İnsan çeşit çeşit, yer damar damar, demiştir atalarımız. Yerin her kesimi ayrı özelliklere sahip olduğu gibi, insanlar da karakter ve yaradılış bakımından birbirinden çok farklıdır. Her insan, hayatı farklı anlar ve algılar. Onun için herkesin kendi hayat felsefesi vardır. Hayat felsefesinin oluşumunda hayat şartları, hayat seviyesi, hayat standartları, hayat tarzı ve eğitimin önemi büyüktür. Hayat dediğimiz kocaman okyanusta herkes kendi hayat kavgasını verir. Buna bağlı olarak her insanın bir duruşu ve kendi benimsediği ilkeleri vardır. İnsanların çocukken aileden aldığı eğitim de etkilidir ilkelerin seçiminde. Ancak bazen “âlimden zalim doğduğu” gerçeğini de göz ardı etmemek gerek. Bilhassa yaşadığımız ortam ve dönem göz önünde bulundurulduğunda bu gibi tezat durumlar kaçınılmazdır. Paranın insandan üstün tutulduğu, ilkelerin hiçe sayıldığı, ilişkilerin çıkar üzerine kurulu olduğu dönemde yaşıyoruz ne yazık ki. İnsanların büyük çoğunluğu “her dönem adam olmayı” değil de, “dönemin adamı olmayı” tercih ediyorlar. Günümüzde yüce duygular olarak nitelendirdiğimiz her şey satılıktır. Toplumun büyük bir kısmı paranın kölesi haline gelmiştir. Para ile her şeyi satın alabileceklerini zannedenler “kürk ve börk ile adam olunmadığını” unutuyorlar. “Dönem adam”larında ne duruş vardır, ne de ilke. Her daim güçlünün yanında olan, maddi çıkarları uğruna maneviyattan ve ilkelerinden vazgeçen bu insanlar toplum için de tehlikelidir. Zira yeri geldiğinde yalnız ilkelerini değil milletini hatta vatanını da satabilir bu tip satılık insanlar. Onlar “yel değirmeni” veya “rüzgârgülü” gibidir, rüzgâr nereye doğru eserse oraya dönerler. 


Duruşunu bozmayan, ilkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve asla taviz vermeyen insanlara az rastlanır hayatta. İlkeci insanlar saygı görür toplumun içinde. Bugün aramızda olmayan ve unutulmayan devlet adamı, siyasetçi, yazar ve aydınların unutulmamalarının nedeni ise ilkeli duruşlarında saklıdır. Benimsediğin ilkeleri savunmak, arkasında durmak kolay bir şey değildir, bazen insanların hayatına mal olur. Ancak ilkeli duruş bugün olmazsa gelecekte mutlaka takdir görür ve ilkeci insanlar da toplumun belleğinde kalır. 


İnsanoğlu çiğ süt emmiş, derler. İnsan her an yalana ve yanlışa yönelebilir. Onun için hayattayken bir insanla ilgili yorum yapmak ve o insanı değerlendirmek doğru değildir. Ömrünün çeyrek yüzyılı Çin hapishane ve çalışma kamplarında geçen eşim İklil Kırban her zaman, “İnsanlar hayattayken onları fazla yüceltmek doğru değildir, çünkü insan evladı değişebilir”, der. Eşim söylediklerinde haklıdır. Çok insan gördük, ancak ilkesini değiştirmeden, duruşunu bozmadan hayata devam eden insanlara az rastladık. Koltuk, makam, unvan uğruna siyasette parti değiştiren siyasiler, para karşılığında bambaşka bir şeyler yazmaya başlayan gazeteci, yazarlar vs. günümüzde artık bunlar sıradandır. Ünlü Kazak şairi ve düşünür Abay Kunanbay (1845–1904), iktidar sahibi insanları şöyle tanımlamaktadır:

Yüksek mansıp-

Yüksek yalçın kaya.

Süratle uçup, 

Şahin de çıkar.

Sürüne sürünüp,

Yılan da çıkar. (Kurban 2007:244).

Şair değişken omurgasız insanları yılana, ilkeli duruşu olanları ise şahin benzetmiştir. Zalimin zulmü karşısında baş eğmeyen, kalemi kırılmayan, duruşunu bozmayan ilkeci yazar ve aydınların da olduğunu unutmamak gerek. Onların hayatı zorluklar içinde geçer. Ne ölüm, ne zindan, ne de tehditler korkutur onları. İlkeci insanlar kendilerine zor ancak onurlu bir yolu seçmiş insanlardır. Onun için asla şikâyette bulunmazlar, ilkeleri uğruna ölüme gitmek onlar için bir şereftir. 

İnsanı insan yapan en önemli etkenlerden birisi de insanların benimsediği ilkeleridir. İlkeler, insanların kimliğinin göstergesidir. İlkeli insanların vakur duruşu toplum tarafından her daim saygıyla karşılanmakta, takdir edilmektedir. Bunun aksine ilkesiz, duruşu olmayan, her dönem değişenlere kimse güven ve saygı duymaz. İlkesizlerin ne onuru, ne gururu, ne haysiyeti vardır. Hayat bir maraton, sabır gerektiren uzun bir iştir. Bu maratonda herkes kendi kulvarını kendi belirlemekte ve ilkelerini kendi seçmektedir. Hayat bir tercihtir, kendine nasıl bir yol belirlersen o yoldan ilerlersin. Hayatta onurlu yaşamak istiyorsanız, ilkelerinizi satmayın ve duruşunuzu bozmayın!   

Kaynakça:

Kurban, İklil, Gerçekler ve Yalanlar (Anılar-Yansımlar: 1943–2007), Ankara 2007.

Kuşçu, Ülkü; Kuşçu, Hüseyin, Atasözleri ve Deyimler, İstanbul 1989. 

Sertel, Adem, Tecrübenin Dili: Konu Konu Atasözleri, İstanbul 2006.

Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, 10.Baskı, Ankara 2005.