Gecenin birinde özel araçla Selim Çoraklı, Cafer Vayni, Mehmet Erdoğan ve bendeniz; Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM)’ın 13. Olağan Genel Kurulu için Ankara’ya hareket ettik.  İl mola yerimiz Bolu yakınlarında “İsmail’in yerinde” mükellef bir kahvaltı yaptık. Kuşluk vaktinde Ankara’ya vardığımız Nisan’ın son haftası cumartesi gününde şehir yeni yeni harekete başlamıştı. İlk durağımız Tacaeddin Dergahı oldu. Tacaeddin Dergahı, ilk olarak Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hacı Bayram-ı Veli’nin kurduğu Bayramiye tarikatının bir kolu olan Celvetiler için yaptırılmış. Adını, bahçesinde kabri bulunan Tacaeddin Sultan’dan alan dergâh 1826’da tamir edilmiş ve Sultan Abdülmecit tarafından ilaveler yapılarak türbe, dergâh evi, çeşme, hazire ve camiden oluşan bir külliye haline gelmiş. Dergâhın bulunduğu sokak sonradan Mehmet Akif Sokağı adını almış.
Mehmet Akif Ersoy, İstanbul’un işgalinden sonra aldığı davet üzerine milli mücadeleye katılmak üzere Ankara’ya gittiğinde kendisine büyük hayranlık duyan Taceddin-i Veli Camisi imamı Tevfik Hoca (Tevfik Çiftdoğan) kendisini karşılamış; şehirde kiralık ev bulmanın çok zor olduğu o dönemde külliyede yer alan bu yapıyı kendisine tahsis etmişti. Şair, 1. TBMM Burdur milletvekili olduğu yıllarda günlerini bu mütevazı evde geçirdi; dostlarıyla milli mücadele meselelerini tartıştı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey, Akif’in arkadaşı dönemin Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Bey’den marş yazma konusunda Akif’i ikna etmesini rica etti. Mehmet Akif, Hasan Basri Bey’in ısrarı üzerine İstiklâl Marşı’nı bu evde yazmaya başladı. Gece gelen ilhamı kaçırmamak için bazı dörtlükleri mum ışığında dergâhın duvarlarına kazdığı anlatılır. Şair, meşhur Bülbül şiirini de bu evde yazmıştır. Bizlerde bu dergâhı ziyaret ettik. İçinde metfun bulunan Tecaeddin Sultan’ın kabrini ve haziresinde bulunan merhum Muhsin Yazıoğlu’nun mütevazı kabrini ziyaret ederek Fatihalar gönderdir. Burada içtiğimiz sıcak çorbanın ardından İLESAM 13. Olağan Genel Kurulu’na katılmak için (26 Nisan 2014) sıhhiyede bulunan Türk Tarih Kurumu’nun konferans salonuna gittik. Bu anlamlı ve güzel günün 26 Nisan “Dünya Telif Hakları Günü” ile aynı güne denk gelmesi hoş bir tevafuk olmuş.
Genel kurul için konferans salonunu girdiğimizde bizi cıvıl cıvıl bir ortam bekliyordu. İnsanların birbirine tebessümle bakıyordu. Türkiye’nin her tarafından gelen dostlar oradaydı. Hasretle kucaklaştık. Tanımadığımız yeni dostlarla kaynaştık. Cafer Bey beni Prof. Dr. Nurullah Çetin ve diğer başka dost ve arkadaşlarla tanıştırdı. Açılış konuşması yapan İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız, yönetime geldikleri dört yıl boyunca yaptıkları çalışmalardan söz etti. Yeni dönemde gerçekleştirecekleri projelerden bahseden Parmaksız, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Yasa Tasarısının yaklaşık 2 yıldır Başbakanlıkta Meclise sevk edilmeyi beklediğini ve bir türlü yasalaşmadığını, sanat ve sanatçının haklarını koruyacak, eser sahiplerinin daha çok telif kazanmasını sağlayacak bu yasa tasarısının bir an önce yasalaşması için açacakları imza kampanyasına ve bu noktada gösterecekleri tepkilere duyarlı olunmasını, sanat ve sanatçının haklarının korunması adına kendilerine destek olunmasını istedi.

Telif hakları!
Telif hakları ile ilgili sorunlardan copyright ( kopyalama) ile ilgili vergiden, bu verginin Kültür Bakanlığı bütçesinde kaldığından, Yayıncılar Birliğinin verdiği bandrolden, Bakanlığın aldığı paydan bahseden Parmaksız “Biz eser üretmesek, ortada kitap olmasa neye bandrol verecekler. Onlar yayın yapıyorlar biz yazıyoruz ama bize sorulmadı, fikrimiz alınmadı. İLESAM olarak üyelerimizin haklarını koruyoruz, kimseye boyun eğmiyoruz. Bu sene lise düzeyindeki öğrenciler arasında üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz Slogan ve Logo Yarışmamıza ilk yıl destek verdi Kültür Bakanlığı. İkinci yıl desteklemedi. Bu yıl ise desteklemek zorunda kaldı. Biz, siyasi düşünceye değil topluma hizmet ediyoruz. Bizim siyasi görüşümüz yok. Milli ve kutsal değerlerimiz önemlidir ve biz Devletin yanındayız. Yazarlar Birliği dernek ama biz 5846 sayılı yasa ile kurulan bir Meslek Birliğiyiz. Yetki belgelerinin beş yıl süresi var. Dileğimiz sanatçıya sahip çıkılmasıdır, bu yasanın bir an önce işlerliğe kavuşmasıdır. Bize üye olmayanların haklarını koruyamıyoruz. Bu kanun, haklarımızı koruma noktasında bize nefes aldıracak bir kanun. Desteklerinizi bekliyoruz. Türk sanatının gelişmesi açısından bu yasanın çıkması gerekiyor. 76 ilde, 50 üniversitede temsilciliklerimiz var. Faaliyetlerimiz devam edecek.” diyerek dört yıldır birlikte çalıştığı yönetim kurulu üyelerine, sinevizyon sunumları için Zeynel Yeşilay’a, davaları yürüten Av. İbrahim İlkyaz’a, Isparta Temsilcisi Zeki Çelik’e, İLESAM etkinlik haberlerini hazırlayan Sibel Unur Özdemir’e ve Nur Ersen’e, İLESAM’ın bayrağı diye tanımladığı Cemal Tuzcuoğulları’na, İstanbul Temsilcisi Cafer Vayni’ye, küslükleriyle kendisine sabrı öğreten insanlara, çeşitli şehirlerden gelen dostlarına, verdikleri desteklerle yanında olan herkese, gelemeyen ama telefonla destek verenlere, her faaliyette kendilerini destekleyen kurum, kuruluş ve kişilere teşekkür ederek “Dünya hiçbir kalbi kırmaya değmiyor. Gönüllü olarak hizmete, yönetim kuruluna talibiz, sorumluluk almayı severiz” dedi.
Genel kurulda İstanbul Temsilcisi Cafer Vayni anlamlı bir konuşma yaptı. Vayni;  “İLESAM’ın bu kadar dar bütçe ile böylesi işler başaracağını tahmin etmiyordum; Genel Başkanımızın verdiği bilgilerden görülüyor ki çok güzel işler, gelişmeler olmuş. Belçika’dan bir temsilci geldi. On milyonluk Belçika’nın 2000 üyesi var. Her bir üyeye 500 ila 2000 Euro para çıkardıklarını söyledi. Başka ülkelerle telif hakkı konusunda işbirliği yapabileceğini ifade etti. Dijital yayıncılık konusunda da hamle başlatmışlar.” dedi. Vayni, copyright vergi dağılımından da söz ederek 46. Çınaraltı Sohbetlerinde Telif Haklarına yer verdiklerini ve bu konunun katılımcıların dünyadaki gelişmeleri öğrenmesi açısından faydalı olduğunu dile getirdi. Cafer Vayni, Genel Merkezin kendilerini etkinlikler noktasında özgür bıraktığını, güvenilirlik ilişkisinin güçlü olduğunu, söz konusunun İLESAM adına hizmet olduğunu vurguladı.

Parmaksız yeniden başkan!
Toplantı, Zeynel Yeşilay’ın hazırladığı bir sinevizyon gösterisi ile devam etti. Tek liste halinde seçime girilen oylama sonucunda sandıktan 226 oy pusulasının çıktığı, geçerli oy sayısının 220 olduğu tespit edildi. Genel Başkan Mehmet Nuri Parmaksız ve ekibinin karşı aday olmadan tek liste halinde iki yıllığına tekrardan görevi getirildi. Divan Kurulu Başkanı Hayrettin İvgin seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra Genel Başkan Mehmet Nuri Parmaksız’ı kürsüye davet eti. İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız “Programın başında da aktivitelerimizden bahsettim. Vaat değil yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Dört yıldır birlikte olduğumuz arkadaşlarımızın arasına yeni bir isim daha katıldı, Doç Dr. Ayfer Yılmaz. Buradan Kadın Komiteleri Başkanı İlter Yeşilay’a daha aktif çalışmaları için destek sözü veriyorum. Web sitemiz daha da genişleyecek. Bazı kişiler mağdur oldukları zaman gelip bizi buluyorlar lakin o zaman da iş işten geçmiş oluyor. Başlarına herhangi bir sorun gelmeden önce gelip bizi bulup üye olmaları, kendilerini ve eserlerini garanti altına almaları kendi menfaatlerinedir.”
Geçen dönemde İLESAM ansiklopedisini çıkaramadıklarını belirten Parmaksız, “Bu dönem uygun şartlar gerçekleşirse bu konuda da muvaffak olacağız. Çeşitli kulvarlarda açtığımız yarışmalarımız devam edecek. Kurslar açacağız önceki yıllarda olduğu gibi. Şiir, sanat, kültür programlarımız başlayacak. Ankara’da kültür-sanat sohbetleri bir konakta olacak. 2015 yılı Türkiye açısından önemli bir yıl. Çanakkale Zaferimizin 100.yıldönümü ve biz de bu anlamlı zaferi yâd etmek için büyük ödüllü bir yarışma düzenleyeceğiz. İsteyen üyelerimiz Cumartesi etkinliklerinde konuşmacı olarak görev alabilirler. Bizler yine sosyal sorumluluk projelerine imza atmaya devam edeceğiz. Haziran ayı itibariyle kültür gezilerine başlayacağız. Temsilciliklerin bir kısmı değişecek. Bu değişim kesinlikle memnun olmadığımızdan ötürü değil başka üyelerimize de görev vermek adına değişecektir. İLESAM üyelerinden Hakk’ın rahmetine kavuşanlar anısına etkinlikler, anma programları  yapacağız. İsimlerinin cadde ve sokaklara verilmesini sağlanmaya çalışacağız. Samsun’da bunu başardık, inşallah diğer illerimizde de gerçekleştirebileceğiz. Üç dönemdir bizleri teveccühleriyle seçerek onurlandıran bütün üyelerimize teşekkür ederim. Yetki denilen şey sadece bizim tasarrufumuzda olamaz, biz yetkiyi paylaşırız; yeter ki İLESAM adına güzel şeyler yapılsın. Biz çalışmaktan kaçınmayız. İLESAM için varız. Her daim İLESAM üyelerimizi kucaklarız.”diyerek konuşmasını sonlandırdı. İLESAM’ın yeniden seçilen başkan ve yönetim kurulu üyelerini kutluyorum. Yüklendikleri görev ve sorumluğa yakışır bir şekilde hizmet vereceklerini inancıyla başarılar diliyorum.

24 saatlik seyahatin sonu…
Kongre sonrası Recep İncecik’in yönlendirmesi ve genç ve dinamik televizyoncu Fatih Sadırlı’nın da katılımıyla Ankara’nın eski sanayi sitesinde farklı bir köfte ziyafetinin ardından Ankara’dan İstanbul’a hareket ettik. Yolda giderken Bolu’da aziz dostum ve arkadaşım Prof.Dr.Mehmet Kutalmış ile görüşmek için mola verdik. Bolu Ankara ve İstanbul arasında tam bir merkez vazifesi görüyor. Mehmet Bey, Bolu’da bize şehrin tarihi ve kültürel yerlerini gezdirerek bilgi verdi. Cafer Vayni’nin ifadesiyle, “Mehmet Bey genç, üniversitelerin engizisyon sistemi içerisinde yüksek ahlakını, adalet duygusunu korumuş ve geliştirmiş hocalarımızdan birisiydi. Onlar var olduğu sürece bu milletin sırtının yere gelmeyeceğine bir daha kanaat getirdik.”
Bir gün önce gecenin birinde çıktığımız Ankara yolculuğuna yine gecenin birinde İstanbul’a döndük. Yolculuğumuz esnasında arkadaşlarımızın değerli fikirlerinden istifade etmek ve karşılıklı fikir alışverişi en büyük kazanımlarımızdan biri oldu. Birbirimizi tanımamızın en güzel yollarından biri de birlikte yolculuk yapmaktır. Güzel yolculara selam olsun.