daha bu güne kadar yazamayan görmedim. Aşk olsun bitti. O seçerse kurtuluşun yok. Benim elimde sihirli değnek yok. Ne yaparsa kişi yapacak. İnsan söyleyemediklerini yazıyor. Yazı hayat gibidir. Hayatın özetidir. Ter damlayacak, kağıdın üzerine mürekkep dökülecek. Mevlana diyor ki : Talebin neyde o sun sen. 

Hatice Opak Bilgin:
Hangi objeler üzerine yazı yazılır?
Mukadder Mustafa Erol: Suya da yazdım. Kelime-I Tevhid yazdım. Yani su dahil her objeye yazılıyor. En çok yazmayı arzu ettiğim platformlar taş ve yaprak yani doğal olmalarından dolayı. Kalem bu dünya üzerinde yaratılmış en güzel şeydir. Kalem dünyaya iz bıraktı. Bizi besleyen şey kağıt, kalem ve İSTANBUL. Kalem dünyayı yazdı, İstanbul’u daha yazamadı. 

Hatice Opak Bilgin: Bir çok ülke gezdiniz, mutlaka bir çok anınız vardır, en ilginç bulduğunuzu bizimle paylaşır mısınız?
Mukadder Mustafa Erol: Davos zirvesinde yazı yazıyoruz. Albinoni’nin ADAGİOG Minnor’u çok seviyorum. Parçayı tınısından tanıdım. Sırada bir adam vardı. Bunu dinleyeyim yazarım dedim. Dinledim, çok keyif aldım.  Adam bekliyordu. Ona kim olduğunu sordum.” Brezilya Cumhurbaşkanı” dedi.  Polonya Cumhurbaşkanı vardı. Allahım koca Cumhurbaşkanına bunu söyledim dedim kendi kendime boynumu büktüm. 30 yaşına kadar uçağa binmedim. Kalemimin sebebiyle çok büyük güzellikler yaşadım. Çok anım var birini daha paylaşayım. Kore’de yanımıza 85 yaşlarında bir adam geldi.  2010 yılıydı. Korece sordu. “Türk müsün?” dedi. “Evet” dedim. Başını omzuna koydu. 3-4 dakika ağladı. Sırada 50 kişi vardı bekleyen. Dedi ki : “Siz bilmez siniz. Bunlar bizim çocuklarımızı aldı, okullar yaptılar, banyolar yaptılar” hüngür hüngür ağlaya ağalaya Türklüğümüzü, kahramanlığımızı, insanlığımızı anlattı gençlere. Bende anı bitmez bir konu daha var anlatmadan geçemeyeceğim. Kore’de şehitliğe gittik. Kore şehitliğinin girişinde asker bizi durdurdu. “Nerelisiniz” dedi. “Türküz” dedik. Bir dakika bekletti. Bize komut verdi. İki asker karşılıklı durdular “Şimdi geçebilirsiniz” diye asker selamlarıyla selamlayarak bizim ülkemize vefa borçlarını ödediler.

Hatice Opak Bilgin: Kaligrafiye ilgi nasıl, öğrencilerinizin yaş aralıkları ne ve nerelerden geliyorlar?
Mukadder Mustafa Erol: Evet yoğun bir ilgi var Kaligrafiye. 13-80 yaş arası öğrencilerim var. Mesela Susurluk’tan, Amasra’dan, Yunanistan’tan gelip giden öğrencilerim var. 

Hatice Opak Bilgin:
Katıldığınız kişisel   ve karma sergiler var mı bunlardan bazılarını söyleyebilir misiniz?
Mukadder Mustafa Erol: Evet yurdışı, yurtiçi karma ve kişisel sergilerim var.

YURTDIŞI :
MİTT MOSKOVA TURİZM FUARI  -RUSYA FEDERASYONU
ARABİAN TRAVEL MAR DUBAİ  - BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ (DUBAİ)
UKRA’İN TÜRKİSH WEEK  - UKRAYNA DONETSK
STUTGART TÜRKİSH DAYS – ALMANYA STUTGART
FRANKFURT BOOK FAİR – ALMANYA FRANKFURT
JAKARTA 2007 TOURİSM SUMMİT – ENDONEZYA JAKARTA
UTHRECT TOURİSM EXPO - HOLLANDA UTHRECT
2008 WORLD ECONOMİ FORUM – İSVİÇRE DAVOS
FİTUR TOURİSM EXPO – İSPANYA MADRİD

KİŞİSEL SERGİ : 
MİTT 2008 MOSKOVA TURİZM FUARI  - RUSYA FEDERASYONU MOSKOVA
İNTERTRAFFİC FAİR – HOLLANDA AMSTERDAM
Hİ-SEUL İNTERNATİONAL FAİR - GÜNEY KORE (SEUL)
NOVON PRT FESTİVAL -  GÜNEY KORE NOVON

YURTİÇİ SERGİLER :
İ.B.B. MİMAR SİNAN ANMA – İSTANBUL
KİLİMLİ SANAT FESTİVALİ – KİLİMLİ ZONGULDAK
BAŞBAKANLIK 700. YIL ANMA KUTLAMALARI – İSTANBUL
ADAPAZARI KAYNARCA KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ – ADAPAZARI
19. ŞİLE FESTİVALİ – ŞİLE İSTANBUL
KARADENİZ EREĞLİ FESTİVALİ – ZONGULDAK
ISPARTA SANAT FESTİVALİ – ISPARTA
KÜLTÜR BAKANLIĞI TURİZM FESTİVALİ KAPADOKYA – NEVŞEHİR
KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ BAHAR  FESTİVALİ – İSTANBUL
BAYRAMPAŞA BELEDİYE GENÇLİK FESTİVALİ – İSTANBUL

Hatice Opak Bilgin
: Kaligrafi öğrenmek isteyenlere neler söylemek istersiniz?
Mukadder Mustafa Erol: Kalem gam törpüsüdür. Derdinizi sıkıntınızı alır. İnanılmaz rahatlık verir. Yerde kalem varsa eğilip alacaksınız. Kalem suresi vardır. Kaleme ve yazdıklarını and olsun. Adını Allah kelam etmiş. Şu ana kadar 11 milyon isim yazdım. Röportajdan once Seçkin Demirtaş ismi yazdım öğrencilerimden. Dahada yazmaya devam etmek istiyorum. Allah ömür verdiği sürece isteyenlere de öğretmek…. 

Hatice Opak Bilgin:
Gazetemiz ve okuyucularımız adına çok teşekkür ederim.
Mukadder Mustafa Erol: Ben de size ve çalışma arkadaşlarınıza teşekkür eder, tüm okurlara saygılar sunarım.