Nasılsın? 
Diye sorduklarında iyiyim diyoruz ya çoğu zaman
İyiyim dediğimizde iyi olduğumuz anlamına gelmese de iyiyiz diyoruz adet yerini bulsun diye.
Bizi yakından tanıyanların çoğu bilir aslında iyi olmadığımızı bazıları iyisin iyiyisin der güçlü ve vurgulu bir tonlama ile. Bazıları hiç anlamaz iyiyim demenin altında yatanları. 
Oysa iyiyim demek bize güç verir, oysa iyiyim demek içinde bulunduğumuz durumdan sıyrılıp iyi olma yoluna girmektir, oysa iyiyim demek iyi olacağımın bir sinyalidir bizim için, çünkü akıl oyunlarına yenilmemek için beynimizi nasıl şartlandırırsak öyle gerçekleşeceğini biliriz.
Beyin ne dersek onu algılar ve o yöne doğru hareket eder. İyiyim dediğimiz zaman ise, iyi olma yoluna çoktan girmiştir. Söylevde iyi olmak, tavrımıza, hareketimizi, durumumuza da yansıması demektir.
Nasıl ki ölümcül bir hastayı ziyarete gittiğimizde iyi misin sorusunu yönettiğimizde, o kişinin ölümcül olduğunu bildiğimiz halde iyiyim demesi, iyi olmak istediğini ve iyi olmaya çalıştığını vurgulayan, bizlere ve kendisine uyguladığı bir nevi terapidir aslında. 
Günümüzde insanlar birbirlerine nasılsın sorusunu sormaya korkar ve alacakları cevaplardan korkularına sormaya çekinir hale gelmiştir. Karşımızdaki kişinin ya işi ile ya ailesi ile ya da hastalık ile vereceği cevapları duymamaktansa ‘nasılsın’ kelimesi gözümüzü korkutmuştur. Oysa verilen cevapların geleceğimizi etkilediğinin farkında olmadan sürekli olumsuz cevaplar veriyor ve olumsuzluğu çağırdığımızın farkına bile varamıyoruz.
Hastalıklar, maddi sıkıntılar, manevi bunalımlar bizleri olumsuz cevaplar vermeye zorlarken, gelecek günlerin olumsuzluklar içinde geçeceğinin farkına varamıyoruz ne yazık ki. Sağlık, ekonomik durum gibi değişebilir durumlar hiç bir zaman insan huzurunun göstergesi değildir.
Zaman içerisinde değişkenlik gösterebilir, önemli olan insan ruhunun buna hazır olması ve kabullenme sürecidir, bu süreçte bizlerin olaylara karşı yaklaşımı çok önemlidir.
Çok hastayım dediğimizde, psikolojik olarak hasta olmasak dahi kendimizi hasta hisseder, o günü rahatsız bir şekilde geçiririz, maddi sıkıntıları sürekli söylediğimizde her geçen gün daha da sıkıntıya düştüğümüzü görürüz. Gün gelir söylevlerimizin işleve dönüştüğüne tanık oluruz.
Bu haftaki yazımı umudun her zaman var olduğunu, umutsuz yaşanmayacağını, umut ve şükür etmenin hayatımızı ne derece etkilediğini vurgulayan Mevlana’nın bir sözü ile bitirmek istiyorum.
Hz. Mevlana’nın da dediği gibi "Sen yinede bana Nasılsın? diye sorma, iyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma dokunur. En güzeli şükre vurayım dilimi belki o zaman kalbim kurtulur..." Hz. Mevlana. 
Gelecek bizlere her zaman iyi olsun.
Sevgilerimle.