Fenerbahçe’nin efsane başkanı Sn. Faruk Ilgaz’ı kaybettik.
Sn. Ilgaz 1999 Kadıköy Belediye seçimlerinde bana destek vermişti. Moda Deniz Kulübünde, modanın ileri gelenlerini davet etmiş ve bir yemek düzenlemişti. Faruk Ilgaz Fenerbahçe’yi çok severdi ve gözünden bile esirgerdi. Onun zamanında Fenerbahçe 5 kupa alarak, emsalsiz başarı kazandı. Fenerbahçe’nin Avrupa Kupalarından men edilmesi, şike gibi, hususlarda lekelenmesi söz konusu bile olamazdı. Ben sonradan olma değil, Kızıltopraklı aileden gelen bir öz Fenerbahçeli olarak, Fenerbahçe’nin Avrupa’dan dışlanmasına çok üzülüyorum ve acaba neden Fenerbahçe Avrupa’da yok diye yeis duymayan, bunu sorgulamayan, Fenerbahçelilere hayret ediyorum… 
Rahmetli Faruk Ilgaz kulübün şeref ve haysiyetini herşeyin üzerinde tutan, kendisini değil sadece, Fenerbahçe’yi düşünen, yeri doldurulamayan bir İstanbul beyefendisiydi. Ruhu şad olsun… 
Fenerbahçe’nin yeni yüksek divan başkanlığına değerli dostum Sn. Vefa Küçük’ün seçilmesine memnun oldum. Vefa bey kaliteli, tecrübeli, beyefendi bir insandır. Gerçek bir Fenerbahçelidir. Vefa Bey karakter sahibidir. Bu özelliklerinin, Fenerbahçe Yönetim Kurulu’na ve Kongre üyelerine yansımasını, yeni dengelerin korunmasını ve bazı şeylerin değişmesi bağlamında değerli dostum Sn. Vefa Küçük’ün katkısı olacağına inanıyorum ve kendisini en içten duygularla tebrik ediyorum. 
Kadıköy’ümüzün ikinci acı bir kaybı da Sn. Dr. Müfit Ekdal’ın aramızdan ayrılmasıdır. Değerli doktor ile sık sık görüşürdük. Gazi Muhtar Paşa mahallesinde, iğrenç beton yığınları arasında müteahhitlere direnerek, biblo gibi köşkünde yaşadı. Yazları tıpkı benim Kızıltoprak’taki aile köşklerimize benzeyen, şimdi yerlerinde olmayan evlerimizin bahçesine benzeyen bahçesinde oturup, çiçekleri, yemyeşil ağaçları seyrederek kahve içmek büyük bir keyifti. Doğduğum bu evde öleceğim derdi. Bu azmini gerçekleştirdi. Doktor Müfit Ekdal’ı, her ziyaretimde ondan çok önemli hususları öğrendim. Sn. Dr. Haydarpaşa Numune Hastanesindeki başarılı hekimliğinin ve yöneticiliğinin dışında Kadıköy tarihini araştıran kıymetli bir araştırmacıydı. Kadıköylü Paşalar konusunda benim Büyük Dedem Maarif ve Nafia Nazırı ve Mektebi Mülkiyeyi Şahane müderrislerinden (Prof.) ve Osmanlı İmparatorluk sarayı sefirler dairesi reisi Büyük Babam Mehmet Ziya Maruflu’ya özel bir yer verir ve hizmetlerini anlatırdı. Ailemizin banisi, büyük Dayımız ve adına Kızıltoprak’ta ailemiz tarafından yaptırılan Camii ve İlkokul olan Zühtü Paşa ve ailesi isimli eserinde bizim kuşaklara kadar secereyi getirmişti. Haydarpaşa Numune hastanesi doktoru olan Halazadem Doktor Nedim Serim’i, Merkez Bankası Başkanı (Eski) Emin Ali Serim Ağabeylerimi yakından tanıyordu. Doktor Müfit Bey’in Kadıköy’deki eski Köşk ve konaklar isimli kitabı çok değerli olup, büyük bir özenle hazırlanmıştı. Bu kitap tarihe ışık tutmaktadır. 
Ne yazık ki tarihi köşkler ve konaklar yıkma ve yakma mafyası tarafından yok edilip, inşaatçılara ceplerini doldursunlar diye peşkeş çekilmişlerdir. Bu duruma ikimizde çok üzülürdük. Doktor Müfit Ekdal Kadıköy’de elde kalan çok az sayıdaki tarihi köşkleri teker teker gezmiş, fotoğraflarını çekmişti. Yıkılan, yakılan ve yerlerine iğrenç beton yığınları yapılan köşkler hakkında da bilgi toplamış, bu köşklerin eski resimlerini zorluklarla elde etmişti. Doktor Müfit Ekdal Kadıköy’ün duayeni, tarihi ve yeri doldurulmayacak bir beyefendisi idi. Bu yıl başında Büyük Kulüp Türk Müziği korosuna hizmet etmiş ve klasik Türk müziğini dinlerken bana verdiği bilgilerden müzik konusunda da bir deha olduğunu bir kere daha anlamıştım. Klasik Batı müziğine de çok hakimdi. O biblo gibi Köşkünde beni ağırlayıp, karşılıklı viskilerimizi yudumlarken fonumuzda klasik batı müziğinin nadide eserleri yer alırdı. Tekraren söyleyeyim, Müfit Bey doğduğu, çocukluğunun geçtiği fevkalade güzel ahşap köşkünde oturmaktan çok mutluydu. Kendisine gelen bu köşkü yıkıp, iğrenç beton yığını dikmek isteyen müteahhitlerin cazip tekliflerini nefretle karşılıyor ve bu inşaatçıları kovarcasına geri çeviriyordu. Köşkün nefis çiçeklerle bezenmiş ağaçların hakim olduğu harika bir bahçesi vardır. 
Sn. Dr. Müfit Ekdal çok sevdiğim arkadaşım Yüksek Mühendis Burak Akdikmen’in Kayınpederi ve Burak’ın Eşi değerli Meral’in babası idi. Burak ve Meral böyle değerli bir babaya sahip oldukları için gururludurlar. Sn. Dr. Müfit Ekdal’ın aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Kadıköy’e yaptıkları hizmetler için minnet duygularımı ifade ediyorum ve Tanrı huzurunda kendisine rahmetler diliyorum.