Biraz tezahürat nidası gibi, kafiyeli bir giriş oldu. Ancak, aynen başlıktaki gibi; ‘Her zaman, her yerde TSYD’. İnadına, rağmen TSYD…
Birilerine, adından öte hiçbir ‘bilgi’ ögesine sahip olamayan bazılarına inat üyesi, küçücük de olsa bir parçası olmaktan gurur ve mutluluk duyduğum Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin, her sene olduğu gibi bu yıl da düzenlediği eğitim seminerlerinin 52.’si Antalya Gloria Resort Tesisleri’nde gerçekleşti.
Dörtyüzü aşkın spor insanını bir araya getiren, deneyim abidesi duayenlerden mesleğe yeni adım atmış genç arkadaşlarımıza dek herkesi birbiriyle kaynaştırıp aynı potada ergiten organizasyon için, ‘Rüya gibiydi’ demek kanımca pek yanlış bir tanımlama olmaz.
Evet gerçekten rüya gibi geçen bir üç gün yaşadık Antalya Belek’te. İki gün süren ve futbol dünyamızın temel sorunlarından, internet medyasına kadar önemli satırbaşlarının, geniş katılımlı oturumlarla masaya yatırıldığı iki günlük seminer hayli verimli geçti. Özellikle, çok önemli tespitlerin yer aldığı hakem ve teknik adamlarla gerçekleşen oturumlar, meslektaşlarımız için haber kaynağı niteliğindeydi.
Öncelikle bu organizasyonu gerçekleştiren Naci Arkan önderliğindeki TSYD yönetimine, alkışlar eşliğinde bir teşekkür etmek gerek diye düşünüyorum.
Çok sevgili arkadaşım Eğitimden Sorumlu Asbaşkan Nezir Önal başta olmak üzere tüm yönetim adeta pervane gibiydi. Organizasyonun başarısı için hiç biri, bir diğerinden daha az gayret sarf etmedi. Herkes elinden geleni yapmak için adeta çırpınıp durdu.
Mesleğimizin içindeki çeşitli konu başlığı ve cevap arayan sorunların dile getirildiği etkinlik için gerçekten yapılabilecek en doğru tanımlamanın ‘mükemmel’ olduğunu düşünürken, bazılarının çıkıp garipliklerle uğraşmasına gülmekten kendimi alamıyorum cidden.
Hürriyet gibi, Türk medyasının amiral gemisi gazetede, hangi gerekçeyle yazdığını bilip anlayamadığım Bilgin Gökberk’in, “Körler sağırlar birbirini ağırlar” diyerek aşağılamaya çalıştığı seminere, bakın nasıl bir başka yafta yapıştırmış zat-ı muhterem; “Sponsorlar arasında İddia, Passolig, Spor Toto, Basın İlan Kurumu var. Antalya, Konya belediyeleri de işin içinde. Seminerde devlet var” demiş...
Ayrıca yazısının girişinde, ‘top’ yakıştırması yaptığı o camianın içinden biri olarak, o vasıf ve özelliğe kendisinin hayli yakın olduğunun da altını çizmek istiyorum. Spor yazdığını zanneden Bilgin Gökberk’in bırakın basın tribününü, statlarımızdaki taraftar tribünlerini bile, fazlaca görememesi, sanırım kendisinde bir, ‘top’ özlemi oluşturmuş. Doğru, böyle bir ruh hali ve dumur yaşayan bir kişinin ‘top’ bilgisinin de sınırlı olmasına neden olur.
İşin şakası bir yana, ‘top’ yakıştırmasıyla karşısına aldığı camianın tepkisinin neler olacağını da ilerleyen günlerde bizzat görecektir.
Aslında söylenecek, söylenebilecek pek çok şey var ancak, “Değmez” diyerek, tek kelimelik bir kapak’ gönderiyorum kendisine. Dilediği gibi kullansın…
Belki gözünden kaçmıştır diyerek bir hatırlatma yapıp konuya nokta koymak istiyorum. O, ‘körlerin sağırların birbirini ağırladığı’ seminerin oturumlarından birinde gazeten Hürriyet’in spor servis müdürü Mehmet Arslan da konuşmacıydı. Buradan yola çıkarak ve de mevcut mantıkla, demek ki sevgili Mehmet Arslan da ya kör sağır oluyor bu durumda…
Neyse, bu işi daha fazla uzatmanın ne gereği ne de mantığı var diyor, kısaca bize Türk turizminde gerçekten çok özel bir konumu olan Gloria Tesisleri’nin kapılarını ardına kadar açarak, misafirperverlik sınırlarının çok ötesinde hizmet veren Sayın Nuri Özaltın ve ekibinin de hakkını teslim edelim diyorum. Her şey için onlara da içtenlikle teşekkürleri ekliyor, eskilerin iyi bilip sıkça kullandığı bir atasözünün asal unsurları olan tüm ‘kedi’ ve ‘ciğer’lere de bulundukları konumu korumalarını öneriyorum.
Eeeee, öyle ya herkes yakıştığı yerde güzeldir (!)…
Hoşçakalın…