İNSANLIĞA BİNLERCE YILLIK BİR KÜLTÜR MİRASI ARMAĞAN EDEN TÜRK BİLGESİ:

DÜSEN KASEİNOV

“Ülkelerimizi bir kenara bırakacak olursak, ne yazık ki dünyada durum iyiye gitmiyor. Terör saldırıları, savaşlar, yabancı düşmanlığı her geçen gün daha da çoğalıyor. Türk dünyası, bu durumla mücadele etmek için birçok yöntem düşündü. En önemli yöntem karşılıklı olarak kültürleri öğrenmek ve inançlara saygı göstermektir. Kültürel ve sanatsal faaliyetler önyargı ve yabancı düşmanlığı gibi toplumsal hastalıkların tedavisinde en etkili araçtır. Kültürün en önemli gücü ve işlevi barışı tesis edebilmektir. Bizim çabamız özellikle birbirimizi anlamaya, sevmeye ve birlikte iyi şeyler yapma arzusuna yöneliktir. TÜRKSOY’un faaliyetleriyle hedeflediği de budur.”

Prof. Dr. Düsen Kaseinov

M. KEMAL SALLI

TÜRKSOY Genel Sekreteri Prof. Dr. Düsen Kaseinov’un 2008 yılından bu yana, Genel Sekreter olarak, TÜRKSOY çatısı altında gerçekleştirdikleri bir iftihar tablosudur. Bu kadar kısa bir zaman dilimine sığdırılması gerçekten çok zor bir başarılar dizisidir.

Prof. Kaseinov, çekirdekten yetişme üstün yetenekli bir sanatçı olduğu kadar, aynı zamanda bir bilim ve devlet adamıdır. Binlerce yıllık bir tarihe sahip olan Kazaklar, Sovyetlerin dağılması sonrasında, Kazakistan Cumhuriyeti olarak yeniden tarih sahnesine çıkarlarken Kültür Bakanı olarak hizmet vermiş bir bilge kişidir.

2008 yılında Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in yönlendirmesiyle Türk Kültür Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreterliğine aday olan Düsen Kaseinov’un bu başvurusu, TÜRKSOY Başkanlar Konseyi tarafından oybirliği ile kabul edilmişti.

Türk Kültür Teşkilatı TÜRKSOY, Türk cumhuriyetlerinin, kültürel miraslarını araştırmak, birbirlerine tanıtmak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla ortaklaşa kurdukları ilk uluslararası kuruluştur. Bu kuruluş, Prof. Dr Düsen Kaseinov’un yönetiminde, 2018’den bu yana gerçekleştirdiği uluslararası başarılarla, “Türk Dünyası’nın UNESCO’su” olarak tanınmaya hak kazandı.

Prof. Kaseinov, TÜRKSOY Genel Sekreterliği görevini üstlenmesinin nedenini açıklarken şöyle diyordu:

“Türk cumhuriyetlerinin kurdukları ilk uluslararası örgüt olan ve bugün Türk dünyasının UNESCO’su olarak anılan TÜRKSOY ile tarih boyunca dünya medeniyetine yapmış olduğumuz katkıları önce kendi insanımıza sonra da tüm insanlığa yüksek sesle anlatma sorumluluğunu üstlendik.

Bunu yaparken, sahip olduğumuz kültürel mirası en iyi şekilde değerlendirerek yeni sanatsal üretimlerle, evrensel boyutlarda yeni eserler ortaya çıkarmak; Türk topluluklarının kültürel ortaklığını güçlendirmenin yanısıra, çeşitliliğimizi ve özgünlüğümüzü korumayı önceliklerimiz olarak belirledik.

TÜRKSOY bu sorumluluk ve öncelikler ile kuruluşundan bu yana geçen süre içerisinde resimden müziğe, tiyatrodan sinemaya, mimariden somut olmayan kültürel değerlere, edebiyattan güzel sanatlara kadar kültür ve sanatın her alanında bir çok başarılı projeye imza attı. Bugün gelecek nesillere miras olarak bırakacağımız pek çok ortak başarıya imza attığımızı gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.”

Prof, Kaseinov’un övgüyle andığımız başarılar dizisini bu kadar kısa bir zaman diliminde gerçekleştirebilmesinin bir nedeni de, Türk kültür coğrafyasının en önemli merkezlerinden olan Kazakistan’da doğup büyümesidir.

Samuel Noah Kramer, “Tarih Sümer’le Başlar” diyor. Sümerler kendilerine “Kengerler” derlerdi ve Kengerlerin atayurtları bugünkü Türkmenistan ve Kazakistan coğrafyasıdır. Binlerce yıl öncesine tarihlenen ve onbinlerce kaya resmini barındıran Tamgalısay da, seslerin işareti olan harflerle yazılmış Orhun ve Yenisey yazıtları da aynı coğrafyadadır. Badamları, “Kaya resimlerdeki tamgalardan seslerin işareti olan harflere geçebilmek için en az onbin yılın geçmesi gerekir” diyorlar. İşte Prof. Kaseinov, insanlık tarihinin binlerce yıllık kültürel birikimini barındıran böylesine zengin bir iklimde yetişmiş bir bilim adamıdır.

Türk kültür ikliminden etkilenen geniş coğrafyada insanlığın binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirası gizlidir. Bu engin tarih ve zengin miras Batılar tarafından ayrıntılarıyla bilinmemektedir. Prof. Kaseinov, TÜRKSOY çatısı altında yaptığı çok yönlü çalışmalarla, yayınladığı kitap ve dergilerle, Türk Dünyası’nın çeşitli köşelerinde, Avrupa’da ve Amerika’da, Birleşmiş Milletler çatısı altında düzenlediği etkinliklerle, insanlığın karanlıkta kalmış binlerce yıllık bu zengin mirasının aydınlatılmasını ve tanıtılmasını sağlamıştır.

Prof. Kaseinov özverili çalışmalar gerektiren bu zorlu süreci anlatırken şöyle diyor:

“Bugün katettiğimiz yolu anlayabilmek için TÜRKSOY’un kuruluş yıllarındaki ortamı da hatırlamakta fayda var. Doksanlı yılların başlarında meydana gelen değişim sürecinde Türk Dili Konuşulan Ülkeler birer birer bağımsızlıklarını kazandılar. Bu ülkeler ve Türkiye dil, kültür ve tarih bağları ile birbirine çok sıkı bir şekilde bağlıydılar.

Uzun yıllar birbirinden uzak ve ayrı yaşayan Türk halklarının yakınlaşmasının yolu açılmıştı. Bağımsızlıktan kısa bir süre sonra 1992 yılında İstanbul’da bir araya gelen kültür bakanları, ortak Türk kültürünün araştırılması, Türk ve dünya kamuoyunda tanınması, gelecek kuşaklara aktarılarak evrensel kültür içerisinde layık olduğu yeri alması amacıyla örgütlenmenin gerekliliğini değerlendirdi. Bu kapsamda neler yapılabileceği hususunun araştırılarak, Bakü’de yeniden toplanılmasını kararlaştırdı. Kısa bir müddet sonra Bakü’de tekrar bir araya gelen bakanlar, söz konusu amaca ulaşabilmek için uluslararası bir kültür teşkilatının kurulması konusunda fikir birliğine vardı ve bu teşkilatın yapılanmasıyla ilgili önerileri değerlendirerek, TÜRKSOY’un yirmibeş yıla uzanan çalışmalarının ilk adımını attı.

Aslında her şey Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarının kazanmasıyla başladı demek yanlış olmaz. Uzun süre birbirinden ayrı kalan Türk cumhuriyetleri, bağımsızlık dönemiyle birlikte yeniden ilişkilerini derinleştirerek, omuz omuza verdiler. TÜRKSOY, bu devletlerle birlikte bugün her sene yaş alıyor.”

“TÜRK DÜNYASI’NIN UNESCOSU”

Tüm dünyada “Türk Dünyası’nın UNESCO’su” olarak anılan saygın bir kuruluş olan TÜRKSOY bugün 25 yaşında. Nevruz Kutlamaları, Opera Günleri, Ressamlar Buluşma ları, Fotoğrafçılar Buluşmaları, Heykeltıraşlar Buluşmaları, Edebiyat Kongreleri gibi gelenekselleşmiş etkinliklerine her yıl yenileri ekleniyor. Bu etkinliklerin en önemlilerinden biri de, yine Prof. Kaseinov’un hayata geçirilmesinde unutulmaz katkıları olan “Türk Dünyası Kültür Başkenti” uygulamasıdır. Artık geleneksek hale gelen bu etkinlikler, Türk Dünyası’nın birbirini tanımasında ve kaynaşmasında çok önemli rol oynayacak bir şölen olarak kutlanmaktadır. “Türk Dünyası Kültür Başkenti” etkinliklerinin amacını ve kuruluş öyküsünü de şöyle anlatıyor Prof. Kaseinov:

“Türk Dünyası Kültür (TDKB) Başkenti projemiz nispeten yeni uygularımızdan biri.

TDKB Programını, Türk kültür ve sanat hayatına kattığımız bir yenilik olarak görüyoruz. 2010 yılında İstanbul’da düzenlenen “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirvesi’nde TÜRKSOY’un önerisiyle hayata geçen program çerçevesinde 2012 yılında ilk olarak Kazakistan’ın başkenti Astana, ‘’Türk Dünyası Kültür Başkenti’’ olarak ilan edilmiştir. Astana’nın ardından 2013 yılında Eskişehir, 2014 yılında Kazan, 2015 yılında Türkmenistan’ın Merv ve 2016 yılında Azerbaycan’ın Şeki kenti “Türk Dünyası Kültür Başkenti” ünvanını gururla taşımıştır. 2017 yılında “Türk Dünyası Kültür Başkenti”, Kazakistan’ın Türkistan kenti.

Henüz yeni bir uygulama olmasına karşın, Türk Dünyası Kültür Başkenti uygulamasının dünyadaki diğer örneklerinden daha başarılı ve etkili bir şekilde TÜRKSOY çatısı altında sürdürüldüğünü söylemek isterim.”

“…Kültür başkenti açılış ve kapanış törenleri büyük bir sanatsal şölen şeklinde düzenlenirken, kültür başkentleri yıl boyunca Türk Dünyası sanatçılarının ve entelektüellerinin buluşma noktasına dönüşmektedir. Bu sayede, bu şehirlerin kültür sanat hayatı zenginleştiği gibi, düzenlenen yoğun faaliyetler Türk cumhuriyetleri arasındaki kültürel entegrasyon sürecine de ivme kazandırmaktadır.”

“…TÜRKSOY, Ahmet Yesevi Üniversitesi’yle önemli etkinlikler gerçekleştirmektedir. 2016 yılının UNESCO tarafından Ahmet Yesevi Yılı olarak kabul edilmesi nedeniyle, yıl boyunca TÜRKSOY çatısı altında geleneksel olarak gerçekleştirilen etkinlikler, “2016 Hoca Ahmet Yesevi Yılı”na ithaf edildi. Yıl boyunca gerçekleştirilen etkinliklerle, Ahmet Yesevi Hazretlerinin insanlık kültürüne yaptığı katkılar tüm dünyaya anlatılmaya çalışıldı.”

NEVRUZ ARTIK UNESCO ÇATISI ALTINDA İNSANLIĞIN İLK BAYRAMI OLARAK KUTLANIYOR

Prof. Kaseinov’un yaptığı en önemli hizmetlerden biri de Nevruz’u UNESCO’nun “Somut Olmayan İnsanlık Mirası” listesine yazdırmasıdır. Türkistan coğrafyasında binlerce yıldan beri kutlanmakta olan Nevruz, 2009’dan bu yana, her yıl Mart ayında, “insanlığın ilk bayramı” olarak Birleşmiş Milletler çatısı altında, TÜRKSOY’un düzenlediği etkinliklerle kutlanmaktadır.

2009 yılında, UNESCO nezdinde “Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi”ne dahil edilen Nevruz, BM tarafından resmen tanınmaktadır. BM Genel Kurulu’nun 2 Aralık 2009 tarihli oturumunda 21 Mart tarihi, “Uluslararası Nevruz Günü” olarak ilan edilmiştir. Genel Kurul bu kararında, Nevruz kutlayan ülkeleri, başta UNESCO olmak üzere, diğer hükümetler arası örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarını Nevruz’un tanıtılması ve kutlanması konusunda işbirliği yapmaya davet etmektedir.

TÜRKSOY MÜZİK ÇALIŞMALARI ve KÖROĞLU OPERASI

Prof. Kaseinov yetenekli bir müzisyen, küresel çapta tanınan bir keman virtüözüdür. O nedenle, Türk kültür coğrafyasının müzik konusundaki engin mirasını da sahiplenmiş, bu konuda kardeş ülke sanatçılarıyla düzenlediği ortak çalışmalarla unutulmaz etkinlikler gerçekleştirmiştir. TÜRKSOY üyesi bütün ülkelerin opera sanatçılarından oluşan 250 kişilik bir kadroyla sahnelenen, canlı atların da sahne aldığı KÖROĞLU OPERASI, uzun yıllar boyunca bir sanat şaheseri olarak anılacaktır. Bu konudaki çalışmaları da şöyle anlatıyor Prof. Kaseinov:

“…Bugüne kadar Yesevi Sanat Topluluğu ile pek çok başarılı çalışmaya imza attık. Bu güzide topluluğun günden güne güçlenmesine tanık olmak, bizim için bir gurur kaynağı. Zira 2010 yılında TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası’nı ve 2015 yılında TÜRKSOY Gençlik Korosu’nu kurarak, genç sanatçılarımızın imkan tanındığında neler yapabileceklerine şahit olduk. Onların başarıları tüm Türk dünyasını gururlandırdı. Önümüzdeki dönemde sanatsal topluluklarımızla daha verimli işbirlikleri gerçekleştireceğimizi düşünüyorum.

Ahmet Yesevi Üniversitesi ve TÜRKSOY arasındaki işbirliğinin derinleşmesi gereken, önemli alanlarından bir diğeri ise Türk edebiyatının zenginliğine beraberce katkıda bulunduğumuz, ortak yayınlarımız. 2016 yılında da kültürel mirasımızı koruyarak gelecek nesillere aktarmak adına ortak çalışmalar gerçekleştireceğiz.”

Prof. Dr. DÜSEN KASEİNOV

1961 senesinde Tattimbet Karagandı Müzik Lisesi’nde öğrenim hayatına başlayan Düsen Kaseinov; 1965 – 1970 yılları arasında Kurmangazi Almatı Devlet Konservatuarı, 1970-1972 yılları arasında ise Çaykovski Moskova Devlet Konservatuarı’nda öğrenim hayatını sürdürdü.

Yüksek öğrenim hayatı boyunca Kazak Radyo ve Televizyon Oda Orkestrası Sanatçısı olarak Kazakistan’ın Almatı şehrinde görev yapan Düsen Kaseinov, 1972 – 1978 yılları arasında ise Kurmangazi Almatı Devlet Konservatuarı’nda Baş Öğretim Görevlisi olarak çalıştı.

İlerleyen yıllarda Meksika Filarmoni Orkestrası Sanatçısı olarak yaklaşık üç sene Meksika’da da görev alan Kaseinov, Kazakistan’a dönüşü ile birlikte, bir zamanlar öğrencisi olduğu Kurmangazi Almatı Devlet Konservatuarı’nda, önce Keman Kürsüsü Başkanlığı ardından ise 1997 yılına dek Rektör olarak görev yaptı.

Prof. Düsen Kaseinov, 1997 yılından itibaren Kazakistan Cumhuriyeti Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nda Kültür Komitesi Başkanlığı ve Bakan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.

2003 senesinde Kazakistan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı görevine getirilen Düsen Kaseinov, 2004 – 2005 yıllarında ise Kazakistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Özel Görev Elçisi olarak çalışmalarını sürdürdü.

2005 – 2008 yılları arasında, Bağımsız Devletler Topluluğu’nda kültürel – sosyal konulardan sorumlu Kazakistan Cumhuriyeti Özel Temsilcisi olarak görev yaptı.

Rusya Federasyonu Dostluk Nişanı, Polonya Kültürüne Hizmet Nişanı, Kazakistan Cumhuriyeti Nişanı, Azerbaycan Cumhuriyeti Nişanı ve Türkmenistan Cumhuriyeti Mahtumkulu Firaki Nişanı sahibi olan Büyükelçi Kaseinov, kariyeri boyunca kültürlerarası yakınlaşma ve ülkeler arası ilişkiler alanında yapmış olduğu katkılar dolayısıyla pek çok ülke ve uluslararası kuruluş tarafından ödüle layık görüldü.

Prof. Düsen Kaseinov, 2008 yılından bu yana Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı Genel Sekreteri olarak görev yapmaktadır.