Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz? 

Göçmen bir ailenin ferdiyim. Rahmetli babamın tarafı Bulgaristan göçmeni, anne tarafım Selanikli. İstanbul’da doğdum ve Bahçelievler’de büyüdüm. Yaklaşık yirmi yıldır televizyon ve organizasyon sunuculuğu yapıyorum. Uzun süre Türkiye Jokey Kulübü televizyonunda çalıştım. Şu anda İstanbul’un batısında Büyükçekmece ve Beylikdüzü bölgesinde yaşıyoruz. Beylikdüzü Belediyesi’nde etkinlik ve organizasyonlarda sunuculuğa devam ediyorum. Öte yandan ‘Güzel konuşma ve diksiyon’ dersleri de veriyorum. Evliyim, ilkokula giden bir oğlumuz var. 

Medyaya ilk adımı nasıl attınız?

Basın, gazetecilik, halkla ilişkiler benim rahmetli babamın mesleği. Dolayısıyla küçük yaşlardan beri basınla ve iletişim işinin sivil toplum örgütleriyle bir aradayız aslında. Profesyonel yaşamdaki ilk işimde CNR Fuarcılık şirketinin dergisinde çalıştım. 

İstanbul’un o dönemlerde en ünlü diksiyon ve etkili iletişim kursuna halkla ilişkiler alanında kendimi geliştirmek için başladığımda diksiyon dersi öğretmenimiz TRT’nin eski spikerlerinden Murat Ertanhan ‘Sınıfta kimler sunucu olmak istiyor’ dediğinde 20 kişilik sınıfta tek parmak kaldırmayan ben olmuştum. Benim haricimde herkes sunucu olmak için gelmişti kursa. Kurs bitiminde o sınıftan mezun olanlar içinde sadece ben sunucu oldum.

TRT’nin eski müdürlerinden rahmetli Saip Ertem, ‘Türkçeyi çok güzel kullanıyorsun, sesinin tınısı mikrofona çok uygun ve ekrana da çok yakışacak bir yüzün var’ diyerek çocuk programlarında sunucu olmamı teklif etmişti. O sıralarda sene 1997, at yarışları Kanal 6’dan canlı yayınlanıyordu ve bir sunucuya ihtiyaçları varmış. Çocuk programı sunamadan kendimi at yarışları yayını için Kanal 6 stüdyolarında buldum. 

Örnek aldığınız isimler var mı? 

Kanal 6 zamanında birlikte çalıştığımız çok sevdiğim dostum Burçin Şimşek, ustalarımız TRT spikerlerinden Bengül Erdamar, Nihat Böke.  Yeni neslin temsilcilerinden beğendiğim isimler ise Ece Üner, Seda Öğretir, Nazlı Çelik. 

Babanız da bu mesleğin içinde.  Onun gazetecilik anlamında söyledikleri ve uygulamalarıyla temelde bugünkü gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz ? 

Babam mesleğe ilk Hürriyet gazetesinde başlamış ancak o dönemlerde ülkenin genel gidişatı sebebiyle devlete geçiş yapmak zorunda kalmış ve devlet memuru olarak emekli olmuştu. Fakat gazetecilik onun için bir amaç, bir tutkuydu. Babam da emekli olduktan sonra yaşadığımız Bahçelievler’de kendi gazetesini kurdu ve bastığın, yaşadığın yerde ne yaşanıyorsa önce oradan haberin olacak ilkesi ile yerel gazeteciliği 17 sene vefatına kadar layıkıyla icra etti. Benim en çok dikkatimi çeken çıkardığı hiçbir gazetede 3.sayfa haberine yer vermedi. Kişiliğindeki olumlu ve yapıcı tavırlarından da kaynaklanıyordu bu durumu. Yıllarca pozitif habercilik yaptı, güzel olan, fayda sağlayacak ne varsa onu taşıdı sütunlarına, satırlarına. Bugün ise habercilik adına değişen pek bir şey yok maalesef. Hala şiddet, istismar gibi haberler oldukça fazla ve bunlar pompalandığı sürece suç oranı artmaya devam ediyor. Haberciler daha özenli, dikkatli ve sorumlu olmalı; medya, suçu çoğaltmamalı, kötüyü özendirici olmamalı.

Medya dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Müzik ile uğraşıyorum. Bestelerim var, şarkılarımı ezbere bilen bir kitle var. Günün birinde şarkılarımı insanlara ulaştırmak istiyorum. Onun dışında ‘Güzel konuşma ve diksiyon’ derslerine devam etmek istiyorum. Bildiklerimi paylaşmak ve insanların hayatına katkı sağlamak beni mutlu ediyor. Ayrıca bölgemizdeki sosyal sorumluluk projelerinde de zamanım elverdikçe yer almaya çalışıyorum. 

Diksiyon ve iletişim dersleri de veriyorsunuz burada nelere dikkat ediyorsunuz? 

Genel ve teorik ders programı bilgilerinin yanında, birebir eğitime katılanları konuşturup anında hatalarını düzeltmeye çalışıyorum. Diksiyon derslerinin en büyük etkisi kişide farkındalık yaratmak, ben de bu bilinçle hareket ediyorum. Her birimiz dilimizi güzel ve etkin şekilde kullanmalıyız. Fırsatını buldukça da bildiklerimizi öğretmeliyiz. 

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Geçmişte TJK ekranlarında çalıştığım dönemde bir baskı veya işimi etkileyecek bir rekabet ortamı içinde değildim. Hatta ekipte çok sayıda kadın çalışan olmadığından el üstünde tutulurduk. Şu anda belediye bünyesinde çalışıyorum. Başta Beylikdüzü Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere ekibinin desteği, onların benden işim itibariyle memnuniyeti bana çok güzel bir iş ortamı sunuyor. Şimdiye kadar bu işi biraz fanus içinde yaptım; vahşi orman şartlarında pek bulunmadım. Baskı olsun veya olmasın, benim odaklandığım şey öncelikle işimi iyi yapmak. Her sunum öncesi katılacağım programı araştırırım. Metinlerini önceden hazırlar ve prova yaparım. Rekabet insanlar arasında değil de işin kalitesi için olursa daha anlamlı. Ben meslek hayatım boyunca her zaman benimle aynı işi yapanlara yardımcı olmaya çalıştım. 

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkânınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Çok sabırsız, çok tezcanlıyım. Ailem de bu konuda eskiden beri şikayetçidir. Kendimi daha sabırlı biri yapardım. 

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Öncelikle medyayı işadamlarının, holdinglerin elinden kurtarırdım. Medyanın her alanına liyakât sistemi getirirdim. Başarılı, hak eden, hedefleri olan, düzgün insanların bir araya geldiği özgür ve bağımsız yayın organları oluştururdum. 

Yeni Medyanın (sosyal medya ve internet ) geleneksel medyayı (radyo – tv, gazete ) yok edeceği söyleniyor. Siz buna ne dersiniz? 

İnternetle birlikte dijital bir devrim yaşandı. Sadece sosyal medya değil, akıllı telefonlar, tabletler, uygulamalar geleneksel medyayı derinden etkiledi. Gazeteler, dergiler çok büyük tiraj kaybı yaşadı ve yaşamaya hatta kapanmaya devam ediyor. Nihayetinde insanın olduğu yerde haber yaşamaya devam eder. Yani içerik üretmek hep önemli olacak. Benim bahsettiğim kaliteli ve özgün içerik. Yoksa günümüzde herkes sosyal medyada gazeteci gibi davranıyor zaten. Anında fotoğraf, anında haber metni bir tıkla yayında.  Ama Türkçeyi düzgün kullanamıyoruz. Derdimizi en iyi bildiğimiz dilde bile anlatamıyoruz. Nitelikli, kısa ve yaratıcı içeriklerle tematik yayınlar oluşturmak çözüm olabilir. Artık kimsenin uzun uzadıya yazı veya haber okuyacak vakti yok. 

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı  ya da bu işi yapabilmek için sizce iletişim mezunu olmak gerekli midir? 

Ben iletişim mezunu değilim. Olsa iyi olur ama bu işi yapmak için mutlak iletişim fakültesi okumaya gerek yok. Ama heves şart, eğitim şart, öğrenmeye açık olmak lazım. Kendini sürekli geliştirmelisin. Bu işi ancak yaparak öğrenir ve ilerletebilirsin. Sabırlı olmak lazım. Şimdi olanaklar geniş. Belediyeler bu konuda duyarlı ve kurslar düzenliyorlar. Oyuncu ve sunucuların açmış olduğu eğitim merkezleri var. Bu akademilerden de çok yetkin isimler yetişti son yıllarda. Zaten hangi iş olursa olsun okulundan mezun olur olmaz etiket sahibi olamazsınız ancak meslekte en az 5 yılı bitirmiş olmanız şart bence.

Sizce ekranda olmak için güzellik şart mı?

Güzellik, kişiden kişiye değişen göreceli bir kavram. Güzellik önemli değil ama bakımlı ve sağlıklı olmalıyız. Neticede kamera önündeyiz, televizyon bir şov işi. Bir sunucu yediğine, içtiğine dikkat etmeli. İyi dinlenmeli mesela. Çünkü yorgunluk direkt sese ve görüntüye yansır. Yurtdışında yaşlı sunucuların daha popüler olduğunu görüyoruz. Bence yayıncılıkta tecrübe güzellikten daha mühim özellikle de sektörel alanlarda.

İyi sunuculuğu nasıl tarif edersiniz?  

Rahmetli babam derdi ki,  ‘Kişi önce kendisine saygı duyacak ki karşısındakine de çevresine de saygı gösterebilsin’. Bu bağlamda sadece sunuculuk değil hangi işi yaparsanız yapın önce kendinize kıyafetiniz, temizliğiniz, saçınız, aksesuarlarınız tepeden tırnağa bütünlüğünüzü oluşturan her şeyiniz ile saygı göstereceksiniz ki işinize yansısın. İyi bir sunucunun ayrıca iyi bir de ön hazırlığı olmalı. Kendisine iletilen bilgileri teyit etmeli.  Bir kişiyi anons ederken de o kişi ile göz temasında bulunması da çok önemlidir; zira bu işine hakimiyetini ortaya koyan bir ayrıntıdır. İşin sırrı da ayrıntılarda gizlidir zaten.

Sunuculuğun dünyadaki stresli mesleklerden olduğu ifade ediliyor. Sizce böyle mi? Spikerliğin stresli yanları neler? 

Tabii ki stresli bir meslek, hele bir de benim gibi canlı yayın ya da canlı canlı topluluk önünde sunum yapıyorsanız…  Ağzınızdan çıkan her kelimeden sorumlusunuz. Herkesin gözü ve kulağı sizde. Yaptığınız bir hatanın acımasız eleştirileri, üzücü sonuçları olabilir. Bunun örneklerine zaman zaman yayın dünyasında karşılaştık.  Çok ünlü sunucular bile yeri geldi televizyona çıkamaz duruma düştüler. Görsel ve işitsel yönden kusursuz olmak zorundasınız.  Bu sebeplerle stresinizin çok yüksek olması muhtemel ve normal bence. 

Protokol sunumunda nelere dikkat edilmeli iyi protokol sunumu nasıl olmalı sizce?

22 yıllık sunum hayatım boyunca devlet erkanından pek çok ismin yer aldığı sayısız protokol sunumu gerçekleştirdim. Bunların içinde şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı organizasyonlar oldu. Dolayısıyla bu konuda yeterince deneyime sahibim. Yaşadığım tecrübelerle sabittir ki protokolde sıralama, isimlerin doğru söylenmesi, isimleri söylerken protokolde bulunanlarla göz teması çok önemlidir. Bu temas fark yaratır, konuya, ortama ve işinize hakim olduğunuzu gösterir. 

Sağlık programlarının çoğalmasını neye bağlıyorsunuz? Sizce iyi sağlık programının özellikleri nelerdir? 

Halk sevdi. Belki sağlık sorunlarının son yıllarda artması bunun sebebi olabilir. Hastanelerde yoğunluklar yaşanıyor. Yeni nesil interneti etkin kullanıyor ancak yaşça büyük olan insanlar televizyon izliyor ve sağlığı ile ilgili bilgileri de televizyondan takip ediyor. Bu yüzden sağlık programları hem kanallarda çoğaldı hem de izlenme oranları yüksek. İçerik bakımından doyurucu olan sağlık programları medya için farklı bir seçenek oluşturdu. İyi bir sağlık programı işinin ehli doktorlar bulunmalı,  interaktif olarak kişilere dokunmalı ve sağlık gündemini en iyi şekilde takip edip gündem oluşturmalı, en önemlisi de hastalığı önleyici bilgilere yer vermeli.

Estetik mucizesi programında neler var, nasıl bir program bize bahseder misiniz? 

Dr. İlker Manavbaşı ile Estetik Mucizesi Programı’nın bana en büyük katkısı 2011 yılında noktalamak zorunda kaldığım televizyonculuğa geri dönüş yapmam oldu. Programda Dr.İlker Manavbaşı’na estetikle ilgili merak edilen soruları soruyorum ve cevapları üzerinden izleyiciyi bilgilendirmiş oluyoruz.

Beylikdüzü Belediyesi’ndeki çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 

Beylikdüzü’nde sosyal belediyecilik anlayışı, hizmet ilkesi, insana dokunmanın, doğrudan temas etmenin gerekliliğinden dolayı son hızıyla etkinlikler devam ediyor ve bu etkinlikler çerçevesinde organizasyon sunumlarının görevini gerçekleştiriyorum…

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Artık çok fazla televizyon seyretmiyorum, haber kanallarını takip ediyorum. Yerel medyanın önemini ve kıymetini bilen biri olarak bulunduğum bölgenin yerel gazete ve dergilerini takip ediyorum. Sosyal medyada Facebook ve Instagram’ı özellikle de yaptığım işleri duyurmak amaçlı kullanıyorum. Arkadaşlarım sosyal medya paylaşımlarında yazdığım metinleri beğeniyorlar. Bunları derleyip bir kitapçık haline getirebilirim. 

Gelecekte ne tür projeler olacak? 

Biz kadınlar anne olduktan sonra özellikle çocuklarımızı düşünmeye başlıyoruz. Kendimle ilgili en fazla yapabileceğim şey müzikle uğraşmak ve bana ait olan şarkılarımı insanlara sunmak olabilir. Onun dışında mesleğimle ilgili çalışmalara, sunumlara ve derslere devam etmeyi düşünüyorum. Hayata dair büyük hırslarım yok. Zaten yaşadığımız yer İstanbul’un şehir merkezine göre daha sakin ve ferah bir bölge. Tekrar kalabalıklara girmek bana zor geliyor. Biz de bölgeye uyduk yani anlayacağınız. Her şeye rağmen bir gün yeniden ekran karşısına geçerek insanlara fayda sağlayacak, hayatlarında fark yaratacak, yanlış gidenlere müdahale ve etki sağlayacak programlar yapmak isterim. 

Haber spikerliği düşünüyor musunuz? 

Bizim işimiz bu. Yıllarca kamera önünde bulundum, eğitimler aldım. Şartlar uygun olursa neden olmasın, düşünürüm tabii. Bir de ben saç ve makyaj konusunda çok hızlıyımdır. Hemen hazırlanırım. Arkadaşlarım ‘Sen bu iş için doğmuşsun’ derler. 

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Genelde ailemle birlikteyim. Fırsat buldukça İstanbul çevresinde ve dışında seyahatlere çıkıyoruz. Arkadaşlarımla, dostlarımla buluşup sohbet etmek için zaman ayırıyorum. Film izlemeyi de sevdiğimiz doğrudur.  

Müzikle ilgili çalışmalarınız neler? Müzik fikri nasıl ortaya çıktı? 

Çocukluğumdan beri mikrofon elimdedir benim… 2008 yılında bu durumuma bir de bestelerim eklendi. 42 tane bestem oldu bu süreç içerisinde. Ezbere şarkılarımı bilen, istekte bulunanlar ve bir arada söylediğimiz dost meclislerimiz var… Bir iki şarkımızı görücüye çıkaralım istedik ama maalesef müzik piyasasında doğru adres karşımıza çıkmadı bu arada süreç uzayınca ben de oluruna bıraktım…

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

Tek bir isim veremem ama insana dokunan, bize hayatı anlama noktasında yeni bir pencere açan her bir kitap cümlesi, her bir film sahnesi favorim.

Yakın zamanda Fenerbahçe başkanlık seçimi organizasyonları da olmak üzere pek çok özel etkinlik ve protokol sunumu yaptınız bize bunlardan bahseder misiniz? 

15 sene televizyonda canlı yayın sunuculuğum ile birlikte ve devamında sayısız etkinlik sunumları gerçekleştirdim. Örnekler…

■ Türkiye Jokey Kulübü Gazi Koşusu resepsiyonu dahil, ödül ve kupa törenleri v.s.

■ Bahçelievler Belediyesi Çeşitli etkinlikler - İstanbul,

■ SİNPAŞ GYO Ödül gecesi - İstanbul, 

■ SERANİT Fabrika açılışı – Bilecik (Başbakan’ın katılımıyla), 

■ Yapı Kredi Bankası Kız Meslek Lisesi açılışı - Gebze, 

■ Koç Holding Call Center açılışı - Samsun, 

■ Doğuş Holding D – Marine temel atma töreni – Didim, 

■ TAV Sabiha Gökçen Havaalanı Dış Hatlar Terminali temel atma töreni – İstanbul (Başbakan’ın katılımıyla), 

■ Metroport AVM Moda, eğitim, kültür sanat konulu v.b. etkinlikler - İstanbul, 

■ Medical Park Hastanesi  Sağlıklı yaşam söyleşileri - İstanbul, 

■ Fanatik Gazetesi Ödül töreni - İstanbul, 

■ Borusan Holding SUPSAN 40.yıl kutlama töreni - İstanbul

■ Bedensel Engelliler Derneği Yardım kampanyası açılış töreni - İstanbul

■ Türkiye Basketbol Federasyonu Tekerlekli sandalye takımları arasındaki final müsabakası - İstanbul

■ BAYER Üst düzey yöneticiler toplantısı - Sapanca Güral

■ TOFD (Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği) yararına düzenlenen Rüyalar ve Maskeler adlı müzikal gösterinin çeşitli zamanlarda sunumları 

■ Yaşam Dergisi Aylık Buluşmalar Organizasyon ve Moderatörlüğü – İstanbul

■ Büyükçekmece Belediyesi 16.Uluslararası Barış ve Sevgi Festivali – İstanbul

■ Beylikdüzü Belediyesi  Yaşam Vadisi Ramazan Etkinlikleri Sunumu

■ Beylikdüzü Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Tüm Etkinlik Sunumları

■ Siyasi Parti Bölge Temsilcileri Toplantı Sunumu

■ Fenerbahçe Spor Kulübü A.Ş. 3.Bölge Temsilciliği 1 Milyon Üye Kampanya Gecesi Sunumu

■ Fenerbahçe Spor Kulübü A.Ş. Olağan Kongre Sürecinde Ali Koç Başkan Adaylığı Lansman Sunumları 

■ Medicana Hastaneler Grubu Etkinlik Sunumları

■ TV8int Dr.İlker Manavbaşı ile Estetik Mucizesi Programı Sunucusu

Kırmızıtürk ile ilgili düşünceleriniz nedir?

Ekran önünde veya mikrofon başında yalnızsınızdır. Bizim işimiz hata kabul etmez. Ama neyse ki Cengizhan Kaya gibi yanımızda olan bir yayıncı dostumuz var ve bizleri yalnız bırakmıyor. Profesyonellerin buluşma noktası Kırmızıtürk platformuna yayın hayatında başarılar diliyorum. 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Tüm okurlarınıza, çalışanlarınıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum.  Her türlü zorluğa rağmen hayatımızı nasıl yaşayacağımız aslında bizim elimizde. Tüm kötülüklerden arınarak barış ve sevgi dolu günlerde yaşamak dileğiyle…