Irak Türkmen Cephesi Lideri Erşat Salihi Kerkük’te yaşanan bayrak krizine ilişkin yaptığı açıklamada şöyle dedi: 

“Planımız: Kürdistan ayrılır da Bağdat bizi yüzüstü bırakırsa, biz de boş durmayacağız. Statükoyu kabul etmeyip Türkmeneli’yi (devleti) ilan edeceğiz Türkmenlerin rahat bir yaşama kavuşmaları için Türk Dünyası’nın yardımına ihtiyacımız var. İnsan güçleri ile yanımızda olmalarını istiyoruz. Türk milleti ezelden vardır ve inşallah bakidir, 17 devlet kuran bizler 18.’yi de kurarız evel 

Allah. Tarihten güç alır geleceğe yürürüz.” 

Irak’ın en önemli petrol bölgelerinden biri olan statüsü tartışmalı Kerkük’te,Vali Necmettin Kerim’in önermesiyle, İl Meclisi bütün kamu binalarına Irak Bölgesel Kürt Yönetimi bayrağı asma kararı aldı ve uygulama başlattı. Kültürümüzü hoyratlarıyla renklendirmiş olan yüzlerce yıllık Türk yerleşim birimi Kerkük’te Türkmenler tepkili.. Bugüne kadar kutsal bir emanet gibi sakladıkları Türkmeneli bayraklarını ulaşabildikleri her yere asıyorlar. 

Barzani, bu cesareti kimden alıyor? ABD’li uzmanların yazdıkları ve Irak halkının işgal kuvvetlerinin gözetimi altında yapılan oylamayla özgür iradeleriyle kabul ettikleri Irak Anayasası’na göre Kerkük’ün statüsü referandumla belirlenecekti. Irak Anayasası’nın 104. Maddesi’ne göre Kerkük’ün statüsünü belirleyecek referandum henüz yapılmadı. Barzani’nin bağımsızlık söylemlerinin, Kerkük’teki kamu binalarına Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bayrağı asma girişimlerinin geri planında hangi hazırlıklar var? 

Kerkük’teki bu hareketlenmenin, Rakka operasyonu ve ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Türkiye ziyareti öncesinde, “Türkiye’de terörist grupların artan tehdidi nedeniyle” ABD vatandaşlarının güneydoğu bölgelerine gitmemeleri konusunda uyarıldıkları günlerde yaşanması, oldukça ilginç bir rastlantı.. 

ABD ile Rus askerlerinin Münbiç’te, Afrin’de kollarında YPG armalarıyla dolaşmaları, ABD’nin DEAŞ’ı temizlemeye yönelik Rakka operasyonunu Suriye Demokratik Güçleri kamuflajı altında YPG ile yapma konusunda ısrarcı olması, Fırat Kalkanı operasyonunu başarıyla tamamlayıp El Bab’ı DEAŞ’tan temizleyen Türk askerinin önünün kesilmesi, Kerkük’teki kamu binalarına Irak Bölgesel Kürt Yönetimi bayraklarının çekilmesi… Ortadoğu’da rüzgarların Türkiye aleyhine esmekte olduğunun işaretleridir. 

Ortadoğu, günün koşullarına uygun olarak, belli planlar çerçevesinde yeniden parsellenmektedir. Hep söyledik, yeri geldiği için yineleyelim: 1991’de, I. Körfez Savaşı sonrasında Irak’ın 36. Paralel boyunca bölünmesi sonrasında, bir Dicle Kalkanı operasyonu yapmamış olmanın sıkıntılarını yaşamaktayız. ABD’nin 2003’te Irak’ı işgali sırasında, yüzlerce yıllık Türkmen yerleşim birimlerinden biri olan Kerkük’te tapu ve nüfus müdürlüklerinin peşmergeler tarafından yağmalanması bilinçli, çok önceden tasarlanmış, hedefi belli bir operasyondu. Irak’ın en önemli petrol bölgelerinden bir olan Kerkük’ün demografik yapısı belli bir amaca yönelik olarak değiştirilmek isteniyordu. İşgal sonrasında Kerkük’e büyük bir Kürt nüfus yerleştirilmiş, kentin demografik yapısı bozulmuş ve Türkiye bu operasyonlara sessiz kalmıştı. 

1991’de ve 200’te bir “Dicle Kalkanı”nı göze alamamış olmanın sıkıntılarını yaşamaktayız. “Dicle Kalkanı” olsaydı, büyük bir olasılıkla “Fırat Kalkanı”na gerek kalmayacaktı. “Dicle Kalkanı”yla gösterilecek bir kararlılık, bölgeyi yeniden parsellemeye kalkanlara, Türk’ü Ortadoğu coğrafyasından silmenin hiç de kolay olmadığını gösterecekti. Planlarını, Ortadoğu’da yüzlerce yıldır bayrak göstermiş, devletler kurmuş olan Türk varlığını da dikkate alarak yapmak zorunda kalacaklardı. 

Ortadoğu’daki, Azerbaycan’dan Altay Dağlarına uzanan coğrafyadaki bağlarından koparılmış bir Türkiye’nin tarihteki varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Yüzlerce yıl tarih sahnesinde kalabilen bir imparatorluk kurabilen Osmanlı bu kaynaklardan besleniyordu. 

Plan belliydi; Kerkük, bir referandum oyunuyla Irak’tan koparılacak, 1991’den bu yana, Irak’ın kuzey bölgesinde, Çekiç Güç’ün kanatları altında oluşturulan Bölgesel Kürt Yönetimi’ne bağlanacaktı. Sonrasında Barzani bağımsızlığını ilan edecek ve Kerkük petrolleri Irak’tan koparılmış olacaktı. 2003’te Irak’ın işgali sırasında peşmergeler Kerkük’ü fiilen ele geçirdiler. 12 Haziran 2014’te, DEAŞ’ın tek kurşun atmadan Musul’u ele geçirmesi nedeniyle oluşan kaos ortamında IKBY silahlı güçleri Kerkük’ü bütünüyle kontrol altına almışlardı. 2005 yılında ABD’li hukukçular tarafından yazılan Irak Anayasası’nın 140. Maddesi’ne göre Kerkük’ün statüsünü belirleyecek referandumla belirlenecekti, ama bu referandum bugüne kadar yapılmadı. Barzani bu Türkiye’nin bütün bu gelişmelere sessiz kalmasından cesaret bulmuş olmalı ki, Irak Anayasası’nın kesin hükmüne rağmen, “Referanduma gerek yok” diyebiliyor.

Irak’ta yaşanan gelişmelerin arkasında, ABD genel stratejisinin 4 maddesi var, küresel finans baronlarının İllimünati dedikleri dünya devleti var, ABD Senatosu’nun 8 Mart 2004’te onayladığı Büyük Ortadoğu Projesi var, İsrailli siyasetçi/gazeteci Oded Yinon’un Dünya Siyonist Örgütü’nün yayın organı olan Kivunim (Yönler) dergisinin Şubat 1982’de yayınlanan “İsrail İçin 1980’ler Stratejisi” var, İsrail bayrağında iki çizgiyle simgeleştirilen Nil’den Fırat’a “vaat edilmiş Topraklar” hedefi var, 2008 küresel krizi var, ABD derin devleti ile Rothschild’lar arasındaki savaş var.. Ortadoğu genelinde ve Irak ile Suriye özelinde yaşanmakta olan gelişmelere tarihi boyutu da olan geniş bir çerçeveden bakmak gerekiyor. 

AVRASYA TÜRK DERNEKLERİ FEDERASYONU BAŞKANI IRAK’TA

Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendirirken, Ortadoğu’ya ilişkin denklemlerden Türk varlığını, Türkiye’yi Türkmenleri çıkarmak mümkün değildir. Türkiye, bölgede söz sahibi olabilmesi için, kültürel bağlarıyla olan ilişkilerini canlı tutmak zorundadır.

Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı İsmail Cengiz ve beraberindeki heyet, Altınköprü katliamının 26. yılında yapılan törenlere katılmak üzere gittiği Irak’ta Türkmen lider Erşat Salihi'yi de ziyaret ederek Türkmen kardeşlerimize moral vermişler.  Cengiz, “Erşat Salihi’nin Kerkük'te yaşanan bayrak krizi (Kerkük Valisi'nin aldığı karar ile resmi dairelerde Kürdistan Yönetimi'nin bayraklarının asılması) karşısında sergilediği milli duruş Ankara tarafından desteklenmelidir.

Aksi takdirde Türkmenlerin bölgede siyasi ağırlığı tamamen etkisiz kalma ihtimali oldukça yüksektir...

Ayrıca Erbil, Tuzhurmatu, Altunköprü ve Kerkük'teki Türkmen siyasilerimiz ve münevverlerimiz de istişare heyeti oluşturarak Salihi'ye destek vermeleri davanın selameti, geleceği açısından önemlidir” diyor. 

ERŞAD SALİHİ: “TÜRKMENELİ DEVLETİNİ İLAN EDERİZ” 

Bu kadar derin bir karamsarlık yaşadığımız şu günlerde, Irak Türkmen Cephesi Lideri Erşad Salihi’nin “Türkmendağı’nda yaşananlar Türkmenleri yıkmayacak. Gerekirse, Türkmeneli Devleti ilan ederiz” sözleri, yüreğimize su serpen bir gelişme oldu.  

Irak Türkmen Cephesi Lideri Erşad Salihi, Irak’ın kuzeyinde bağımsız bir Kürdistan devletinin kurulması halinde, Bağdat ile kalmayı tercih edeceklerini, yüzüstü bırakılmaları durumunda ise, statükoyu kabul etmeyerek, kendi devletlerini, yani “Türkmeneli Cumhuriyeti’nin kuracaklarını ilan etti.  Salihi, Suriye Türkmenlerine de seslenerek, kurtuluşun milliyetçilikte olduğunu vurgulayarak, Irak ve Suriye Türkmenleri’nin birlikte hareket etmesini gerektiğini söylüyor: 

“…Suriye’de durum ne şekilde gelişirse gelişsin, orada yaşayan Türkmenler milli davalarından asla vazgeçmemeli, milliyetçiliktedir kurtuluş. Küreselleşme çağında Türkmenlerin yapması gereken şey birlik olmaktır. Suriye ve Irak Türkmenleri koordineli biçimde hareket etmeliler, birlik olmalarını sağlayan adımlar atılmalı, birbirimize sahip çıkmalıyız. 

Türkmenlerin birlik olması gerektiğini ele alan konferans ve seminerler düzenlenmeli. Türkiye’de düşünce kuruluşu ve üniversiteler buna destek vermeli. Türkmenlerin birlik olması bölgede birçok tarafın oyununu bozacak, özellikle yeni oluşumlar kurmayı hedefleyenlerin hendekleri kapanacaktır. KDP ve KYB, terörü önleme bahanesiyle Suriye sınırından İran sınırına kadar uzanan ve Irak’ı bölen hendek kazıyor. Ama buna karşı çıkacağız! 

Planımız: Kürdistan Irak’tan ayrılmayı seçerse biz Bağdat’la kalmayı seçeceğiz. Kerkük özel statüye sahip bölge, Tuzhurmatu ise il olacaktır.

 Planımız: Kürdistan ayrılır da Bağdat bizi yüzüstü bırakırsa, biz de boş durmayacağız. Statükoyu kabul etmeyip Türkmeneli’yi (devleti) ilan edeceğiz Türkmenlerin rahat bir yaşama kavuşmaları için Türk Dünyası’nın yardımına ihtiyacımız var. İnsan güçleri ile yanımızda olmalarını istiyoruz. Türk milleti ezelden vardır ve inşallah bakidir, 17 devlet kuran bizler 18.’yi de kurarız evel Allah. Tarihten güç alır geleceğe yürürüz.” 

Kültürümüzde hoyratlarıyla kendine özgü bir zenginlik oluşturan yüzlerce yıllık Türkmen kenti Kerkük elden gidiyor; uyanalım artık! 

ADI KERKÜK

Perdeleri örtük,
Lambaları sönük,
Sırtında yıllar yük,
Hatıraları kırık dökük,
Bir yer olacak orada,
Adı, Kerkük…

Arif Nihat Asya

UFUK VAROLDUKÇA..

Ufuk varoldukça,
Ümit her daim olacak!
Hayalin olduğu yerde,
Gelecek daim olacak!
Niyet "Salih" ise eğer,
Gelecek aydın kalacak
Lider "Salih" ise eğer,
Kerkük özgür kalacak!

İsmail Cengiz