Suudi Arabistan'ın Mekke şehrindeki Mina bölgesinde, "şeytan taşlama" sırasında yaşanan izdihamda 769 kişi öldü, 934 kişi yaralandı. Bu ilk değil, 1990 Tünel faciasında 1462 ölü, 1994 şeytan taşlamada 270 ölü, 1997’de Çadır yangını 343 ölü, 1998 şeytan taşlama 119 ölü, 2001 şeytan taşlama 119 ölü, 2003 şeytan taşlama 14 ölü, 2004 şeytan taşlama 244 ölü, 2015 Vinç kazasında 207 ölü yetmezmiş gibi bu olay... Son 25 yılda yaşanan kazalarda toplam 3500 kişi ölmüş.
Ölü yıkamayı öğretmeyi marifet sayan zihniyetin islamı getirdiği bu noktada kazalar, malesef kader olmakta, doğru düzgün bir Hac organizasyonu yapmak dahi becerilememektedir. Bazı yetkililer ve din adamları da “kader”in arkasına sığınarak, “ölümü” kutsamaya, normalleştirmeye ve sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktalar.
Almanya’da 70 bin sağlık kurumu, 8 bin kilise, Fransa’da 60 bin sağlık kurumu 9 bin kilise mevcutken Türkiye’de 7 bin sağlık kurumu, 85 bin cami varmış... Arap ülkelerindeki durumu bilmiyorum ama benzerdir herhalde... Bunca din kurumuna rağmen İslam ülkelerinde ahlaksızlık, yolsuzluk, hırsızlık, haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, kanun tanımazlık, taciz, tecavüz, sapkınlık, sapıklık, kadına şiddet ve kadın cinayetleri, beceriksizlik, kaza, katliam, sefalet artarak devam ederken, (istisnaları hariç tutarsak) Hristiyan Batı Dünyasında huzur ve refah giderek artmış, ekonomik, sosyal, kültürel gelişme sağlanmış, sağlık sorunları çözülmüş, adalet tesis edilmiştir. Bu sözlerimden rahatsız olduysanız lütfen neden Müslüman ülke vatandaşlarının “Hristiyan Avrupa ülkelerine” sığınmaya çalıştığını düşünün... (Türkiye ve Ürdün’deki sığınmacıların zorunluluktan burada kalmakta olduğunu biliyorum) Neden bu insanlar Suudi Arabistan, Katar, kuveyt ve diğer zengin Körfez ülkelerine gitmiyor da Avrupa ülklerine gitmeye çalışıyor... Veya bir başka açıdan bakarsak din kardeşi olmasında rağmen bu ülkeler sığınmacı kabul etmiyor?
Demek ki bir yerlerde bir şeyler yanlış. Diyeceksiniz ki orada ABD’nin kurguladığı batı Dünyasının desteklediği savaşlardan kaçıyor insanlar. Evet haklısınız ama neden İslam alemi hep Batının oyununa mağlup oluyor da aklını başına toplayıp birlik ve beraberliğini tesis ederek bu oyunu bozamıyor? Neden kutsal yerlerini dahi koruyamayıp küçücük bir İsrail karşısında hep hezimete uğruyor? Veya geçmişte Hiristiyan İngilizle işbirliği yapıp din kardeşi kutsal toprakları savunan Türk askerini kalleşçe arkadan vurdu?
Taha Akyol’un Hürriyet gazetesindeki köşesinde yazdığına göre, Arapça konuşan 17 Müslüman ülkenin yaptığı toplam bilimsel yayın sayısı, bir tek Harvard Üniversitenin yayın sayısından azmış. 1.6 milyar nüfuslu İslam dünyasından sadece iki tane Nobel ödülü alan çıkarken, yahudi sayısı 79’muş...
Evet tekrar ediyorum, bir şeyler yanlış, bu nedenle bizim acilen  bilimin ışığında aydınlanmaya ve islami rönesansa ihtiyacımız var. Yoksa küresel efendilerin kurbanı, binlerce çaresiz insanı Avrupalı Hristiyan ülkelerin kapısında sığınmacı olmaktan kurtaramayız. Petrol üreticisi olmak sadece Batının maşası  yönetici sınıfını zengin ediyor ama petrodolarlar iç savaşlarda dökülen kanı ve güvenli bir hayat umuduyla çıktıkları yolculukta hayatını kaybedenleri ve Ege’ye gömülen insanlığı geri getirmiyor.