Ceberrut idare başörtülü kızları, sakallı erkekleri üniversite kampüslerinden dışladığı yıllarda uyanan hassasiyetler, Türkiye’yi sürüklenmekte olduğu yanlış sahilden döndürüp bu günlere getirirken ne çok şey değişti!

60’lar, 70’ler, 80’lerde uygulanan başörtü zulmü karşısında, “Uzaya füze yolladınız da bacımın başörtüsüne mi takıldı” diyen zümre içinden bugün, “Kızların okutulmasına yönelik” eleştirilen yükselmesi ne hazin!

“Sübhane’den Elemtere’ye kadar öğrensin yeter, okumak kız çocuğunun neyine” diyen bir zihniyetin çocuğa, insanlığa ve en önemlisi İslam’a ne getirisi olabilir ki?

Bir de kimilerinin çıkıp, ‘Üniversiteleri fuhuş yuvası, çalışan kadınları fuhuş objesi’ olarak göstermesi, suçlaması yok mu!

İslam’da, Yüceler Yücesi Peygamber Efendimizin huzurunda kadın nedir, buyurun bir görelim. 

**

Hazreti Peygamber Efendimiz, kendisine gelen ilk vahyi eşi Hz. Hatice'ye anlattığında, analar anası ilk iman eden insan oldu. Kızları ile halaları Safiye, Ervan, Atike ve Ümeyye'de onu takip etti. 

Hz. Hatice, kainatın efendisinin ilk destekleyicisi ve tebliğde ilk yardımcısıydı. Güziyye hatun Mekke’de tebliğ faaliyetlerinde bulunan bir başka kadındı, Habeşistan hicreti sırasında Habeşli insanlara tebliğde bulunan da Habibe binti Ebi Süfyan’dı.

Hz. Ömer, Atike bint-i Zeyd’e evlenme teklifinde bulunduğunda, "Hiç bir surette bana el kaldırmazsan ve beni mescitten men etmezsen seninle evlenmeyi kabul ederim" cevabını aldı; evlendiler.

Zaten Resulullah’ta  “Kadınları mescitlerden men etmeyin" buyurmuştu. (Buhari, Sahih) 

Kadın, Hz. Peygamberden sonra İslam’ın ilk sancaktarı ve ilk öğretmenidir.

**

Medine’de Müslüman kadınları gasletme işleri Müslüman kadınlar tarafından yapılırdı. Ümmü Atiye, Resulullah’ın (s.a.v) kızı Ümmü Gülsüm’ü de ebedi yolculuğa hazırlayan gassaldır.

Esma binti Üneys isimli hanım devrin cenaze yıkayıcılarındandır ve kapalı tabutu ilk üreten kişi olarak bilinir. Esma hatun bu sanatı Habeşistan’da öğrenmiş ve İslam toplumuna taşımıştır. (İmam Malik, Muvatta)

Kadın, İslam aleminde araştırmacıdır, sanatkardır, mucittir.

**

Yüce Peygamber efendimizin ilk eşi Hz. Hatice ticaret erbabıydı, Mekke dışına ticaret kervanları gönderir mal alır satardı.

Medine’nin Ben-u Kaynuka Çarşısında Müslüman kadınların ticaret yaptıkları da kaynaklarda belirtilir.

Ticaretle uğraşan Kâile el-Ammariye’nin Resulullah efendimizle 'ticaret ahlakı’ üzerine yaptığı sohbetler de bilinir.

Efendimiz devrinde attarlık yapan kadınlar vardır. Mülkiye Ümmü Saib es-Sakafi ve Ebu Cehil’in annesi Esma binti Muharebiyye’nin, Medine’ye hicret ettikten sonra attarlık ile uğraştıkları kayıtlarda belirtilir.

Kadın İslam aleminde esnaftır, tüccardır.

**

Son Nebi, ‘Toplumun genel ahlakı ve kamu düzenini koruyup denetlemek amacıyla’ Hisbe Teşkilatını kurdu ‘muhtesip’ ismi verilen memurlar görevlendirdi.

Semra binti Nuhayk es-Sa’diye'de Hisbe Teşkilatında görev yapan kadınlardan biriydi. Elinde kamçıyla çarşı-pazar dolaşıp denetleme yapan kadınları tarih nakleder.

Ayrıca, mescit temizliğini üstlenen iki kadın vardır. Herek ve Mihcane bu göreve tayin edilmişti. (Buhari, Sahih, Kitabu’salat)

Kadın İslam aleminde devlet adamıdır, memurdur.

**

Dericilik sanatı devrin gözdesiydi ve bu işi yapanlar arasında kadınlarda vardı.

Hz. Peygamberin eşi Zeynep binti Cahş, Hz. Cafer’in eşi Esma binti Üneys, Abdullah b. Mesud’un eşi Reyta binti Abdullah deriden mest, ayakkabı ve kıyafetler, yer sergileri, minder yüzleri, perdeler, yiyecek saklama tulumları su kırbaları üretirdi. (Muslim Sahih-i Muslim; Kitabu’n-nikah)

Kumaş dokumacılığı da yaygın meslekti. Kadınlar yünden ipler eğirir ve kumaş dokuyarak kıyafetler üretirdi. 

Hz. Hatice’nin siyahi bir kadın berberi olduğu nakledilir. Keza; Hz. Aişe’nin de saçlarını bir kadın berbere yaptırdığı da kayıtlarda geçmektedir.

Kadın, İslam aleminde esnaftır, sanatkardır.

**

İslam tarihinin ilk resmi hastanesi olarak kabul edilen Tedavi Çadırı Resulullah tarafından kurulduğunda görev alan tabipler kadındı.

Şifa çadırında Eslem kabilesinden Kuaybe/Rufeyde bint-i Sa’d b. Utbe, Hz. Cafer’in, Habeşistan’da doktorluk ilmi öğrenen, Hindistan ve Yemenden getirtilen bitkileri ilaç haline getirmeye mahir eşi Esma bint-i Üneys, Ümmü Seleme, Hz. Aişe, Halide bint-i Enes, Esma bint-i Ebu Bekir’de vardı. Esma bint-i Ebu Bekir hummalı/ateşli hastalıklar, Eş-Şifa binti Abdullah deri hastalıkları tedavisinde mahir birer hekimdi.

Hz. Peygamber efendimizin vefat edip etmediği konusunda tereddütler ortaya çıktığında Esma bint-i Üneys iki cihan güneşi Efendimizi muayene ederek vefat ettiği teşhisinde bulunmuştur.

Abdurrahman b. Avf’ın annesi eş-Şifa, Safiye binti Abdulmuttalib ve Ümü Rabbi'de kutlu devrin meşhur ebeleridir. Ümmü Amr ve Ümmü Atiyye’yi de unutmayalım.

Kadın İslam aleminde şifaya memur hekimdir.

**

Zeyd b. Harise’nin eşi Ümmü Mübaşir’in hurma bahçesi vardı ve burada çalışarak geçimini sağlardı. Hz. Peygamber Efendimizin bazı günlerde, namaz dönüşü sırasında Ümmü Mübaşir’in bahçesine uğrayıp sohbet ettiği rivayet edilir.

"Bir Müslüman bir ağaç diker veya ekin ekerse ve bunlardan insan, kuş veya vahşi hayvanlar yerse bu kendisi için sadaka olur" müjdesini Ümmü Mübaşir'in bahçesinde ifade etmiştir. (İbn Hanbel, Müsned)

Kadın İslam aleminde çiftçidir, ziraatçidir.

**

O günkü toplum için normal olmasa da, İslam’ın yayılmasıyla kadınlar elçilik-arabuluculuk gibi konuma sahip oldu. Hicretten sonra Hz. Peygamber efendimize elçi olarak gelen Müslüman kadınlar vardır. Mekke’nin fethi sırasında, Müslüman olan İkrime b. Ebu Cehl’in eşi Ümmü Hakem, Safvan b. Ümeyye’nin eşi el-Bağmiye bint-i Muaz, Fatma bint-i Velid b. Muğire, Hint bint-i Munebbih eşleri hakkında Hz. Peygamber efendimize elçi olarak gelmiştir.

Kadın İslam aleminde elçidir, arabulucudur.

**

Kadınlar Hz. Peygamberimizin bazı savaşlarına da katıldı.

Bedir savaşında yaralanarak gazi olan Ümmü Ammare yaklaşık bir yıl tedavi gördü.

Uhud savaşında Safiye bint-i Abdu’l-Muttalip, düşmanın Hz. Peygamberin etrafını kuşattığını görünce kılıcını eline alıp onlarla savaştı.

Hayber savaşında Ümmü Eymen yaralanarak gazi oldu.  

Ümmü Süleym, hamile olduğu halde, bunu gizleyerek Huneyn savaşına savaşa katılıp düşmanla savaştı. (Muslim, Sahih, Kitâbu’l-Cihâd,c. III)

Savaşa katılan kadınlara halifeler döneminde de rastlanır. Esma binti Yezid, Yermuk savaşında çadır direğini alarak Rum askerleriyle mücadeleye girmiş ve kahramanlık destanı yazmıştır. Aynı savaşta Hasana binti Ammar’ın kılıcıyla cenk ettiği tarih kaynaklarında mevcuttur. Kıbrıs çıkarmasında şehit olan Ümmü Harem’i unutmayalım.

Kadın İslam aleminde mücahidedir, askerdir, gazidir, şehittir.

**

Hülasa; Peygamber Efendimizle birlikte kadın, hayatın her alanında yer almış, aile içi görevlerinin yanında toplumsal sorumluluklar da üstlenmiştir. Bütün bunlar, İslam’ın ve son Peygamber Hz. Muhammed’in (S.A.V.) kadınlara bakış açısının göstermektedir. 

**

Bir örnek de kadın tacizi üzerine verelim.

Müslüman bir kadın, Ben-u Kaynuka çarşısında getirdiği hayvan sürüsünü sattıktan sonra bir yerde dinlenirken Yahudi erkekler, fark ettirmeden kadının elbise ucunu sırtına dikerler ve kadın ayağa kalkınca vücudunun bir bölümü açılır. Yahudiler bu manzara karşısında alay edip eğlenirler.

Durumu gören bir Müslüman erkek, eğlenenler arasında bulunan Yahudi bir kuyumcuyu öldürür. Olaylar büyür, bir araya gelen Yahudiler o Müslümanı öldürürler.

Olay, hicretin ikinci yılında yaşanan Beni Kaynuka savaşının sebepleri arasında sayılır.

**

İslam’da kadın budur. Öğretmen olup öğretmiş, hekim olup şifa vermiş, işçi olup tarım yapmış, tüccar olup kervan kurmuş, günü geldiğinde kılıç kuşanıp savaşa gitmiştir. 

Bugün konuşulanlara bakınca insan ‘nereye gidiyoruz’ diye sormadan edemiyor.

Kırmayın, üzmeyin onları; ayaklarının altındaki cenneti titretmeyin!