Perşembe günü Özdilek AVM'de basın lansımanı gerçekleşen film, basın mensuplarının yoğun ilgisi ile karşılandı. “İnsanlık bombalardan güçlüdür” sloganı ile yola çıkan film ekibi film gösteriminde büyük alkış aldı.


"Hayran kaldım"
Filmi izleyen Habertürk Gazetesi yazarı Şenay Tanrıverdi, "Cesaretinden dolayı film çok önemli ve çok özel. Sanki dün yazılmış, akşam çekilmiş ve bugünde seyretmişiz gibi geldi bana. O kadar güncel bir film olmuş ki iki sene önce yazılmış bir senaryo olduğunu öğrendim. Hayran kaldım. Önceden görmüş ve hissetmişler. 'Ben bir slogan üzerinden bombalar patlamasın' diye yapılmış bir film zannettim. Bombalar patlamadan önce yapmışlar işte bu çok enteresan ve çok kıymetli. Demek ki görünüyormuş biz fark edememişiz.
Beran olağan üstü oynamış Çok çok muhteşemdi kendisini tebrik ediyorum. Hem sinematografik olarak çok güzel bir yüzü var role de çok uymuş ve performansı da çok kayda değerdi. Bir sürü film için yeni bir yıldız diyebilirim. Cezmi Baskın ve Cansu Fırıncı da keza öyle ben her bir oyuncuyu keyifle izledim. Nereye nasıl kimler itiliyor görmek için muhteşem bir ayna bu film. Kesinlikle izlenilmeli diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

"Gençler mutlaka izlemeli"
"Gericiliğe karşı çok önemli bir film. Tam da bu dönemde önemli bir eser olduğunu düşünüyorum. Kadronun çok güçlü oyunculukları var. Her şeyden önce çok samimi bir film" diyen Sinema yazarı Ercan Dalkılıç, "Halkın arasından olan bir ailenin çıkışsız olan bir çocuğunun nasıl bir yol bulduğuna değinilmiş. Filmin bütününe sirayet eden bizim sokakta gördüğümüz, herhangi birimizden biri olan ve gerçekten de duygularında doğruluğu taşıyan biri olan Mehmet'in neler yapamadığı ve neler yapabileceği vurgulamış. Tamamen çocuğun kişisel inancı yansıtılmış. Buda gerçekten çok önemli. Beran Soysal'ın yeni bir yüz olması filme büyük dikkat katmış. Kendisi de çok güzel bir portre sunmuş. Belli ki halkı iyi etüt etmiş. İnsanları çok iyi tanmış ki bunu çok iyi yansıtmış. Cansu Fırıncı ve Cezmi Baskın'da çok büyük katkı sunmuş filme.
Cezmi Bey'in karakteri sizin bizim babamız gibi aslında gerçekten insanın kendi ailesini görmesini sağlamış. Bu anlamda da dönemin atmosferiyle babanın duruşu muhteşem derece de örtüşmüş özellikle gençlerin mutlaka gitmelerini öneririm" dedi.

Film sonrası bir araya geldiğimiz oyuncular filmin detaylarını tarafımıza aktardı.


"Bu sadece bir din meselesi değil"
Ülkemizdeki çoğu baba profilini yansıtan usta oyuncu Cezmi Baskın, "Çoğunluk babalardan birini oynadım. Babaların üçüncü boyutunu çıkarmak açısından benim için önemli bir çalışmaydı. Sadece bir karton babadan ziyade ailenin patronu olan baba çocuklarının da kendisi gibi olmasını istiyor. Tipik bir babadır. Filmin amacının etkili olduğunu düşünüyorum. Önemli olan tarafı da sayın yönetmenim Mustafa Kenan Aybastı'ya da biraz önce söyledim. Filmin temposu ve atmosferi, çocuğun yaşadığı bunalımı ve zorluğu filme tamamen yansıdı bu da benim en hoşuma giden tarafı oldu. Ben de ilk defa sizlerle birlikte izledim. Alt yapı aksiyon olmasına rağmen kurgusundaki baskısı bir toplumun iz düşümü oldu. Bu da sinema dili açısından iyi bir örnek oldu. Sadece yüzeysel bakmamak, insanların nasıl olayların içine çekildiğini ve de bizim yok saydığımız aklımıza gelmeyen şeylerin insanların düşünmesini sağlayacak bir film olduğunu düşünüyorum. Sadece yüzeysel magazin ya da günlük politikanın değil bu işin geri planına da bakılmasının gerektiğini düşünüyorum. Bu filme gelirlerse sanıyorum ki bu işin geri planını da anlayacaklar. Bu sadece bir din meselesi değil. İdeolojik meseleden ziyade toplum mühendisliği meselesi olduğunu ortaya çıkarmak adına önemlidir. Tanrının ‘İnsanları seviniz’ sözünün nasıl sevmeyiniz yönlendirilmesini iyi yansıtan bir film oldu. Tüm arkadaşları kutlarım" ifadelerini kullandı.

"Biz umuda dair insana dair bir şeyler söyledik"
Filmin büyük beğeni toplamasını sağlayan baş rol oyuncusu Beran Soysal Mehmet'in dünyası belli noktalarda benim çok hakim olduğum bir konu değildi. Bu yüzden de bu rolü oynamak benim için ilgi çekici oldu. Ve filmin ön hazırlık sürecin de bu konuya dair uzun uzadıya sohbetler ettik görseller ve videolar izledik. Açıkçası bunun  filme büyük oranda yansıdığını düşünüyorum.
Bu sebeple oldukça iyi geri dönüşler aldım. Herkesin izleyebileceği bir film yaptığımızı düşünüyorum. İnanç sahibi Mehmet'in yaşadığı İslami baskıları yaşayan Türkiye'deki gençlerinde özellikle izlemesini tavsiye ediyoruz. Umuda ve insana dair  şeyler söyledik. Bu filmde de insandan yana hiçbir zaman umudumuzu kaybetmememiz gerektiğinin bir kez daha altını çiziyoruz. Eğer aklınızı ve vicdanınızı bir kenara bırakmadıysanız. Her ne koşulda olursa olsun insanlık eninde sonunda kazanacaktır. Filmde de böyle bir son bekliyor izleyenleri o yüzden gelip izlesinler görsünler. İnsanlık bombalardan güçlüdür." diyerek sözlerini filmde ağabeyi olan Cansu Fırıncı'ya bıraktı.

“Ülkede yaşanan makro sorunlar”
Film pek çok şeyin farkında olmamıza rağmen Türkiye'de yaşanan makro sorunların aile düzenindeki yansımalarını daha yakından tanımamıza ona farklı bir gözle  bakmamıza yol açtı. Kendi oynadığım ve diğer oynayan karakterler açısından da toplamı düşündüğüm zaman aslında benim de içinden çıkıp geldiğim aile yapısının bir insanın hayatında nelere yol açabileceğini daha içten bir şekilde duyumsamış ve anlamış oldum. Bu da benim farkındalığımı ve bilinçliğimi arttırdı” ifadeleriyle sözlerine başlayan Cansu Fırıncı, "Bu ailenin içinde, onun gibi ailelerinin kaderini değiştirebilecek bilince sahip yada 'başka bir dünya mümkün' fikri ile tanışmış olan bir birey olmadığı için bu aile o kısır döngüyü kıramıyor. Aslında o kısır döngüyü yıkmaya en yatkın kişi belki de Mehmet! Ama o da kurtuluşu ve çıkışı yine o ailenin dünya görüşü uzantıları ile arıyor. Dolayısıyla kimse o kısır döngünün içinden çıkamıyor”  dedi.

"Bu filmde çok iddialıyız"
“Filmde çıkışın nüveleri var” diyen Fırıncı, “Bireysel kaldığında son derece masum olan dini düşüncelerin bir toplumun bütünü ile yönlendirme aşamasına geldiğinde yani siyasallaştığında nelere yol açabileceğine son derece haklı ve doğru bir dille seyirciye anlatılıyor. Biz filmde insanların inançları, mezhepleri ya da inançsızlıkları ile kimsenin bir sorunu yok ve olmamalı ama din siyasallaştırınca din olmaktan çıkıyor ve son derece radikal sonuçlara uzanan başka bir şeye dönüşüyor. Bizler bu bakış açısından kurtulursak eğer, insanların hayatlarını mahvolmaktan da kurtarırız. Bu film kendini laik olarak tanımlayan, çağdaş yaşam normlarına uygun olan bireylerin zaten izlemesi lazımdır. Ülkede böylesine yakıcı bir  gündem varken bu gündeme dair doğrudan konuşan film varken bu çevrenin bu filmi izlememiş olması zaten garip bir durum olur. Diğer taraftan istiyoruz ki muhafazakar aileler ve çocukları da bu filmi izlesinler. İzlesinler ki çocuklarını binlerce insanın katili noktasına düşmekten koruyabilsinler ve kurtarabilsinler. Bu film onlarla gerçekten çok sağlıklı ve gerçek bir bağ kuracaktır. Çocuklarıyla bu filmi izlerlerse o zaman uzaydan gelmiş gibi gördükleri kendini canlı bomba yapan ya da kişileri öldürüp katil olan o çocukların bu sürece nasıl itildiklerini ve buradan nasıl çıkabileceklerini de algılaya bileceklerdir. Bu filmde çok iddialıyız. Filmin taahhüdünü veriyoruz” şeklinde sözlerini bitirdi.

"Görmezden gelinen sorunu yansıttık"
"Aile içindeki o üç çocukta da problemler var. Abla da o aileden kendini kurtarmaya çalışan meşhur olmak isteyen bir karakterdir” diyen film de Mehmet'in şarkıcılık yapan ablasını onayan Serpil Özcan "Türkiye'de benzer çok sorun var. Belki de görmezden geldiğimiz kaçtığımız bir sürü sorun bu filmde başka şekilde kendini gösteriyor. Bizim görmek istemediğimiz meseleler burada birebir içeriden yansıyor" dedi

Yönetmenliğini Mustafa Kenan Aybastı’nın yaptığı Bağımsız Sinema Merkezi tarafından gerçekleşen Yolculuk filmi bugün itibari ile sinema salonlarında yerini aldı. Sizler de basından büyük ilgi gören bu filmi görmek için size en yakın sinemaya uğramanız gerekir. İyi seyirler… 



Haber: Elif Günay