2000 yılında kurduğu "Şeref Çetin Tiyatrosu" ile Ayvalık'ın her sokağına, her mahallesine, her köşesine tiyatroyu sevdirmek için uğraşan Çetin, "İnsanlar tiyatro kültürünü alsın diye, sanayi bölgelerinde, pazarlarda hatta otobüslerde bile oyun sergiledim" dedi.

Bizlerde İstanbul'da bir araya geldiğimiz Şeref Çetin ile tiyatroya, sanata ve yaşama dair sımsıcak bir sohbet gerçekleştirdik. Eşi Elvan Gruda’nın da bizlere katıldığı bu röportajımızda tiyatroya ve sanata dair birçok şeyi sizler için konuştuk.

ELİF GÜNAY: Şeref Bey merhaba. Öncelikle tiyatroyu bu kadar sevgiyle bu kadar usanmadan insanlara sunduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum. Tiyatro ile ne zaman tanıştınız? 

ŞEREF ÇETİN: Halkevleri ve Şehir tiyatroları çıkışlı bir tiyatro işçisiyim, bununla beraber birçok özel tiyatro eğitimi veren alanlarda oyunculuk çalışmalarına katılıp, tiyatro sanatında kendimi eğitmeye çalıştım. Çıraklıktan yetiştim, denilebilir. Ticari kaygılar gütmeyen özenle seçilmiş her türlü oyunlarda önemli roller oynadım. Halen tiyatro sanatı üzerine çok çalışıyorum. Çok yazıyor, okuyor kendimi geliştirmeye donatmaya çalışıyorum ve hemen hemen hayatımın büyük bir kısmı tiyatronun esiri olmuş vaziyette…

ELİF GÜNAY: Sizin için "Tiyatro aşığı" diyorlar, doğru mu?

ŞEREF ÇETİN: Evet benimki aşktan öteye tiyatro sanatına delice bir tutku.

ELİF GÜNAY: Gördüğümüz kadarıyla her tür karaktere bürüne biliyor ve o kişiyi yansıtabiliyorsunuz. Sizi zorlayan oyunlar ya da karakterler oluyor mu? 

ŞEREF ÇETİN: Evet Elif Hanım.  Birçok beni zorlayan ve savaşmak zorunda olduğum roller oluyor. Örneğin bir karakter için kilo alıp vermek gibi diyebilirim size.

ELİF GÜNAY: Sizin sayenizde Ayvalık sokak sokak tiyatro görmüş. "Şeref Çetin Tiyatrosu" kurma fikri ne zaman ortaya çıktı?

ŞEREF ÇETİN: 1999 yılında İstanbul’dan yorulup bir sahil kasabasına gitmeye karar verdim. Bu tercihte Ayvalık oldu. Fakat Ayvalık’ta sanatımı ifade edebileceğim bir tiyatro alanı yoktu. Tabii ki, bir tiyatro kurmak zorunluluk oldu ve 2000 yılında tiyatromuzu kurduk.

ELİF GÜNAY: Bildiğim kadarıyla birçok kez Anadolu Turnesi gerçekleştirmişsiniz, tekrarı gelecek mi?

ŞEREF ÇETİN: Evet, yeni oyunumuz için İstanbul’ da oyuncu elemeleri yapmaktayız. Projemiz için doğru oyunculara karar verince yine Anadolu ve Avrupa turnelerimiz olacak.

ELİF GÜNAY: Tiyatro ile birlikte yaptığınız çeşitli sosyal sorumluluk projeleriniz olduğunu biliyorum. Bunlardan bahseder misiniz?

ŞEREF ÇETİN: Ben bir sanat insanı olarak topluma karşı sorumluluk hisseden biriyim. Bu doğrultuda 1995 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz kitap dağıtım kampanyalarımız devam etmekte. Ogünlerden bugüne ortalama 60 bin civarında kitap dağıtımı gerçekleştirdik. Bunun mutluluğu içerisindeyim.

ELİF GÜNAY: 22 gönüllü doktor ile sağlık sorunları olan çocuklar için köylerde sağlık taraması yaptığınız harika bir projeye imza attınız. Bu proje nasıl oldu ve size neler kattı? 

ŞEREF ÇETİN: bir proje kapsamında bir köye tiyatro oyunu götürdük. Orada ekonomik nedenlerle doktora gidemeyen, sağlık sorunu olan bazı çocukların okula gelemediklerini öğrendik. Elbette bu durum bizi çok üzmüştü bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük ve daha sonra ekibimizle toplantı yapıp bulunduğumuz bölgenin 15 köyüne sağlık taraması yapılması için çaba sarf etmeye başladık. Bu çabamız çok olumlu sonuç aldı. Gönüllü doktorlarımız birçok çocuğun sağlık taraması yapıp sağlık sorunu olan çocuklarımızın tedavisini ücretsiz üslendiler.

ELİF GÜNAY: Bu güzel projeleriniz ve yaptığınız tiyatro sahneleriniz haricinde kitaplar çıkardınız. O kitaplar nelerdi? 

ŞEREF ÇETİN: Hali hazırda yazılmış 2 kitabım bulunmakta. Bir tanesi oyunculukla ilgili diğer kitabım toplu oyunlardan oluşmaktadır. İçerisinde kendi yazdığım iki oyun bulunmakta ilki “Demir Döven Kadınlar” ikincisi mübadeleyi anlatan belgesel niteliğinde bir eserdir.

ELİF GÜNAY: İstanbul’da yaşamayı düşünüyor musunuz?

ŞEREF ÇETİN: Evet uzun bir aradan sonra İstanbul’da yaşamaya karar verdim diyebilirim Elif Hanım. İstanbul’a yerleşmemde eşim Elvan Gruda etkili oldu. 

ELİF GÜNAY: Yakın tarihte sizleri nerelerde göreceğiz? Planladığınız projelerinizden bahseder misiniz? Bu aralar üzerinde çalıştığınız oyununuz var mı?

ŞEREF ÇETİN: Evet var. Kendi yazmış olduğum “EŞİKTEKİLER”  isimli oyunumun üzerinde çalışıyorum. Birkaç projelerim daha var onları da zamanı gelince paylaşacağım.

ELİF GÜNAY: İlginç bir isim vermişsiniz oyununuza. Peki, bize bu yeni oyununuzdan bahseder misiniz?

ŞEREF ÇETİN : “EŞİKTEKİLER ” oyunumuzun ismi süpervizörümüz değerli sanatçımız Yılmaz Gruda’ ya aittir. Öyküsü çok sadedir. Romantik bir komedi olmakla beraber birçok sosyal sorunu içerisinde barındırmaktadır. Eşiktekiler oyunumuz tiyatro oyunculuğuna beslediği yoğun sevgiyi çeşitli tiratlarla bir senfoniye dönüştürür. Oyunun içerdiği beşeri deneyleri kendi yazım üslubumla derinlik ve genişlik açısında çok güçlü bir şekilde işledim. Sistemle bir derdi olmayan var mıdır, bilmiyorum. Ama ben bu oyunda sistemin birey üzerindeki ağır baskısını yaşama dürtüsünün diri güzelliği çelişki ve çatışıklar… Üzerine sağlam oturmuş bir denklem oluşturduğuma inanıyorum. “EŞİKTEKİLER ” oyunumuzu seyreden izleyicilerimizde sanırım benzer duyguları kendilerinde bulacaklardır.

ELİF GÜNAY: Değinmeden edemeyeceğim usta sanatçılar Ayşen ve Yılmaz Gruda'nın güzel kızı Elvan Gruda ile çok güzel giden bir evliliğiniz var. Özel hayatınızdan çok kısa bahsedecek olursanız sizden neler duyarız?

ŞEREF ÇETİN: Bir hayli zaman önce Elvan Gruda’yla yollarımız kesişti zamanla aramızda olağan üstü tutkulu bir aşk gelişti son derece saygın, sevgi dolu bir hayat arkadaşlığımız var bu anlamda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. 

ELİF GÜNAY: Sizce sanatçının içinde yaşadığı topluma karşı sorumluluğu nedir, nasıl bir duruş sergilemeli?

ŞEREF ÇETİN: Her şeyden önceden iyi bir yurttaş olmak için sanatçı olunması gerekmiyor. Günümüzde sanatçı duruşu tartışılır ama sanatçı elbette toplumun aynasıdır. Güzeli de gösterecek, çirkin olanı da, haksızlıkları da gözler önüne serecek zulmü de insanın insanı ezmesine kuşkusuz herkesten önce karşı çıkacak olan sanatçıdır.

ELİF GÜNAY: Günümüz tiyatro oyuncularının oyunculuk tekniği üstüne yeterince çalıştıklarına inanıyor musunuz?

ŞEREF ÇETİN: Doğrusunu isterseniz Elif Hanım öyle uzun boylu oyunculuk teknikleri üzerine kafa yorduklarına falan inanmıyorum. Çünkü günümüzde bu işi yapan birçok oyuncu hantal ve tembel bir yapıya sahip diyebilirim.

ELİF GÜNAY: Oyunlarınız çok seviliyor, keza siz ve ekibinizde öyle ve salonlarınız her zaman dolu oluyor bunu nasıl başarıyorsunuz?

ŞEREF ÇETİN: Biz tamamen halkı ilgilendiren oyunlar sahneliyoruz. Yani suya da dokunuyoruz, sabuna da… Salonlarımızın kapalı gişe yapmasındaki diğer bir etken kolektif çalışmamızın sonucudur.

ELİF GÜNAY: Sizin için oyunlarınızı sahnelemek için bir tiyatro salonu olması şart mı?

ŞEREF ÇETİN: Benim için her yer tiyatrodur.

ELİF GÜNAY: Beni kırmayıp yoğun zamanınızda bana vakit ayırdığınız için önce şahsım sonra gazetem adına sizlere çok teşekkür ederim Şeref Bey. Ayrıca sohbetimize katılıp bizlere güzel enerjisini veren Elvan Gruda’ya şükranlarımı sunuyorum. Dilerim yakın zamanda tekrar bir araya geliriz. Bu ışığınız hiç solmasın. Tekrar görüşmek üzere, hoş çakalın.

ŞEREF ÇETİN: Zaman ayırdığınız için ben teşekkür ederim. Bizlerde sizlerle olmaktan büyük keyif aldık. Mutlu kalın…




Röportaj: Elif Günay