İnsan yaratılış itibarıyla karakteri programlanmış haliyle hayata merhaba der. Refleksleri yine yaratılışın da var olan dürtüleridir. Kişilik hallerini ise çok küçük yaşlarından itibaren kendi tercihleri ile oluşturur. Kişi yaşamı boyunca ne kadar kural ve kaide,nizamlar için de olursa olsun, aldığı görev ve sorumluluklara göre “inisiyatif” diye tanımladığımız, kendi iç dünyasında ki muhakemesini kurar ve sonuçlarına göre hareket eder. Özellikle yetişkin yaşlar da kişi çokça inisiyatifini hayata geçirmeye, kararlar almaya zorunludur.
Dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin de anayasa ve kanunlar ve alt yelpazesin de talimat,prosedürler mevcut olsa da, tüm olabilecekleri yazılı hale getirmek mümkün olmamış ve olamayacaktır. Kişi görev ve sorumluluklarına eşdeğer olarak, edindiği bilgi, aldığı eğitim ve öğretim, algı seviyesine uygun olarak kararlar verir ve uygulamaya koyar. Bir küçük hikaye, yaşanmış kıssadan payımızı birlikte çıkaralım.

<<Bir bürokrat görevli olarak şehirden kasabaya giderken yolda sulak ama bataklık bir yerde mola vermiş.
Nasıl olmuşsa ayağı kayıp bataklığa düşmüş
İmdat, Boğuluyorum.
Kurtarın beni diye bağırmaya başlamış.
O civardan geçen bir köylü, sesini duyup yaklaşmış.
Bürokrat;
Bataklığa düştüm.
Kurtar beni demiş.
Köylü;
Geçmiş olsun demiş.
Ama kurtarmak için hiç gayret göstermemiş.
Hani nerdeyse dönüp gidecek. Bürokrat paniklemiş ister istemez,
Lütfen, bir dal uzat.
Kurtar beni diye yalvarmış.
Köylü:
Olmaz sen şu anda hazine toprakları üzerindesin.
Hazine malından bir şey almak suçtur
Sen, dalga mı geçiyorsun.
Ölüyorum. Kurtar beni diye
bağırmış ağzına dolan çamurlarla.
Köylü hiç istifini bozmadan
cevap vermiş.
Ben Hazine'den mal alıp suçlu duruma düşemem.
Fakat, seni böyle bırakacak değilim. Gidip muhtara haber vereceğim. O kaymakama, kaymakam da valiyi arar mutlaka. Malmüdürüne talimat verilir. Şayet, hazine arazisi değilse.
İtfaiyeye talimat verir ve seni kurtarırlar.
Bürokrat:
Yahu Bunlar oluncaya kadar ben ölürüm.
Köylü gülmüş:
Ben ölmezsin demiyorum ki.
Ölsen de mevzuata uygun ölürsün.>>

Esprisini için de barındıran hikayemiz, tebessüm etmemizin ötesin de hoş göndermeleri için de barındırmakta. Çıktısını alıp, doğru yaptırımların için de olmak ise, inisiyatif yeterliliğimizin kendisi değil mi?