Cengiz Bey merhaba. Öncelikle sizi tanımak istiyorum. Kuklalarla ne zaman tanıştınız?

Hoş geldiniz Elif Hanım. Kuklalarla ilk tanışmam, 13 yaşında oldu. Ortaokuldaki resim hocam Ali Rıza Kıyak, iş teknik derslerinde Karagöz figürleri nasıl yapılır onları öğretirdi. Her halde fazla ilgi göstermiş olacağım ki, deve derisinden orijinal olarak yaptığımız kuklaları sevince bunun üzerine 15 gün bir kurs aldım. O fikirle de devam etmeye karar verdim.15 günlük o kurstan sonra, çeşitli koleksiyonlar üzerine araştırmalar yaptım. Bunun üzerine 1981 yılında 17 yaşında iken o zaman İstiklal Caddesi'nde tek sanat galerisi olarak bilinen Yapı Kerdi Bankası Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde ilk kukla sergimi açtım. Ardından Topkapı Sarayı Müzesi ve Ayasofya Müzesi başta olmak üzere bir çok sergiye imza atarak yurt dışına uzandım. Sergilerim dolayısıyla uluslararası müzeler tarafından Karagöz figürlerim satın alındı. Şuan müze koleksiyonlarında Karagöz figürlerimi görmek mümkün.

 Aynı zamanda İstanbul'da ilk kukla festivali düzenleyen kişisiniz ve bunu 18 yıldır da sürdürüyorsunuz. Peki bu festivalin yapılmasındaki amaç neydi?

Evet İstanbul'da ilk başlatılan "Kukla Festivali" bizimkidir. Festivalimizin amacı Türkiye'de kukla sanatının canlanması ve algılanmasıdır. Karagöz'ün eskide olduğu gibi yine aynı değerine devam etmesi için başlatılmıştır.

 Ülkemizde kukla izleme oranlarına değinelim istiyorum. Karagöz- Hacivat Gölge oyunları Ramazan ayı boyunca daha mı çok karşımıza çıkıyor?

Aslında bu yanlış bir bilgi. Karagöz her daim vardır aslında. Fakat Ramazan ayında daha çok etkinlik olduğu için, Karagöz Gölge Oyunları da bu eğlencelerin içinde yer almakta. Aslında sadece Ramazanlara özel oynatılan oyun değildir. Her ay oynayabilen bir gösteri sanatıdır diyebilirim.


Karagöz'e bir giriş yapalım istiyorum. Karagöz ilk nerede kullanılıyor?

17.yy'da Evliya Çelebinin Seyahatname kitabında ilk defa Karagöz adının kullanıldığını görüyoruz. Karagöz- Hacivat bu yüzyıllık süreç içinde bir şekilde gündemimize yerleşiyor. O günden itibaren de gölge oyunu olarak devam ediyor.  Aşağı yukarı 500 yıldır hayatımızda diyebilirim.


Karagöz ne zaman tanınmaya başlandı. Bununla birlikte geçmişten günümüze nasıl ayakta kalmayı başardı? 

Karagöz 19.yy'da büyük bir şehirci kitlesi ile ortaya çıkar aslında. İlerleyen zamanlarda Tanzimat Dönemi Tiyatrosu ortaya çıkınca, biraz seyirci kaybına uğramıştır. Ardından halk Cumhuriyet ile birlikte başka bir beğeni olan Batı Tiyatrosu ile karşılaşınca daha çok gündemden düşme durumunda kalıyor. Tabi ki uzun süren savaşlar, İmparatorluk'tan Cumhuriyete geçiş sürecinde izlenen politikalar, sonunda Karagöz iyice seyirci kitlesini kaybediyor.

1973 - 1978 yılları arasında Kültür Bakanlığının açtığı kursla benim hocamın hocası Ragıp Tuğtekin orada ders vermeye başlayınca Karagöz Hacivat oyunları tekrardan canlanmaya başlıyor. Zaten Ragıp Tuğtekin Karagöz Hacivat oyunlarının büyük üstadı kabul ediliyor.

Ragıp Tuğtekin'in ardından Metin Ant, Nurettin Sevin de kurs vererek yeniden karagözü ortaya çıkarmaya başlıyorlar. Onların akabinde benim hocam Ali Rıza Kıyak bu sanatı yerine getirmeye çalışıyor. Ali Rıza Kıyak'ın öğrencilerinden biri olan bende bu sanatı sürdürmeye devam ediyorum.

 Karagöz, 1973 yılında tekrardan kendine seyirci potansiyeli katmaya başlar...

 
Bizler Karagöz'e sahip çıkabiliyormuyuz? Bununla birlikte dünya ne kadar tanıyor Karagözü?

Günümüzde Karagöz'ün milyonlarca seyircisi var demek pekte mümkün değil. Türkiye'de tam anlamıyla Türk sanatı olabilmiş değil, maalesef. Karagöz aslında Anadolu'da hiç oynamamış, İstanbul folkloru'dür. Bunun yanı sıra Osmanlı İmparatorluğunun bütün önemli kentlerinde oynadığı için; Macaristan, Romanya, Eski Yugoslavya, özellikle Saray Bosna ve Karadağ'da yoğun olarak biliniyor. Yunanistan'da dahil olmak üzere Balkanların tamamında yer aldığını söyleyebilirim. Kuzey Afrika'da Fas'a kadar uzanan bir coğrafyada Karagöz'ü görüyoruz. Birde Orta doğu da Mısır, Suriye, Lübnan, Filistin ve İsrail gibi ülkelerde Karagöz oldukça izlenen bir oyun diyebilirim.

 
Gölge oyunları ne zamandır var? Kimlerden günümüze kadar geliyor? İlk ne zaman gölge oyunları yapıldığı biliniyor? 

Bunun için Prf Dr Jakop'nin bir araştırma tezi var. Ve Jakop gölge oyunlarının Çin ve Moğol İmparatorluğundan geldiğini ve Koca el adındaki bir gölge kahramanı tarafından başlandığını söylüyor. Moğol akınlarıyla Memlüklerin tanıştığı, bunun üzerine Memlüklerin büyük bir gölge oyunları olan Tambaba oyunu ile de Osmanlı İmparatorluğu'na girdiği belirtiliyor. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sonrası Memlükleri yenmesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu da gölge oyununu tanımış oluyor. Memlük'lü gölge oyun ustalarının Yavuz Sultan Selim'e dönemin İmparatoru Tamambay'nın asılmasını konu alan bir gölge oyunu izletmesi üzerine, Yavuz Sultan Selim bu gölge oyunlarını çok beğenir ve bu kukla ustalarını İstanbul'a getirtir. Böylece Anadolu'ya  gölge oyunu yayılmadan İstanbul'da yaşamaya başlar. Bu olay hem Memlüklü kaynaklarında hem de İbni İlyas'ın Arap Tarihi kitabında yer alıyor. 

 

Bizler biliyoruz ki Karagöz dünyaya ün salmış bir gölge oyunu. Bunu da tüm dünya biliyor. Merak ediyorum ki Karagöz'ün haricinde diğer ülkelerde ön planda olan kuklalar var mı, nelerdir bunlar?

Öncelikle Karagöz Avrupa'nın bir parçasıdır diyebilirim. Ve Karagöz kuklası otoriteye karşı halkın sesini duyurmakta kullanılan bir objedir aslında. Karagöz her anlamda mesajlar verir. Diğer ülkelerden söz edecek olursam, İtalya`dan Punchinella, Rusya`dan Petruşka , Mısır`dan Aragoz, Fransa`dan Ginyol, İngiltere Punch and Judy, Almanya da Kasper gibi kuklaları belirtebilirim. Fakat bilinmelidir ki bunların hiç biri Karagöz kadar eski değildir.

Asya'ya baktığımızda Endonezyada Wayang Kulit ve Wayang Golek denilen iki kukla vardır. Bunlardan biri gölge oyunu şeklindedir ve bu kuklalar dini ritüel olarak kullanılır. Yani akşam 7 gibi başlayıp ertesi sabaha kadar süren 12saatlik performanstır. Din amaçlı yapılır ve özel günlerde yapılır.  Belki bizdeki mevlit'e benzetebiliriz. Keza Hindistan'da ve Malezya'da da aynı etkiyi görüyoruz. Vietnam ve Çin'de ise, sosyalizmle kuklalar ortadan kaldırılıp yakıldı, sonra tekrardan oluşturuldu.


Festival ile ilgili devam edelim istiyorum. 18 yıldır geleneksel hale gelmiş bir festival olarak görüyoruz. Peki başladığından beri neler değişti bu festivalde?

Öncelikle grup sayısı arttı. Fakat mantık hep aynı. Festivalin en önemli amacı kukla sanatını sevdirmek ve tanıtmak. Bununla birlikte Karagözü var edebilmek içinde uğraşıyoruz. Açıkçası bunun dışında pek bir değişiklik yok. Eğer bir festival düzenliyorsanız şehrinizin en ücra noktalarına kadar ulaşmanız gerekiyor. Dünyada büyük metropollerde böyle büyük çaplı festivaller yapılmıyor. Daha çok küçük yerler bu sanatı yaşatmaya çalışıyor.  Bizler bunun için 18 yıldır İstanbul'da kuklaları yaşatmaya  çalışıyoruz


Geçen yıllarda olduğu gibi bu festivalde de ülkesinde çok sevilen birbirinden ünlü, yabancı sanatçılar göreceğimizi biliyorum. Bu yıl kimleri ağırlıyoruz öğrenebilir miyim?

Evet Elif Hanım. Bugüne kadar sanıyorum ki 200'ün üzerinde beş kıtadan yabancı grup geldi. Bu gruplarımız İstanbul'da önemli gösterilere imza attılar. Bu yılda da festivalimize katılan on yabancı grubumuz var. Bu gruplar Avrupa, Amerika ve Asyadan geliyorlar. Özellikle bu yıl "Tayvan Kuklası"na ağırlık veriyoruz. Bilindiği üzere Tayvan'da çok önemli bir kukla geleneği var. Tayvan halkı Çin kökenli olduklarından, hayvan figürlerine ağırlık veren kukla gösterileri yapıyorlar.

 Bu festival, Tayvan Kültür Bakanlığının desteklediği bir proje oldu. "Spotlight Taiwan" adı ile seyirciyle buluşacak olan "Tayvan Kuklası" oyunları içinde üç değişik gösteriyi sunacak. İlk olarak geleneksel el kuklası  gösterileri var ve Tayvan sanatçılarının iki tane modern gösterileri gerçekleşecek. Bu gösterilerden biri "2. Dünya Savaşın"dan söz ederken, diğerinde "Yahudi Soykırımı" üzerine hazırlanmış oyunu izleyeceğiz diyebilirim.

Ayrıca festivalde Tayvan “Spotlight Taiwan” ekinliği olarak Taypei’deki Kukla Müzesinin Hollanda asıllı Müdürü Dr Robin Ruizendaal "Tayvan'daki kukla sanatın, Tayvan hükümetinin kuklaya bakışı ve savaşın kuklalara getirdiği etkiler" üzerine konferans verecektir. Bunun yanı sıra Tayvan'a yapılan müdahaleler döneminde  özellikle ödül sahibi olan kuklacıların hayat hikayelerinin ele alındığı kukla filmi'ninde gösterimi gerçekleşecektir. İstanbul Film Festivalinde de oynamış Cannes Film Festivali ödülünün de sahibi olan “Kukla Ustası” adli film de festivalde sunulacaktır. Yine Tayvanlı sanatçıların İstanbul'daki çocuklarla da bir çok  workshop çalışmaları gerçekleşecektir.


Yoğun bir Tayvan rüzgarı eseceğe benziyor. Peki diğer ülkelerden kimler geliyor?

Tüm bunların yanı sıra Şili'den insan boyunda ilginç bir "Tango Kukla" oyunu göreceğiz mesela. Avrupa'dan Fransa'dan 3 yıldır getirmek istediğimiz çok önemli bir grup olan ayrıca festivalin açılışını yapacak olan "Poli Degaine"in özel gösterimi gerçekleşecektir. Poli Degaine El kuklası Fransa'nın önemli bir geleneğidir. Bunun yanı sıra "La Pendue" ile modern bir yorum sunulacaktır. Mesela Hollanda var gelenler arasında. Hollanda televizyonlarının çok önemli yıldızı  olan "CIRCASTIQUE" geliyor. İtalya'dan büyük bir ustayı ağırlıyoruz "Clodio cinelli".  "Clodio cinelli" özellikle İtalyan operalarını kukla yoluyla komediye dönüştüren isimdir. Bu festivalde de İtalyan ailesini kuklaların diliyle göreceğiz. İspanya'dan iki önemli grup var, "Bambalina Teatro" ve "Rocamora Teatro" İspanya Büyük Elçiliğinin değerli katkılarıyla yer alacak. Don Kişot üzerine hazırlanmış sözsüz bir baş yapıt ile karşımıza çıkacakken, diğer grubun üstadı Rocamora burada olacak. Bilindiği üzere Rocamora kukla konusunda dünya festivallerinde her zaman yeri olan önemli sanatçılardan biridir.

Hong Kong'dan yine bir çalışma var, "Sun Sun Arts Troupe". Hong Kong Çin sınırları içinde yer aldığından Tayvan gibi onlarda gölge oyunlarıyla çok ilişkililer. Sözsüz olarak çocuklara yönelik Çin gölge tekniği ile Tayvan gölge tekniğinin oyununu harmanlandığı oyunları olan "Taiyuan Puppet Theatre Company" sunacaklar. Rusya'dan yine iddialı bir grup geliyor, "The Fifth Wheel". Kore'den ise çok modern bir çalışma var ki, "CCOTBBAT" demin masası oyun. "CCOTBBAT" grubu basın medya aletlerini kullanan (tepegöz, projeksiyon, kamera...) oyunlarıyla çok ilgi çekecek diyebilirim. Ve Türkiye'den, Tiyatrotem, Küçük Salon, Tiyatrokeyfi, Ters Ağaç, Kuklabaz Tiyatrosu, Kaburcak Karagöz Tiyatrosu, Bïteatral ve benim tiyatrolarım olan Cengiz Özek Gölge Tiyatrosu kukla severlerle buluşacak. Festivalde Tiyatrotem'in hazırladığı "Dünya Mutfağı", Küçük Salon'un "Romeo ve Juliet'i" büyük ilgi göreceğe benziyor.

Her gün, aralıksız olarak devam edecek değil mi?

Evet  festivalimiz her gün günde en az 5-6 gösteri ile 70'e yakın performansla 11 gün boyunca sürecek.


Cengiz Bey, gösterim yerleri olarak tiyatrolar dışında AVM'leri de tercih ettiğinizi biliyoruz ve bu çoğu kişi tarafından oldukça beğeniliyor. Yine AVM gösterileri olacak değil mi?

Evet, Elif Hanım. Yıllardır festivalimizin belirli gösterilerini AVM'lerde de yapmaya çalışıyoruz. Tiyatrolara gelemeyen ve günlerini AVMlerde geçiren insan kitlesi günümüzde oldukça yoğun, bizler bunu gözönünde bulundurarak AVM'lere de gösterimler verdik. Bu uygulama hem izleyiciler hem oyuncular hem de AVM yöneticileri tarafından oldukça hoş karşılandı. Festival kapsamında yer alan AVM'lerden söz edecek olursak, Forum İstanbul, Marmara Forum, Torium AVM, Mall of İstanbul, Özdilek AVM diyebilirim. Her biri mümkün olduğunca uzak noktalardan seçildi. Öte yandan bir çok gösteri Fransız Kültür Merkezi, Ak Bank Sanat, Küçük Salon, Koç Üniversitesi, Sahne Pulcherie, Sevgi Gönük KM, Erbulak Oyunculuk ve Yazarlık Evi ve Hollanda Başkonsolosluğunda yer alacak.


Müthiş bir festival bizi bekliyor. Peki projenin destekçileri kimler?

Bu yıl, Fransız Kültür Merkezi, İtalyan Kültür Merkezi, Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu, Tayvan Çin Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı, Cervantes Kültür Merkezi, İspanya Türkiye Büyükelçiliği, Kore Dışişleri Bakanlığı ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı destekler durumda.


Festival'in biletli olan gösterimleri var gelmek isteyenler bunlara nasıl ulaşabilirler?

Bildiğim kadarıyla festival biletleri www.biletinial.com’dan satışa sunuluyor. Ayrıca, Akbank Sanat’ta gerçekleşecek gösterilerin biletleri Biletix’ten satışa sunulduğunu belirtmek isterim. Fakat AVM içindeki oyunlar başta olmak üzere bir çok oyun ücretsiz gösterilecektir. Bunun için Web sayfamız: www.kuklafestivali.com 'dan bakabilirler.

Twitter: @kuklaistanbul Facebook: facebook.com/kuklafestivali hesaplarından takip edebilirler ve Youtube: kuklaistanbul sayfasından bilgi alıp gösterilere bakabilirler.

Kuklalar için genellikle çocukları eğlendiren oyunlar olarak bir algı var bununla ilgili ne söylersiniz?

Maalesef doğru. Kuklanın naif özelliğinden dolayı çocuklara yönelikmiş gibi tanıtılıyor. Aslında bildiğiniz gibi Karagöz büyüklere yönelik bir oyundur. İçerisindeki mesajlar yetişkinler içindir ve birçok erotik sahneleri de söz konusudur. İstanbul kukla festivalinde ebetteki çocukları eğlendirmek için çokça gölge oyunları vardır fakat, bunun yanı sıra bir çok yetişkinin keyif alacağı oyunlar ve seminerler de söz konusudur. Öte yandan ailecek  keyifle izleyebilecek bir birinden güzel gösteriler sergilenecektir.

Son olarak herkese seslenelim istiyorum. Neler söylemek istersiniz?

Açıkçası bu oyunlar insanların yaşam kalitesini arttırır. Kendi yaşam kalitenizi arttırmak istiyorsanız, dünya kültürünü görmek yaşamak ve bilgi edinmek istiyorsanız, hem öğrenip hem de eğlenmek istiyorsanız İstanbul Kukla Festivalini kaçırmamalısınız. Biz bu festivali tamamen Karagöz kültürüne hediye etmek için uğraşıyoruz. İnsanların farklı noktalarını Karagöz perdesinde anlayarak onlara çözümlerle sunuyoruz. Karagöz bu görevi nesillerce sürdürebilir. Biz biliyoruz ki; geleneksel sanatlar işlenirse, doğru ellerde uygun kişilerle birleştirilirse, teknoloji ve günümüz seçkisiyle sunulursa, seyirciye bambaşka kültür çalışması yansır. İşte bizlerde sanat camiası olarak bu algıyı yaratmak istiyoruz. Kendinizle birlikte kardeşinizi, çocuğunuzu, arkadaşlarınızı yada aile büyüklerinizi getirmelisiniz ki onlarda bu olgudan faydalanabilsin.


Karagöz İstanbul'un bir parçası. Ve Karagöz bu parçada Kürt'üyle, Arap'ıyla, Göçmen'iyle, Çerkez'iyle ve Ermeni'siyle bir arada yaşıyor. Onların diliyle, yaptıklarıyla, gelenek ve görenekleriyle İstanbullu olarak sahnede yerini alıyor.

Festivalin dışında ama İstanbul Karagöz Kukla Vakfı için bir müze düşündüğünüzü duyduk. Doğru mudur ve bu müze ile ne zaman tanışacağız?

Doğrudur Elif Hanım bildiğiniz gibi biz aynı zamanda  bir Vakıfız ve Vakfın kurucusuyum. Benim İstanbul Karagöz Kukla Vakfını kurmamın amacı; hem elimde müthiş bir kukla koleksiyonuna sahip olmam hem de karagöz üzerine toplanmış bir çok belgenin elimde bulunmasıydı.Bu Vakıfa uygun olarakta 2017 yılında müze, atölye ve gösteri alanı konseptinin iç içe geçtiği bir mekan oluşturmayı düşünüyoruz. Olursa, Türkiye'de bir ilk olacak. Yer Tophane olabilir. Alışageldiğimiz müzelerin dışında, insanlar bu müzede sergilenen eserlerin nasıl yapıldığını birebir deneyerek de öğrenecek. Buna müze dışında dev bir atölye de diyebiliriz. Sistemli ve düzenli bir şekilde gösterimi olan, bir takım kukla araştırmacı eserlerin kolayca incelenebildiği bir mekan düşünüyorum. Bu sayede sistem Vakıftaki gibi düzgün devam etsin ve nesillere yansısın istiyorum. Bunu da ilk size söylemiş oldum.

Verdiğiniz bu güzel haber için Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak çok teşekkür ederiz. Güzel bir kukla fstivalinin bizi beklediğinden şüphem yok. Aynı zamanda Bu iki yılın çabuk geçmesini umut ediyorum ki düşünceniz olan bu yeri hayatımızda görelim. 

Aynı zamanda tarafıma yardımcı olan Beze Grup Proje Koordinatörü Gizem Şenyurt'a teşekkürlerimi sunuyorum.