Sosyal yaşamımızda öyle olaylarla karşılaşıyor ki insan, o an bazı şeylerin değişmesi ve hatta çok kez müdahale edesi geliyor içinden!
Hangi birini düzelteceksin, bunun imkanı var mı? Toplum yapımız buna hiç müsait değil ne yazık ki. Güdülmeye alışmışız bir kere! Her şeyi devletten bekliyoruz. Tabi o da hangi kafada ise toplumu kendi isteği doğrultusunda şekillendirmeye bakıyor. Halbuki kültür seviyesi yüksek ülkelerde "otokontrol" diye bir şey var. Gerekli hallerde insanlar birbirini uyarıp kontrolu tesis edebiliyor! Sen minibüs de hata yapan şoförü uyar bakalım kaç kişi sana sahip çıkacak o arabada.
Son yıllarda bir arabesk yaşantımız var ki sorma gitsin. Kimin ne olduğu belli değil! Kaba, hatalı ve çirkin ne varsa hep üstün geliyor. Trafikte ihlal yapan hep önde. Şimdi bir o kadar artmış olan, küçük-büyük arabaların önünde arkasında acayip ışıldaklar hiç bir kurala aldırmaksızın örneğin emniyet şeridini parsellemiş tam gaz gidiyor. Abartmıyorum bunların sayıları da bir hayli fazlalaştı. Feribot sırasındasın "pat" kafadan en öne geçiyor. Şimdiye kadar da hiç bir polis tarafından bunların çevrildiğini görmedim.
En tepedekilerimizin bir yere giderken forslu forslu arabalarla bütün yolların sonuna kadar açıldığı tuhaf uygulama, haliyle aşağılara kadar sirayet etmesi kaçınılmazdır. Halbuki İngiltere'de kraliçenin arabası bile kımızı ışıkta duruyor. Çünkü o da bu toplumun insanı ve topluma saygılı. Balık baştan kokar misali. Biz ne zaman akıllanacağız? Biz nasıl adam olacağız! Elbette insanımızı eğitmekle...
Ulu önder Atatürk "hayatta en hakiki mürşit ilimdir" diyerek bize ta o zamanlarda doğru yolu göstermiş ama biz bugüne baktığımızda yönümüzü ters tarafa çevirdiğimizi görüyoruz. İşte kanıtı: Dünya üniversiteler Temmuz ayı sıralamasında en iyi 500 okul arasına ODTÜ ve İTÜ girmiş. İlk 15-20 sıralamasını kimseye kaptırmayan ABD nin de yer aldığı 20 bin üniversite değerlendirmesinde ODTÜ 275., İTÜ 499. sırada yer almışlar. ABD'nin süper güç olmasında yüksek öğrenimin ne denli önemli olduğu da bir gerçektir.
Şu sıralamada ki yerimizi ben beğenmedim. Laik bir Cumhuriyete sahip olan bu ülkenin çıtası daha yukarılarda olması gerekir. Bu ülkeyi yönetenlerin bu gerçeği görmemezlikten gelip hala ezberci eğitimde ısrar etmeleri çok utanç verici bir durumdur. Gerçek bir dahi ve dünyanın gelmiş geçmiş en büyük lideri olan Mustafa Kemal Atatürk, pozitif eğitimin önemine binaen şöyle diyor: "Gözlerimizi kapayıp, yalnız yaşadığımızı varsayamayız. Ülkemizi bir çember içine alıp dünya ile ilgilenmeksizin yaşayamayız. Tersine gelişmiş, uygarlaşmış bir ulus olarak uygarlık alanının üzerinde yaşayacağız: bu yaşam ancak bilim ve fenle olur. Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için bağ ve koşul yoktur."
Bazı olumsuzlukların düzelmesi için aklımızı başımıza alıp, çağdaş yaşamın gereğini yerine getirmek için modern eğitim çizgisini çok iyi yakalamalıyız. Yoksa yarın ektiğimizi biçerken kara kara düşünmenin hiç bir yararı olmaz!...