Hipotonide, eklemlerin pasif hareketlere karşı kasın gösterdiği dirençte azalma vardır. Kas tonusu, santral ve periferik sinir sistemleri tarafından kontrol edilen bir refleks aktivite ile oluşturulur. Bebekler kurbağa pozisyonunda yatar. Kol, el ve bacak hareketleri azalmış ve dışa doğru dönmüştür. Hipotonik bebekler koltuk altlarından tutulup kaldırıldıklarında muayene edenin ellerinin arasından kayar ve başı öne doğru düşer. Hastanın ayağı çenesine değdirilebilir. 
Bebeklerde gevşekliğe en sık B12, D vitamin eksikliği, hipotiroidi neden olur. 37. Gebelik hastasından önce doğan bebeklerde 8. Aya kadar geçici gevşeklik görülebilir.
Gevşek bebeğe en sık neden olan gruplar
1) Belirgin kas güçsüzlüğünün eşlik etmediği nonparalitik(felç olmayan) grup (Beyinden kaynaklanan gevşeklik) 
2) Kas güçsüzlüğünün klinik tabloya hakim olduğu paralitik(felç olan) grup (Beyin dışı gevşeklik)

Beyinden Kaynaklanan Gevşeklik
Beyin bozuklukları infantlarda gevşekliği en sık nedenidir. Beyinden kaynaklanan gevşeklikte motor gelişimdeki gerilemeye zeka geriliği, çevresel uyarılara cevap vermede azalma ve havale gibi diğer durumlar eşlik eder. Gevşekliğe rağmen kas gücü büyük ölçüde korunur. Ancak kullanılmamaya bağlı kas kaybı gelişenlerde kas güçsüzlüğü saptanabilir. Yine başparmak avuç içinde olacak şekilde yumruk yapma ve bacaklarda makaslama gibi bulgular da beyin bozukluğunun belirtisidir. Küçük kafa, büyük kafa, anormal yüz ve diğer organ anomalileri gözlenebilir. 
Beyinden kaynaklanan gevşekliğe holoprozensefali, lizensefali, pakigri gibi beyin gyrus gelişim anomalileri gibi beyin gelişim anomalileri neden olabilir. Bebekte küçük kafa, ilaca dirençli nöbet, gelişme geriliği ve zeka geriliği görülür.  

Kromozomal  bozukluklar  ve genetik sendromlar: İnmemiş testis, büyüme geriliği ve daralmış şakakları, badem göz, küçük el ve ayaklar gibi bulguların eşlik ettiği Prader-Willi Sendromu’nda yenidoğan döneminde gelişen belirgin gevşeklik dikkat çekicidir. Beslenme güçlüğü de görülür. Kas tonusu bebek büyüdükçe normale döner. Hastalığın daha ileri dönemlerinde gelişen bastırılamayan açlık hissi şişmanlığa yol açar.

Zellweger sendromu: İleri derecede gevşeklik, yenidoğan nöbetleri, eklemlerde doğuştan anormal postür, anormal yüz, beyin gelişim anomalileri, karaciğer büyüklüğü, göz anomalileri, işitme kaybı, böbrek kistleri görülür.

Lipid depo hastalıkları: Yenidoğanda kaba yüz görünümü, genital bölge ve uzuvlarda şişlik, göbek, kasık fıtığı ve göz dibinde japon bayrağı manzarası, gevşeklik GM1 Gangliosidoz hastalığında görülür.  Gelişimi normal olan bir süt çocuğunda zeka geriliği, hiperakuzi(aniden irkilme), körlük, gevşeklik ve büyük kafa Tay-Sachs hastalığında (GM2 Gangliosidoz) görülür. Benzer klinik durum Karaciğer, dalak büyüklüğü ve kemik deformiteleri ile birlikte gelişirse GM2 Gangliozidozun diğer bir tipi olan Sandhoff hastalığı tanısı düşünülmelidir. Her iki tip GM2 Gangliozidozisda da göz dibinde japon bayrağı manzarası görünümü vardır. 

Ani başlangıçlı gevşeklik; hipoksi (oksijensiz kalma), kafa içi kanama, enfeksiyon ve travma sonucu gelişebilir. Prematürede(37. Gebelik haftasından önce doğan bebek)  hareketlerde azalma olursa kafa içi kanama araştırılmalıdır. Yenidoğanda gevşeklik menenjitin erken bulgusu olabilir.

Selim doğuşsal gevşeklik: Hafif gevşeklik, biraz büyük kafa vardır.2 yaşından sonra düzelir.

Beyin dışı gevşeklik

Kas hastalıkları: 
Gevşeklik ile beraber belirgin kuvvet azlığı, derin tendon reflekslerinin kaybı, patolojik reflekslerin ve his kusurunun yokluğu durumunda tanıda birincil kas hastalıkları düşünülmelidir. Derin tendon reflekslerinde azalma kas güçsüzlüğünün derecesi ile orantılıdır. 

Bu grupta en sık gözlenen kas hastalıkları, merozin eksik konjenital(doğuşsal) musküler distrofiler (KMD) olup anne karnında başlayan hareket azlığı, doğuşta anormal eklem postürü ile kendini gösterir. Kas güçsüzlüğü ağır olan vakalarda ilk aylarda emme, beslenme ve solunum problemleri olabilir. İskelet deformiteleri, kalça çıkıkları, beyinde periventriküler ve subkortikal beyaz cevher tutulumuna ikincil epilepsi gelişebilir. Ullrich konjenital(doğuşsal) musküler distrofiler (KMD)’de ise eklemlerde gevşeklik ve güçsüzlük, anormal eklem postürü, gövde kaslarında belirgin güçsüzlük gelişir. Konjenital myotonik distrofinin şiddetli formunda ileri derecede gevşeklik ve solunum problemlerine rastlanılmaktadır. Yenidoğanda, gevşekliğe ek olarak ters dönmüş V şeklinde üst dudak, ince yanaklar ve şakaklarda çökme belirgindir. Yaygın eklem  postür bozukluğu,  gastrointestinal düz kas tutulumuna bağlı gıdanın akciğere kaçması  ve  yutma bozuklukları sıktır. Ebeveynlerde kasılan kasın gevşeme yetersizliği, katarakt, yüz kaslarının güçsüzlüğü, başın ön bölümündeki saçlarda dökülme, değişik endokrin anormalliklerin varlığı bebekte tanı koymaya yardımcı olur. Konjenital myopatiler de gevşekliğe yol açmaktadır.  Kas güçsüzlüğü, gövde kaslarının  güçsüzlüğü ile beraber skolyoz ve kifoz  gibi omurga deformiteleri, yüz kaslarında güçsüzlük, ince uzun bir yüz görünümü, yüksek damak ve bir kısmında rastlanılabilen göz kapaklarında düşüklük veya gözleri hareket ettirme bozukluğu görülür.

Kas sinir kavşağı hastalıkları: Ailevi infantil miyastenide; doğumda solunum yetmezliği ve beslenme güçlüğü olabilir. Göz kapaklarında düşüklük ve tüm vücutta kas güçsüzlüğü saptanabilir. Göz hareketleri normaldir.Yine miyastenili annelerin bebeklerinde de doğum sonrası geçici  miyasteni gelişebilir. Solunum yetmezliği nadiren gelişip, cılız sesle ağlama, yüzde güçsüzlük, küçük bir bölümünde de göz kapaklarında düşüklük, göz hareketlerde kısıtlılık saptanabilir. İnfantil botulizmde, kabızlık ve beslenme güçlüğünü, solunum ve iskelet kaslarının güçsüzlüğü, gevşeklik, kabızlık, düşük ateş,  göz kapaklarında düşüklük, göz bebeklerinde büyüme, ifadesiz yüz görülür.

Periferik sinir hastalıkları: Derin tendon reflekslerinin azalması veya kaybolması, his kusuru mevcuttur.Periferik nöropatiler genellikle daha ileri yaşlarda bulgu vermekle birlikte konjenital hipomyelinizan nöropatiler ve herediter motor-duysal nöropatilerin bazı tiplerinde süt çocuklarında gevşeklik görülür  Konjenital hipomyelinizan nöropatilerde yenidoğan döneminde güçsüzlük, anormal eklem postürü gelişimi, kraniyal sinir tutulumu, iskelet kaslarında  erime görülür.  Déjerine-Sottas’da ise büyük göz bebekleri görülür. Periferal sinirler ele gelir.

Ön boynuz motor nöron hastalığı: Gevşeklik ile beraber belirgin kas güçsüzlüğü, derin tendon reflekslerinin kaybı, dilde erime, dil dışarı çıkarıldığında görülen  dilde yılan gibi kıvrılma hareketi süt çocuğu spinal musküler atrofi (SMA) hastalığını düşündürür. Yüz kaslarında güçsüzlük yoktur ve ifade korunur. Ayrıca sosyal etkileşimleri de oldukça iyidir. SMA’nın solunum yetersizliği, konjenital ekelem deformiteleri, kırıklar, olivopontoserebellar atrofi ile birlikte görülen tipleri de tanımlanmıştır.

Spinal kord(Omurilik) zedelenmeleri: Siringomiyeli gibi omurilik deformiteleri gevşekliğe yol açabilir. Orta hatta hemanjiom(damar beni), kıllanma veya skolyoz omurilik deformiteleri için ip ucudur. Omurilik  hastalıklarında idrar kesesi ve bağırsak fonksiyon bozuklukları bulunabilir. Doğum sırasında gelişen  omurilik zedelenmelerinde yanlışlıkla beyin oksijensizliğine  bağlanabilen gevşeklik ve total felç gelişebilir. Omurilik zedelenmelerinde duyu kusuruda görülür. 


Beyin ve beyin dışı gevşekliğe neden olan hastalıklar 
Mitokondriyal hastalıklar: Sitokrom C oksidaz veya piruvat dehidrogenaz eksikliğine bağlı gelişen Leigh sendromunda kas güçsüzlüğü, periferal nöropati, beyin ve beyincik işlevsel bozukluğuna bağlı gevşeklik gelişebilir. Hastalarda büyüme ve gelişme geriliği, solunum bozukluğu, kusma, havale, gözlerde şaşılık görülür.

Lipid depo hastalıkları: Metakromatik lökodistrofide demyelinizan periferik nöropatiye ek olarak nöbet, zeka geriliği, görme siniri zayıflaması,  körlük ve geç dönemde tüm vücutta katılık ile karakterize bir klinik durum gelişir. Krabbe hastalığının erken süt çocuğu formunda da beyin ve daha az sıklıkta da periferik sinirlerin tutulumu gevşekliğe yol açmaktadır. İrritabilite, havale, beslenme problemleri de mevcut olup hastalığın ilerleyen dönemlerinde gevşekliğin yerini sertlik alır, görme siniri zayıflaması görülür.  

Glikojen depo hastalığı: Asit maltaz eksikliği sonucu gelişen Pompe hastalığında beyin, omurilik ve iskelet kasında glikojen depolanması sonucu gevşeklik gelişir. Zeka geriliği, kas güçsüzlüğü, derin tendon reflekslerinde azalma gibi bulgulara kalp kaslarının tutulumu sonucu kalp yetmezliği gelişimi de görülür.

Konjenital glikolizasyon defektleri (CDG): Karbonhidrat eksik glikoprotein sendromları: Gevşeklik, badem şeklinde gözler, içe dönük meme başları, gözlerde içe  bakan şaşılık, kalçalarda erime, karaciğer büyümesi görülür. 
Gevşeklik, O-glikolizasyon defektlerine bağlı gelişen Walker-Warburg sendromu, Muscle-eye-brain (Kas-Göz-Beyin )hastalığı veya Fukuyama doğuşsal kas distrofi gibi hastalıklarda da görülür. Warburg Sendromu’nda Tip 2 lizensefali, polimikrogri, serebellar malformasyonlar, posterior ensefalosel ve hidrosefali bulunabilir. Gözde ise megalokornea, buftalmus, katarakt, retinal hipopigmentasyon ve optik sinir hipoplazisi gibi ön ve arka kamara bozuklukları görülebilir.

Muscle-eye-brain(Kas-Göz-Beyin ) hastalığında ise klinik daha hafiftir ve kas güçsüzlüğü bir miktar düzelme gösterebilir. Pakigiri, polimikrogiri, beyin sapı hipoplazisi ve serebellar disgenezi gibi beyin bozuklukları görülür. Şiddetli myopi, glokom ve katarakt gibi göz bulguları da saptanabilir.

Fukuyama doğuşsal kas distrofisinde
ise pakigiri, polimikrogiri ve serebellar hemisferlerde minor değişikliklere ek olarak miyopi, nistagmus, optik atrofi, kortikal körlük ve korioretinal dejenerasyon görülebilir. 

Andermann sendromu:Periferik nöropati ve serebral yapıların tutulumuna bağlı gevşeklik gelişir. Korpus kallosum yokluğunun periferik nöropati ile birlikteliği tanı koydurucudur. Ayrıca hastalarda zeka geriliği ve  atipik yüzde görülür.

YAPILACAK TETKİKLER
1) Kas enzimleri
2) Kas ultrasonografisi. 
3) Elektromyografi (EMG

4) Kas biyopsisi
5) Beyin ve omurilik MR
6) Enzim çalışması
7) Moleküler genetik analiz. 
8) İdrar ve kan aminoasitleri, kan ve BOS laktik asit, pirüvik asit, amonyak, idrarda organik asit ve serumda çok uzun zincirli yağ asitleri düzeyinin tayini metabolik hastalıklarda tanıya yardımcıdır. 

TEDAVİ
Gevşekliğe yol açan myastenia gravis, organik asidemiler ve diğer metabolik hastalıklar, toksik, endokrin ve enfeksiyöz nedenlere yönelik yerine koyma, kısıtlama ve değişik ilaç tedavileri gibi tedaviler başarılı sonuç vermektedir.  Hastalıkların seyri sırasında gelişen  nöbetlerin tedavisi, iskelet deformitelerinin gelişmesini veya ilerlemesini önlemek için fizik tedavi egzersizleri, kalıcı deformitelerde düzeltme cerrahisi, solunum problemleri için fizik tedavi ve gerekirse yardımcı solunum aleti uygulamaları, ağızdan beslenme problemleri varsa gastrostomi ile besleme gibi destek tedavileri yapılabilmektedir.  
Depo hastalıklarından Tip1 Gaucher hastalığı enzim replasmanı ile tedavi edilmektedir. Diğer konjenital kas ve sinir hastalıklarında gen tedavisi konusunda araştırmalar sürmektedir. 

PRENATAL(ANNE KARNINDA) TANI:
Kas hastalıklarında, hastanın klinik tanısı moleküler genetik metodlar veya immünfloresan inceleme ile doğrulanabilirse bir sonraki gebelikte  diğer bebeğe prenatal tanı konulabilmektedir. Merozin eksik doğuşşsal kas hastalığı  ve Ullrich doğuşsal kas hastalığında korion villus örneklerinin immünfloresan boyanması ile ya da direkt olarak hastada saptanan genetik defektin fetüs(anne karnındaki bebekte) DNA’sında araştırılması ile prenatal tanı yapılabilir. Spinal musküler atrofi ve diğer nadir kalıtsal hastalıklarda moleküler genetik analiz ile prenatal tanı konulabilir. Organik asidemilerde amnion sıvısı analizi, depo hastalıklarında da amnion sıvısı analizi, amniotik sıvı hücre kültürleri, direkt korion villus hücrelerinde ya da kültürlerinde enzim aktivitesi çalışılarak prenatal tanı konulabilir. Bu hastalıklarda da hastadaki genetik defekt gösterilmişse, fetüs DNA’sında mutasyon veya linkage analizi ile çalışılarak anne karnında tanı yapılabilir.   

NOT:
Her şey zamanında güzel ve zamanında anlamlı.
O anı kaçırdıktan sonra tekrar o anı yaşamanın bir anlamı yok ki.
Şimdi git...
Âşıklık töresini, âşıklık geleneğini, maşuk gidişatını bozma…
ŞEMS