Akşener, İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanlığınca Gazipark Belpa Cafe'de düzenlenen programda gazilerle bir araya geldi.

Gazilerle bir arada bulunmaktan onur duyduğunu dile getiren Akşener, "Bu ülkenin yöneticileri, bu ülkede yaşayan her bir birey ne yapsa o hakkı ödeyemez." diye konuştu.

Almanya Cumhurbaşkanı 10 yıl sonra Türkiye'de: Masada hangi konular var? Almanya Cumhurbaşkanı 10 yıl sonra Türkiye'de: Masada hangi konular var?

Eski başbakanlardan Tansu Çiller'in, Zübeyde Hanım Şehit Analarını Koruma Vakfı'nın başkanlığına kendisini getirdiğini, sonra vakfın adını Zübeyde Hanım Şehit Aileleri ve Gazileri Koruma ve Yardımlaşma Vakfı yaptıklarını belirten Akşener, "Yani sizi 1994'ten beri tanıyor ve aranızdayım." dedi.

O dönemde, belli yerlere bağlı adı avukat ama belli yerlere bağlı "akbabalar" türediğini ifade eden Akşener, "Çocuğunuzun kanının parasını almak 'haram' denilerek devletimizin verdiği, daha sonra çoğaltması için birlikte gayret ettiğimiz o hakkı, yani şehit evladının üzerinden kendine bağlanacak maaşı ve tazminatı bir yerlere bağışlamalarını sağladılar. Önce bununla mücadele ettim." diye konuştu.

Bunlarla mücadelesinde Türkiye'nin her yerinde kendisine "kafir" denildiğini aktaran Akşener, "Allah bin kere razı olsun, sahip çıktınız. Dediniz ki 'Hayır, bu kadın bir Müslüman, namazlı niyazlı bir kadın.' Ben anasının öz amcası Yemen'de şehit düşmüş bir yeğendim." ifadelerini kullandı.

Zübeyde Hanım Şehit Anaları ve Gazileri Koruma ve Yardımlaşma Derneğinde hiç harama el uzatmadıklarını, Tansu Çiller'in de vakfın içine siyaseti sokmadığını anlatan Akşener, "Biz hangi şehit ailesinin kime oy verdiğini hiçbir zaman bilmedik, istemedik, sormadık, sadece onların emrinde olduk." değerlendirmesini yaptı.

O dönemde eski başbakan yardımcısı Necmettin Cevheri ile konuşarak eksiklikleri kendisine ilettiğini aktaran Akşener, sonrasında her bir aileden bir kişinin devlette çalışması üzere kanun çıkartıldığını söyledi.

Akşener, daha sonra şehit ailelerine, gazilere dair derneklerin bile birbiriyle rekabet eder hale geldiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Benim size bu tecrübem ışığında yapacağım en önemli uyarı, Allah rızası için birbirinizin karşısına dikilmeyin. El ele tutuşmanın güç olduğunu unutmayın. İster iktidar ister muhalefet, hepsi sizin karşınızda 'hazır olda' durmak mecburiyetindedir. Her birimizin, siz bize nasıl davranırsanız davranın, 'başımızın üstünde' demek mecburiyetimiz var.

Siz bu ülkeden alacaklısınız. Kiminiz gözünü, elini, kulağını, organlarını verdi, kiminiz can paresi, evladını verdi. Bize düşen karşınızda en derin saygıyla durmaktır. Şimdi İYİ Parti Genel Başkanı olarak söylüyorum, son söz. Ben bu konunun farkındayım. Bundan sonra hep yaptığımız gibi, grubu olan bir siyasi bir parti olarak eksiklerinizi, gediklerinizi, yapılması gerekenleri Meclis'te dile getirmek....İktidar seçildi, o icraat yapmak durumunda, biz ise halkın ve özellikle zora düşmüş insanlarımızın avukatı olmak zorundayız. Sizin avukatınız olmak ise her bir siyasetçinin görevidir. Dolayısıyla bu eksikliklerin giderilmesi, daha iyileştirecek kararların alınması konusunda görev yapacağız. Bizim işimiz de budur. Bu ülkede hür ve bağımsız yaşıyor olma borcumuzu Cenabı Hak bize hatasız, kusursuz ödemeyi nasip etsin."

AA