Öncelikle röportaj talebimizi kabul edip FD Radyosunda bizleri ağırladığınız için teşekkür ederiz. Yeni yıla bomba gibi bir albümle giriyorsunuz. Bugünlerde hazırlık aşamasında olduğunuzu biliyorum. Hayırlı uğurlu olsun. Nasıl gidiyor çalışmalar?
Hoş geldiniz Elifciğim çok çok teşekkür ederim. Uğurlu olur inşallah. Albüm basım aşamasında senin de değin gibi yeni yıla girmeye hazırlanıyor. Benim için çok önemli bir kariyer albümü de olacak. Çünkü bu benim 2. albümüm ve benim için en önemlisi ise sevgili Yıldız Tilbe ve Murat Güneş ile çalıştım. Murat Güneş’in 1. albümümden “Can Damarımsın” şarkısını bana hediye etmesiyle dostluğumuz devam etmişti. Bu albümde sevgili Yıldız Tilbe’nin hem sözü var, hem bestesi var, hem vokalleri var, hem de düeti var diyebilirim. Bu yüzden son derece yıldız gibi bir albüm oluyor. Albümün adı “Bütün paranı bana harca; istiyorum.” Matrak bir şey yaptık. 

Çok keyifli bir albüm ismi olmuş. Albümde kaç şarkı olacak?
4 şarkı, 1'de remix var. Hepsi birbirinden güzel şarkılar. Sürpriz diyelim…

Albüm çalışması ne kadar sürdü?
2 - 3 sene sürdü. Benim kendi özel işlerim dolayısıyla uzadı. Biliyorsunuz ki bir albüm çıkarmak çok zor. Aylarınızı, yıllarınızı alıyor. Çokta heyecanlı bir döneme denk geldi. Çok çok mutluyum Yıldızcığım (Yıldız Tilbe) geldi, vokaller yaptı. Düet yaptı. Stüdyoda oturup saatlerce şarkı yazdı. Bunlar benim için çok güzel anıdır. Hiç unutamayacağım. 

Fethi Demirkol'un sahibi olduğu Radyo FD 'de çalışıyorsunuz. Nasıl gidiyor radyo?
Evet, sevgili Fethi Demirkol ile Radyo FD'de çalışıyorum. Uzun süredir diyebilirim. 3 sene oldu. 3 yıldır hiç ayrılmaksızın buradayım. Çok güzel arkadaşlıklarımız oldu. Radyo Dj arkadaşlarımızla buradaydık. Burası güzel bir aile. Haftanın bir günü salı günleri canlı yayın yapıyorum. Çok eğlenceli geçiyor. Ünlü konuklarımız oluyor. İstek şarkılarımız oluyor. Bu aralar en popüler olan, güncel şarkları çalıyoruz. Son derece keyifli günler geçiriyoruz diyebilirim.

Kimleri ağırladınız?
O kadar çok sevilen ünlüler geldi ki Elifciğim. En son Ece Gürsel’i ağırladık. Ece Pirim, Gökhan Türkmen, Gelim Gülgören ve daha bir çok sevdiğimiz arkadaşlar ve niceleri… O kadar renkli röportajlarımız oluyor ki herbirinin birbirinden farklı bilinmeyen hikayelerini de öğreniyoruz. İnanılmaz eğlenceli geçiyor. 

Radyoda olmak nasıl bir duygu sizin için?
Yani televizyonda olmak görüntülü burada tek fark görüntüsüz. Ancak sevgili patronum Fethi Demirkol şöyle değişik bir şey uyguladı. Odamıza görüntü kamerası koydu. Ve biz canlı yayında iken o görüntü facebook sosyal paylaşımda canlı izlenebiliyor. Fanlarımız, sevdiğimiz dostlarımız aynı anda bizleri görebiliyorlar. 

Devam eden sahneleriniz var sanırım bunlara değinir misiniz?
Evet, sevgili Zerrin Özer, sevgili Fatih Ürek ve sevgili Yıldz Tilbe'nin desteği ile sahne yapmaya başladım çok zaman önce. Elbette çok çok sahne almadım ama zaman zaman konserlerim var hala da devam ediyor. Bazen yardım konserleri oluyor. Özellikle engelli vatandaşlar için düzenleniyor. Gidiyoruz sahne yapıyoruz. Şarkılarımızı söylüyoruz. Toplanan paralarla onları mutlu etmeye çalışıyor, ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Yani sahneye çıkmak benim için çok güzel bazen canlı canlı söylüyoruz. Derece keyifli bir dünya.  Ama her şeyden önemlisi sevgili Zerrin Özer, sevgili Fatih Ürek ve sevili Yıldz Tilbe bana bu konuda çok büyük manevi destekler vermiştir. Onlara buradan sizlerin vesileniz ile de bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Çok vefalı insanlardı. 

“Türkiye ona aşık ‘ben seviyorum’ ona az kalır” 
Röportajımıza başladığımızdan beri sohbetimizde Yıldız Tilbe’nin adı çok geçti. Yeni albümde de yeri var. Sahnelerde yanınızda, daha önce de size birçok desteği var. Bu kadar kendisini anmışken Yıldız Tilbe ile olan ve ilk aklınıza gelen bir hikayenizi bizlerle paylaşır mısınız?
O kadar çok anım var ki Elif. Ama bundan iki ay önce Kanal D’de Mesut Yar'ın programına çıkmıştık Yıldız Tilbe ve Cem Özer ile birlikte. O zaman Yıldız Tilbe bizim bir anımızı anlatmıştı sizinle de paylaşmak istiyorum. Yıldız ilk tanınmaya başlandığı zaman İzmir’de yaşıyordu ve sık sık İstanbul’a gelmeye başlamıştı. Kalacağı evinde sorun vardı. Ben de ona evimin anahtarını verdim ve bende kalmaya başladı. Sonra Yıldız çok uzun süre bende kalmıştı. Onu çok severim. Kardeşim gibidir benim için. Ben dizide oynadığım için gece gündüz dışardayım. Yıldız’da genelde evdeydi. Geceleri bir tek sahneye çıkıyordu. Programda dedi ki "Bülent eve hiç gelmezdi, evi bana bırakırdı"  haklıydı da hem Kral’da çalışıyordum, hem de dizi var eve gidecek zamanım yoktu. O da sanmış ki evi ona bıraktım. Tabi ki istese evi ona bırakırdım. Aslında Yıldız yalnızlığı seven bir kadındı. O dönem yanlış hatırlamıyorsam “Yar yar” şarkısını sanki bizim evde yazdı diye hatırlıyorum. Yıldızcığım gerçekten efsanedir. 

“Sahne almak benim için Kral Tv'den sonra en keyifle yaptığım iş”
Bu albümden önce bir albüm çalışmanız daha olmuştu. O albüme değinir misiniz?
Evet, bundan önce bir albümüm çıktı Elifciğim. "Can damarımsın" adında. Bu albümde Betül Demir gibi, Murat Başaran gibi çok değerli isimler vardı. Vokale geldiler şarkı yaptılar. Mesela Lara “Can damarımsın” şarkısında ana vokal yaptı. Betül Demir “Zurna” şarkısında yaptı. Bu konuda inanılmaz mutluyum. İki klip yaptık. “Can damarımsın” ve “Zurna” şarkılarına 1.5 milyon tıklanmalar aldı şarkılar. İnternet fenomeni oldu nerdeyse. Kliplerim İstanbul’da Tamer Aydoğdu klipleri çekti . Tamer Aydoğdu hem Demet Akalın'ın hem de Sibel Can'ın hem de Küçük Ceylan’ın çalıştığı çok sevilen bir yönetmendir. Bende kendisi ile çalışmaktan büyük zevk aldım. O zamanlar Sibel Can ile tanışıp çok samimi olmuştuk. Demet Akalın ile de keza öyle. Çok güzeldi. İki gecede çekildi klipler. Benim için inanılmaz güzel anıdır. 

Herkes sizi Kral TV’den tanıyor ama bunun öncesinde oyunculuk ile ekranlarla tanışmışsınız. Hangi projelerde yer aldınız?
TRT’de dönemin en beğenilen dizisi “Bizimkiler” ile oyunculuğa başladım. 26 bölümlük konuk oyunculuk deneyimim oldu. Ardından “Ayrılsakta beraberiz”, “Avrupa yakası”, “Ruhsar” gibi diziler ile devam ettim. Sinema filmlerinin de içine girdim Okan Bayülgen ile “Oyunbozan” filminde, Mahzun Kırmızıgül'ün “Güneşi gördüm” filminde küçük bir rol aldım. “Anlat İstanbul” filmi ile de devam ettim. 

Film mi, dizi mi desem hangisinin enerjisi size daha çok mutluluk veriyor?
Sanki dizi. Diziler hem getirisi daha iyi hem de ben biraz çalışma aşığı biriyim. Her gün bir koşuşturması var. O yüzden diziden yana oyumu kullanıyorum. 

Hepimizin sizi tanıdığı Kral TV’deki o günlerinize gelelim istiyorum. Nasıl bir serüvendi?
21- 22 yaşındaydım sevgili Elif. Ben Kral’a başladığımda çok küçüktüm. Şimdi 43 yaşındayım ve 14 sene orada çalıştım. İnanılmaz güzel bir dönemdi. 14 sene hem ekranlarda hem de insanların hafızasında kalmak önemli bir ayrıntıydı. Ve bu bana büyük şanslar getirdi. 

“VJ’nin ne olduğunu bilmeden kendimi ekranlarda buldum”

O yaşlarda sunuculuğu nasıl yapabildiniz?
Gerçekten tamamen yetenek diye düşünüyorum. Çünkü sunuculuk ayarında biri değildim. Konservatuarda tiyatro okuyordum. O dönemde bir şeyler yaparken bir anda teklif geldi ve başladım. VJ'nin ne olduğunu bilmeden kendimi ekranlarda buldum. Bana verilen manevi destek ve kendime olan güvenim ile de 14 yıl devam etmeyi başardım diyebilirim.

O zamanların şartları ile günümüzdeki yayıncılığı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence çok şey değişti. Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor... Teknoloji inanılmaz değişti o dönem facebook yoktu. Yeni yeni çıktı. Ben o zamanlar kullanmayı bilmiyordum. Şimdi ise, her şey çok kolay. O zamanlar en popüler iletişim aracı televizyondu ve ben o ekranların içindeydim. Bir Mehmet Ali Erbil nasıl vardıysa, rahmetler olsun bir Defne Joy nasıl vardıysa, bende onların içinde parlamıştım. Çok güzel günlerdi. Türkiye güzeldi bizler mutluyduk. 

Biraz çocukluğunuza değinelim istiyorum. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Göçmen bir ailenin çocuğuyum ve Trakya’da doğdum. Annemle Babam İstanbul’da oturuyordu. Ben babananemler ile birlikteydim. Köyde çocukluk geçirdim. Ve çok mutluydum. İlkokul 5. sınıfta İstanbul’a babannemlerin yanına geldim. Çok geç İstanbul’a alıştım.  Şimdi İstanbul’u çok seviyorum ama gitme zamanının da geldiğini düşünüyorum. Kesin net kararımı verdim. Doğduğum yerlere gitmeyi düşünüyorum. İstanbul’a doydum artık yeterli benim için. Mutluluklarım, mutsuzluklarım, acılarım, sevinçlerim her şeyi gördüm İstanbul’da ve artık yetti diye düşünüyorum. 

Tek single ile çıkış yapan ya da ilk albümleriyle çıkış yapmış yeni sanatçılar ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Gerçekten işleri çok zor.  Çok hızlı tüketilen bir devirde akılda kalmaya çalışıp buradan yürümek gerçekten zor. Eskiden bir iki televizyon programı vardı ve kimsenin başka bir yerden izleme şansı yoktu. Şimdi o kadar çok dağıldı ki ne kadar reklam yapmalı gerçekten çok zor. Ben her birine başarılar diliyorum. Birde eskisi gibi magazin programları da kalmadı. Eskiden insanlar sanatçıları ulaşılmaz görürdü, şimdi çok rahat bulabiliyorlar. Biraz sistem değişti diye düşünüyorum. 

“Sistem bu kadar değişince dostlarımızda değişiyor”

Çok fazla ülkenin gündemine de girmek istemiyorum ama bir kaç cümle almak isterim. Neler söylersiniz? 
Ülke çok değişti. Sokaktaki insanımızın yüzlerine baktığımda mutsuzluk görüyorum. Gencecik erlerimizin bir ana kuzusu olduğunu düşünüyorum. Çok üzüldüm. İçimiz akan bir şelale ve içimiz yanıyor. Allahtan tüm şehitlerimize gani gani rahmet diliyorum. Ayrıca herkesin problemleri var ama ekonomimizin çok iyi gittiğini düşünmüyorum. Bu da hepimizi etkiliyor. Ne yazık ki hayat çok pahalı oldu. Umarım düzelir. 

Yakın gelecekteki projelerinizde neler var?
Şu an hali hazırda devam eden radyo programım var ve albüm için uğraşıyorum. Çok yoruldum bir tatil düşünüyorum. Yunanistan’a gitme gibi bir fikrim var. Yunanistan’daki krizden dolayı orası şuan çok ucuz bende bunu değerlendirmek istiyorum. 

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Önce Vatan gazetesi ailesine ve tüm okuyucularına buradan gönül dolusu sevgiler gönderiyorum. Sizlere de bu güzel enerjiniz ve hoş sohbetiniz için teşekkür ederim. Bu röportaj benim için de güzel bir anı olacak. Bugün burada olduğunuz için çok teşekkür ederim. Ayaklarınıza sağlık. Herkese mutlu huzurlu bir ömür diliyorum. Güzel bir albüm ile geliyorum. Umarım herkeste beğenir. Mutlu kalın.

Sizin de çok güzel bir enerjiniz var. Albüm şimdi den hayırlı olsun. Güzellikler sizinle olsun.  


Doğum tarihi: 22.02.1972

Burcu: Kova

En sevdiği huyu: Neşeli olmak

En sevmediği huyu: Takıntılı olmak

En sevdiği renk: Taksi sarısı

En sevdiği aktör: Anthony Hopkins

En sevdiği çizgi film: Clementine

En sevdiği sözler: "Önce kendini seveceksin. Özgürlük, ondan sonra sana gelecektir" Zuhal Olcay

"Kendi gibidir, insanın iyisi" Yıldız Tilbe

"İnsanları tanıdıkça, hayvanları daha çok sever oldum" Leman Sam 


Röportaj: Elif Günay

Fotoğraf: Ekrem Algın