İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Haller Müdürlüğü çalışanı Ömer Akbayrak, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasıyla ilgili olarak sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda IŞİD’çilere özenerek, "17 Nisan günü savaşı kazanınca, bunların karıları ve kızları ganimet olarak ‘evet’çilere helaldir" diyerek Türk’ün asaletine, onur ve şerefine gölge düşürmüş ve Türk insanına ve ailesine hakaret etmiştir.

Türk milleti binlerce yıllık tarihi boyunca aileyi kutsal bilmiş, ahlak, namus, şeref ve haysiyet gibi değer yargılarını baştacı etmiştir... Türk kadını münevver, faziletli ve ahlâklıdır, ailenin temel taşıdır. Sen kim oluyorsun da kendinde böyle bir yetkiyi hak görebiliyorsun!!!

Büyük önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, “Ey kahraman Türk kadını, sen omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın” derken, malesef, böyle bir aşağılık bir zihniyete sahip kişiler toplumsal alanın farklı köşelerinde zaman zaman karşımıza çıkabilmektedir. Bu zihniyetin temsilcilerinin siyasi, bürokratik, yargı, akademik, medyatik ve ticari çevrelerde yeşermelerine fırsat vermemek gerekir.

"Hayır" kampanyası yürütenlere ilişkin saldırılar, tehditler, ve hedef göstermeleri konu alan raporda; 7 Nisan tarihine kadar “Hayır” diyenlere ilişkin yapılan en az 231 tehdit, baskı, hakaret, hedef gösterme ve saldırı gerçekleştiğine dikkat çekildi. “Hayır” diyen 330 kişinin gözaltına alındığı, 3’ünün tutuklandığına dikkat çekilen rapor şöyle devam ediyor:

“MHP’den 4 isim ihraç edildi, 5 gazeteci ve 12 işçi işten atıldı, 1 futbol hakemi açığa alındı. Çanakkale, Kocaeli, Samsun, İstanbul’da salon tahsisleri iptal edildi, Konya’da Kemal Kılıçdaroğlu’na salon verilmedi, sendika başkanına silahlı saldırı düzenlendi, CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık’a satırlı saldırı gerçekleştirildi, Haziran Hareketi üyelerine taşlı ve bıçaklı saldırı düzenlendi, 3 Haziran Hareketi üyesi bıçaklandı, CHP Viranşehir İlçe Başkanı dahil 9 kişi yaralandı. KTÜ’de öğrencinin burnu kırıldı, Sinan Oğan’a silahlı bir grup tarafından saldırı düzenlendi, üniversitelerde “Hayır” demek yasaklandı, Esenler’de CHP yöneticilerine AKP’lilerce saldırı gerçekleştirildi, CHP araçlarının lastikleri kesildi.”

Demokrasinin tartışılır hale geldiği, hukuk devleti yerine kanun devletinin ön plana çıktığı, hukukun üstünlüğü yerine de üstünlerin hukukunun uygulandığı bir anlayışın referandumda “evet” çıktığı takdirde, hiç bir şekilde dizginlenemeyeceğini görmek zorundayız.

Daha şimdiden, Osmaniye’nin AKP’li Düziçi Beldiye Başkanı Ökkeş Namlı da referandumda “hayır” oyu veren çalışanları kovacağını söylemiş. O zaman insanlara ne diye tercihini soruyorsun!!! Yasa gereği, iki tercihten birisini seçecek olan insanları, tehdit etmek Allah’tan revamı???

Anayasa değişiklik çalışmaları ekibinde yer alan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Şükrü Karatepe başkanlık sistemiyle birlikte büyük kentlerin yeniden yapılanacağını söyledi, Çin’i örnek göstererek eyalet sistemine vurgu yaptı. Bu şahıs Kayseri Belediye Başkanıyken Kayseri’de 10 Kasım 1996 tarihinde partililere yaptığı bir konuşmada; “içim kan ağlayarak, bu günkü törenlere katıldım. Gün ola, harman ola, Müslümanlar içlerindeki hırsı, kini, nefreti eksik etmesin” söyleminde de bulunmuştu... Çok az sayıdaki musevi ve hristiyan azınlıklar dışında kalan Türk vatandaşları müslüman olduğuna göre danışman Şükrü’nün kini ve nefreti kime acaba???

MHP Genel Başkanı eyalet lafına karşı açıklama yapmış ama netice değişmemiştir. Referandumda “evet” çıktığı takdirde eyaletlerin önünü açan 123.Md. yürürlüğe girecek, iş işten geçmiş olacaktır....

Aziz Türk milletinin referandumda; ülkesinin ve çocuklarının geleceği için, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için, hukukun üstünlüğü için, adalet için, demokrasi için, üçüncü dünya ülkesi olmamak ve medeniyet yolunda ilerlemek için, daha aydınlık, çağdaş ve mutlu bir Türkiye için, parlamenter demokratik sistemi tercih edeceğine ve büyük bedeller ödeyerek, kanla, irfanla kurduğu 17.nci Cumhuriyeti kendi elleriyle yıkmayacağına ve HAYIR diyeceğine inanıyorum.