İSTANBUL - İstanbul Şehir Üniversite İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi’nin düzenlediği konuşma serisi etkinliğinde yeniçağın dijital para birimi Bitcoin hakkında bilinmeyenler ve merak edilenler ele alındı. Oturum başkanlığını İstanbul Şehir Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Özel’in yaptığı panele İstanbul Şehir Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Faruk Aysan, İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Rahman Başaran, İstanbul Şehir Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Baysan ve Başaran&Erdem Hukuk Bürosu ortağı Avukat Barış Erdem katıldı.

Bitcoin’in tüm dünyada şu anda en popüler konulardan biri olduğuna dikkat çeken İstanbul Şehir Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Faruk Aysan, “İnsanlar için en önemli işlevi mübadele aracı, değer saklama aracı ve değer birimi olan paranın devletler açısından en önemli fonksiyonu ise kriz dönemlerinde ekonomiyi canlandırmak, normal dönemlerde ekonomiyi dengelemektir. 2008 küresel krizi sonrasında Bitcoin’i tedavüle sürenler paranın bu son fonksiyonunu sorguladıklarını iddia ediyorlar. Amerikalılar için Büyük Buhran’ın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliriz. Bu nedenle 2008 krizinden çok korktular. Yeniden bir büyük buhran yaşamak istemediler. Dolayısıyla 2008 krizinden sonra çıkan Bitcoin’in ortaya çıkmasını bu bağlamda düşünmekte fayda var. Bu açıdan baktığımızda Bitcoin tipi uygulamaları ilk başlarda devletler mi çıkartıyor yoksa teknik tarafı güçlü gruplar mı diye soracak olursak ben şahsen bunların karışımı olduğunu düşünüyorum. Bitcoin tartışmaları bize paranın bir kurgu, bir inanma işi olduğunu ve paraların hikayesi olduğunu daha iyi gösterdi” dedi.

“Blockchain üniversitelerin işleyişini bile etkileyecek”

Bitcoin’in arkasındaki teknoloji olan blok zinciri Blockchain’in Bitcoin’den daha önemli bir buluş olduğunu vurgulayan Aysan şunları söyledi: “Bitcoin veya diğer coin’ler batabilir ama Blockchain teknolojisinin hayatımızın her alanına gireceğini düşünüyorum. Blockchain bankacılığı, tapu işlemlerini ve hatta üniversitelerin işleyişini etkileyecek. İnsanlar dünyanın birçok ülkesinden farklı dersler alacaklar ve blockchain teknolojisiyle tüm bu dersleri görebilen bir üniversite öğrencilere diploma verebilecek. Blockchain teknolojisi merkeziyetçiliği kaldırırken, aracıları azaltacak. Bankacılık, sigorta gibi aracılığın yüksek olduğu sektörler özellikle blockchain teknolojisinden en fazla etkilenecek sektörler arasında sayılabilir. İçerisinde kayıtların birbirine kriptografik elementlerle bağlı olduğu sürekli büyüyen bir veritabanı olan Blockchain teknolojisi hayatımızın her alanını kayıt altına alacak.”

"Uluslararası hukuk Bitcoin'i yeni farketti"

İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Rahman Başaran,  uluslararası hukukun Bitcoin'i 1-2 senedir fark ettiğini belirterek, 1-2 sene öncesine kadar Bitcoin ile ilgili akademik uluslararası hukuk dergilerinde ciddi bir makale dahi çıkmadığını söyledi.  Başaran, uluslararası hukukun büyük olaylar ile ilgilendiğini ve Bitcoin’in artık bu büyük olay kategorisine girdiğini ifade ederek, şunları söyledi: "Çin, Bitcoin ile ilgili finansal kurumlarına ve bankalarına kesinlikle işlem yapmamaları konusunda direktif veriyor. Japonlar da 'Bitcoin paradır' diyorlar. 'Japon Yen’i bir para ise Bitcoin de bir paradır.' Kanadalılar 'Bitcoin bir para değildir ama maldır, Bitcoin de altın gibi bir şeydir' diyor. 'Biz buna mal diyeceğiz. Ona göre de vergilendireceğiz' diyorlar. Amerikalılar da 'Bitcoin işi yapılsın. Biz bu işi uzaktan seyredelim. Bu iş ile uğraşacak kurumlara ise lisans verelim' diyorlar. Türkiye ve Hollanda da 'biz Bitcoin'i izleyelim, görelim' diyorlar. Gelişmekte olan ülkelerin alt kategorisindeki Bolivya, Ekvador, Ürdün, Fas ve Bangladeş gibi ülkeler ise Bitcoin'i tamamen yasaklıyorlar."

Blockchain ve Bitcoin’in nasıl çalıştığına dair temel konseptlerden bahseden İstanbul Şehir Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Baysan; “İnsanlık olarak uzun bir zamandan beri bir sanallaşma süreci yaşıyoruz. Erken devirlerde devlet ve para gibi fiziki dünyamızda bir karşılığı olmayan fakat hayatımızı kolaylaştırdığını düşündüğümüz sistemler icad ettik. Sanallaşma sürecinin devam etmesi neticesinde internet adı verdiğimiz siber bir ortam bulduk. Bu bizim sanallaşma dediğimiz konsepti daha da arttırdı. İnternet bize hayallerimizi gerçekleştirmek adına çok büyük bir altyapı veriyor. Bu sistem üzerinde internet sayfaları, sosyal medya gibi sanal ürünler geliştirildi fakat bunlar sadece başlangıç, daha ne gibi uygulamalar geliştirileceğini hayal bile etmek güç. Bu sistemleri anlamak önemli çünkü asıl değer üretenler bunları kullananlar değil bu sistemleri dizayn eden veya bunlara bağlı içerik veya türev uygulamalar geliştiren kişiler. Siber sistemlere dair anlayışımızı ne kadar geliştirebilirsek, bu yeni dünyada o kadar pay elde etme şansımız olur. Tüm ürünler kendilerinden önce geliştirilen konseptler üzerine inşa edilir. Bitcoin de, kriptografi ve ağ teknolojileri için geliştirilmiş bazı temel konseptler üzerine kuruldu” diye konuştu.

Yalnızca bir tane Bitcoin hikayesi olmadığına dikkat çeken Başaran & Erdem Hukuk Bürosu Ortağı Avukat Barış Erdem ise şunları söyledi: “1375’in üzerinde farklı kripto para var ve her birinin farklı hikayesi var. Hepsinin arkasında farklı iş fikirleri ve farklı iş modelleri var. Başladığımızda Bitcoin vardı ve şu an 275 milyar dolarlık bir pazara sahip. Blockchain Teknolojileri pek çok alanda gelecek vadediyor ancak Türkiye’de henüz Blockchain Teknolojilerine ve kripto paralara ilişkin yasal bir mevzuat yok. Bu yeni ekonomik enstrümanlardan faydalanmak için bu alandaki hukuki boşluğu doldurmak gerekiyor.”