Gittiğimiz ve insanları bir araya getirdiğimiz her yerde coşkuyla bağırmak gerek, "Ne mutlu Türküm diyene!" diye

Daha attığım ilk adımda Milli şuuru IDEF fuarında doyumsuzca yaşamak hissiyatını aldım. Bu bilinçle attığım her adımda İstanbul'un yüceliğini bir kez daha hissettim. Burada ortak noktada birleşeceğimiz tek bir şey varsa oda fuar alanına adım attığınız andan itibaren, bir vatan sevgisi dalgası sizi sarıyor ve milli şuurun etkileyici gücüyle kendinizi gururla dolmuş hissediyorsunuz. 
İçimizi titreten milli projeler, Türk bayrağıyla gururla dalgalandığı standlarda sergileniyor. 

Savaştan çok yurt içi ve yurt dışından gelen konuklarımızın arasında dostluk bağının oluşması ve paylaşılması denebilir. En azından ben olumlu düşünmek taraftarıyım :)) (umarım içlerinde savaş güdüsü uyanmıyordur, bende o duygu bir ara  oluşmuştu)

Aslında bunu sadece Türkiye olarak düşünmeden tamamen objektif baktığımda ve empatiyle her ırktan insanların yerine kendimi koyduğumda bir etkinlikte bir araya gelen insandan çok herkesin aynı zamanda vatanına, bayrağına, geleceğine olan sonsuz bağlılığın, azmin ve çalışmanın gücünün gururunun yüreğinde hissedildiği çok net bir düşüncemdir.

Bir mesajımda var: Ülkemiz her ne kadar olumsuz bir dönemden geçiyor olsa da geleceğe miras bırakmak kültürünü asla bırakmamış. Vatan aşkı herkesin yüreğinde yanarken bizi yıldırmak ve üretimimizi durdurmayı bir an bile düşünmek oldukça gereksiz yere beyinleri yormaktır. Ne mutlu Türküm diyene.