Merhaba Müge Hanım. Yeni çıkan albümünüz hayırlı olsun. Çok güzel bir şarkı olan "Bulunca Evlenicem" single'ı yaptınız. Şarkı nasıl çıktı?
Sende hoş geldin Elifciğim.13 senedir müzik piyasasının içindeyim. İlk albümüm olan “Söz Verdim”de çıkış parçam olan “İlk Bakışta- Quiero”yu 2005 yılında çıkarmıştım. O dönemden sonra öyle bir şarkı ile çıkmalıydım ki, onu geçmeliydi.  İşin aslı yaza yaklaşan tarihlerde evlilikle ilgili şarkılar çıkıyor. Evlenenlere yapıyoruz da neden evlenmeyenlere yapmıyoruz diye düşündüm. Bekarların da bir şarkısı olmalı dedim. Onun üzerine “Bulunca Evlenicem” şarkısını yazıp besteledim. Stüdyoda şarkıyı söyledik ve şarkımız ortaya çıktı.

Şarkının bir hikayesi var mı?
Evet var. Bana da baktığınızda normal şartlarda evlenmiş olmam gereken bir yaştayım. Aynı zamanda benim gibi işiyle ilgilenip evlenmeye fırsat bulamayanlar için düşündüm. Bilirsin ki bu yaşlardaki herkese bütün yakınları “Ne zaman evleneceksin?” sorusunu hep soruyor.  Evlenmek basit bir şey olmuş olsaydı çoktan evlenirdim diye düşünüyorum. Bu kararı almak oldukça zor. Eğer sonunda boşanmak istemiyorsan çok iyi düşünmen gerekiyor. Hayattaki en büyük kararlardan birisi evlilik kararı. Ben de bir gün otururken yakınlarımın bu sorularına bir yanıt olsun diye “Kadrimi kıymetimi, sevgimi şefkatimi, aşkımı hak edeni bulunca evlenicem…” sözlerini yazmaya başladım. “Böyle biri çıktı da mı, ben evlenmedim” demek istedim. Sonra şarkının girişini hazırladım ve şarkı doğdu.

“Şarkıyı bizler için yazdım. Günümüz itibari ile üniversiteden mezun olan, yaşı 23'ü geçen herkes evlenme hayaline başlıyor. Şarkının sözleri de bu yüzden belki biraz sitemkar...”

Şarkınızı başka yerlerde duyuyor musunuz? Bu sizi mutlu ediyor mu?
Evet, şarkım çok kısa sürede birçok yerde çalmaya başlandı. Ayrıca sosyal paylaşım sitelerinde şarkıyı söyleyenler de oldu. Fakat beni en çok mutlu eden sevgili Zuhal Topal yaptığı izdivaç programında çiftleri buluşturmak için paravan açılırken “Bulunca Evlenicem” şarkısını çaldırıyor. Bu beni gerçekten çok mutlu etti. 

Şarkının bir de Yunancası var. Yunanca’sını söylemek nereden aklınıza geldi? 
Evet Elif. Bu şarkının aranjesi biraz Yunan ezgileri taşıyor. Sevgili aranjörüm Osman Taşdaş ile albümü yaparken, Yunan müzisyen arkadaşım Xenophon Tyrovolis ziyaretimize geldi ve “Mügeciğim bu şarkı sadece Türkiye’de kalmamalı, bence Yunanistan’da bu şarkıyı dinlemeli” dedi. Bu önerinin Türkiye’yi tanıtmak adına güzel bir adım olacağını düşündüm. Ve kısa sürede şarkı sözleri aynı şekilde Yunanca’ya çevrilerek yayınlandı. Yunanistan halkı da şarkıyı çok sevdi. Şarkıyı dinledikten sonra bana ulaşıp Yunanistan’da Pr’ımı yapmak isteyenler oldu. Ayrıca Yunanistan’ın sevilen sanatçılarıyla düet yapma teklifleri de aldım.

Klibe değinmek istiyorum. Çekimler nasıl geçti?
Biliyorsun ki ülkemiz çok zor ve sıkıntılı dönemden geçti. Bu süreçte her türlü ticaret alanında sorunlar yaşandığı gibi bizde çok etkilendik. Bende klibi çekerken eğlenceli olsun istedim. 5 tane farklı kadın karakteri oluşturduk. Ve o birbirinden farklı 5 kadını canlandırdım. Klipteki kıyafetlerimi sevgili Özgür Yüksel stilize etti. Klip bir günde çekildi. Görüntü yönetmenimiz Varol Şahin benim 10 yıllık bir arkadaşım olduğu için benim nasıl bir klip istediğimi de biliyordu. Klibe 15 Temmuz günü saat 18.00’de başladık ve klibi bitirdiğimizde ülkemizde darbe girişimi olduğunu öğrendik. Klibin bir kısmı kendi evimde ve evime giden yolda Şile’de çekildi, bir kısmı da Kalamış sahilde Marina’da. 

Müzik hayatına ilk adımı nasıl attınız?
Dediğim gibi 2003 yılında bir albüm yapmaya karar vermiştim, çünkü elimde biriktirdiğim çok fazla şarkı sözlerim vardı. 2005 yılında DMC ile “Söz Verdim” albümü çıkardım. Ve bu albüm çok beğenildi. Özellikle “İlk Bakışta” şarkısı büyük beğeniler aldı. Daha sonra 2009'da Rec By Saatchi ile “Fıkır Fıkır” adlı albümüm çıktı. O albümde de tek şarkıya klip yaptık. Devamında da şuanda bulunduğumuz (Studio Music Recording) kendi stüdyomu açtım. Bu yeni single albümüm “Bulunca Evlenicem”i de burada yapmış olduk. Albüm Taş Plak etiketi ile çıktı.

Müjde; iki ay sonra bozuk hikaye adlı bir şarkı ile geliyoruzzz...

Çocukluğunuzda ilk öğretmeniniz usta müzisyen Rana Erksan. Kendisi ile güzel bir hikayeniz olduğunu biliyorum, biraz bahseder misiniz?
Benim çocukluktan beri müziğe büyük ilgim varmış. Dolayısıyla anne ve babam beni piyanoya yönlendirmişler. Bu dönemde Rana Erksan’dan ders almaya başladım. Kısa bir süre sonra kendisi rahmetli oldu. İlkokul öğretmenim Eda Özülkü’ydü ve daha sonra da Evlim Bahçeban… Rana Erksan bana “Müge hangi mesleği yaparsan yap, hangi okulu bitirirsen bitir aşık olduğun müziği bırakma” dedi. Bende kendisine müziği bırakmayacağıma dair söz verdim. İlk çıkardığım albümüme de değerli hocama ithafen “Söz Verdim” adını koydum. 

Erol Evgin’in oğlu Murat Can Evgin ile liseden beri arkadaşmışsınız ve o dönemde bir müzik grubu kurmuşsunuz doğru mu?
Aaa evet, aynı lisede okuduk. Murat o dönemlerde bu kadar sosyal değildi, biraz utangaçtı. Bir müzik grubu kurmuştuk arkadaşlarla Murat’ta bizimle gitar çalardı. Ve yıllar geçti ben Murat’ın albüm yaptığımı duyduğumda çok şaşırdım. Üzerinden o utangaçlığı atıp çok güzel işlere imzalar attı. Zaten kendisi dört dörtlük, çok efendi biridir. Çocukluğumuzda da öyleydi, hala da öyle…

Uzun zaman yurt dışında eğitim görmüşsünüz bu size ne kattı?
16 yaşında önce İsviçre’ye sonra birçok ülkeye gittim. Bu eğitim sürecinde kendi ayaklarım üzerinde durabilmeyi öğrendim. Çünkü öğrencilik her yerde öğrenciliktir. Ben orada daha çok gitarıma yöneldim. Daha çok şarkı yazmaya başladım. Yurt dışında müzik yarışmalarına katıldım. Boşnak arkadaşlarım benim Türkçe şarkılarımı ezberliyordu. Şimdi tekrar İngiltere’ye dönüp o arkadaşlarımla buluştuğumda hala  “Müge biliyor musun böyle bir şarkın vardı” deyip o şarkıyı söylüyorlar. 

“Kışları Dominik Cumhuriyeti’nde yaşıyorum”
4.5 seneden beri Dominik Cumhuriyeti’nde yaşıyorum. Her yıl kasım ayı gibi gidip mart ayında dönüyorum. Çünkü orası çok rahat ve huzur dolu. Çok eğlenceli bir yer ve insanları sürekli pozitifler. Dominikliler şunu der; “Eğer hastaysan yaşlısın. Eğer hasta değilsen ve sağlıklıysan yaşın bir önemi yok.

Stüdyonuz çok güzel. Burada ne gibi hizmetler veriyorsunuz?
Bu stüdyoyu 2011’de açtığımda sevgili Reha Falay ve sevgili Osman Taşdaş vardı. Sonra aramıza Ufuk Yıldırım ve Serdar Ağırlı da katıldı. Şimdilerde Osman Taşdaş ve Serdar Ağırlı ile daha yoğun çalışıyoruz. Biz burada butik işler yapıyoruz. Hem albüm yapmak isteyen sanatçılarımıza hem de seslendirme yapmak isteyenlere yardımcı oluyoruz. Kısacası müziğin içinde olduğu her şeyi yapıyoruz. Film, reklam, program açılışları, kurumsallara müzik gibi her türlü hizmeti veriyoruz. 

Sizleri televizyonlarda program sunucusu olarak gördük. Tekrar bir program düşünür müsünüz?
Çiçek Dilligil ile birlikte Cine5 kanalında hafta içi her gün “Hayatın Tadı” adı altında bir televizyon programı yapmıştık. Kültür, sanat ve yemek programıydı. Yurt dışında kaldığım süre boyunca çok yemek yapardım. Bu yaptığım süreçte öğrendiğim yemekler bu programda çok işime yaradı. Diğer yandan Eurovision'u sundum. Sunuculuğu ve televizyonda olmayı çok seviyorum. Tekrar bir program sunuculuğu yapmam söz konusu, ekranlara geri geleceğim… 

Yakın gelecekte neler var?
12 Ekim’de Kalamış The Jazz Room’da sahnem var. Hem 80'ler 90'lar hem de kendi şarkılarımı harmanlayıp güzel bir sahne alacağım. Geçtiğimiz günlerde İzmir ve Bodrum’da sahnelerim oldu. Şehir içi ve şehir dışı konserlerim olacak.

“2017’ye kitapla geliyorum”
Bir kitap yazdım, kişisel gelişim üzerine “Kaybettiklerimin Kazandırdıkları” adında bir kitap. 2017’de yayımlanmış olacak. Ben kendimi bu kitaba döktüm. Doğduğumdan şuana kadar hayat hakkında edindiğim ne varsa onları yansıttım. İnsanlar yalnız kaldıkları zor dönemlerde bir dosta ihtiyaç duyarlar, o dostta bu kitap olacak. İnsanlara kaybetmediğini hatırlatacak bir kitap oldu. Kitabı 4 ayda gece - gündüz yazdım. Bunun haricinde sürpriz bir televizyon programı olacak ve konserlerim devam edecek.

İki ay sonra “Bozuk Hikaye” geliyor
2015’te ben sesimi kaybettim. “Kaybettiklerimin Kazandırdıkları” böyle çıktı. Konuşamıyorum, sesim kısılıyor, programlar yapamıyorum derken nodül ameliyatı oldum. Çok hassas bir ameliyattı. Ameliyattan çıktıktan sonra 1 hafta boyunca hiç konuşamadım. 2. hafta sesim o kadar kötü çıktı ki, artık şarkı söyleyemeyeceğim diye düşündüm ve “Allah’ım ne olur sesimi bana geri ver” diye dualar ettim. Sonra sesim düzeldi ve eski sesime kavuştum. Sesime kavuşur kavuşmaz hemen bir albüm yapmak istemiştim ve yaptım. İki ay sonrada “Bozuk Hikaye” adında bir single çıkaracağım. Şimdilerde her şey için şükrediyorum. 

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Bu kadar fazla rekabetin olduğu müzik sektöründe beni sevdikleri ve dinledikleri için teşekkür ederim. Sosyal paylaşım hesaplarımdan beni takip edebilirsiniz. Hepinizi çok seviyorum. Sevgili Elif sana da bu güzel röportaj için teşekkür ederim. 

Bende yeni albümünüzün size şans getirmesini ve daha nice şarkılarda bir araya gelmeyi diliyorum. Sizin sayenizde bulunca evlenicez inşallah …

Doğum tarihi: 31.01.1979 

Burcu: Kova 

En sevdiği huyu: İnsancıl olmak

En sevmediği huyu: Unutkanlık

En sevdiği renk: Beyaz

Uğurlu sayısı: 8 

Uğurlu gün: Cumartesi 

En sevdiği çizgi film: Taş Devri

En sevdiği söz: Kaybetmeden kazanmak olmaz!


Röportaj: Elif Günay
Fotoğraf: Ekrem Algın