Siz değil miydiniz?
Demokrasi havarisi olan.
Özgürlükten, barıştan dem vuran.
Hani halkların kardeşliği olacaktı?
Hani analar ağlamayacaktı?
Hani ne oldu sahi?
Sizin kuzu postuna bürünmüş bir hainsiniz.
Siz anaların gözyaşından beslenen,
Bu memleketin evladlarının kanını emen nekrofilisiniz.
Çünkü siz ölümden, kandan beslenen midesiz haysiyat "sizsiniz"
Hani dilinizle şarkı söyleyemiyordunuz?
Hani istediğiniz adı koyamıyordunuz?
Televizyon kanalınız yoktu?
Siz dışlanıyor dunuz?
Size hizmet gitmiyordu?
Okullar üniversitelerde kürsüler istiyordunuz?

HEPSİ YALANMIŞ

Siz sırtını eş başkanınızın dediği gibi teröre elinizi kana bulamışsınız.
Düşüne biliyor musunuz?
Yukarıda zikrettiğim tüm olgular gerçekleşmişken daha ne istiyorsunuz anlamadım.
Haksızlıksa bu ülkede her devirde bir diğerine haksızlıklar hukuksuzluklar uygulanmış.
İlk siz değilsiniz.
Sizin derdiniz nedir?
Bu ülkede size yüzde on üç oy verildi.
Kan aksın diye mi?
Şimdi insanlar ellerim kırılsaydıda vermeseydim diyordur eminim.
Yazık sizin derdiniz belli .
Ayrılıkçı başka başka emeller peşindesiniz,
Başarırmısınız zannetmem ama bildiğim bir şey var ki şeref kelimesini siz ağzınıza alabilmeniz için kırk hamamda yıkanmalısınız.

TÜM ŞEHİTLERİMİZE

Bırakıp gitmek var mıydı kavlimizde be dostum. Kahpe kurşunlara yenik düşmek var mıydı? Yeminimiz birlikte mücadele etmek için değil miydi?
Yeminimiz son nefes, son nefer ve son damla kana kadar, Büyük Türkiye’ye kadar mücadele etmek için değil miydi? Şerefini üç kuruşa satan bayrak düşmanlarına hadlerini birlikte bildirmeyecek miydik?
Biliyorum ‘ki şuan benimlesin, benliğini hissedebiliyorum. Hem de tüm hücrelerimle. Ve biliyorum ki, duyuyorsun beni.. Öyle ise kulak ver dudaklarımdan fütursuzca dökülenlere:
“Senin başucunda taş, benim gözümde yaş…
Sen borcunu ödedin, sıra bende arkadaş…”
Sesimi duymak istemeyen hainler. İnsanlıktan nasipsiz insan hakları havarileri, bayrağa sarılı tabutların ardı sıra timsah gözyaşı döken fikir fukaraları açın kulaklarınızı dinleyin.
Loş ışıklı meyhanelerde geyik muhabbeti yapmayı, entelektüellik zanneden salon aydınları, koca bir nesli uyutan, uyuşturan kravatlı haysiyetsizler siz de dinleyin.
VATAN YOLUNA BAŞ KOYMUŞ, BAYRAK SEVGİSİNİ İPLİK İPLİK HÜCRELERİNE DOKUMUŞ CAN DOSTUM.
Hitabım sana ve sizinle birlikte tüm sahiplenenlere.. . Vakit gecenin bir yarısı. Âlem kim bilir kaçıncı uykuda?
Oysa benim çarmıha gerili gözbebeklerime uyku öylesine uzak ki. Yüreğimde ordular at sürmekte, fırtınalar kopmakta. Sensizlik bileklerimde demir bilezik. Hıçkırıklar boğazımda dokuz düğüm. Kemirir ruhumu hicranlar bölüm bölüm…
Olmuyor dost… Olmuyor... Beceremiyorum uyumayı. O kahpe kızıl kurşunların hedefi olup, alkanlara boyandığın günden beri, şu riyakârlıklarla dolu dünyaya kapatamıyorum gözlerimi bir türlü…
Çünkü sen geliyorsan aklıma. Ve ne zaman aklıma gelsen, kırkikindi yağmurları misali uzunca bir sağanak boşalıyor gözlerimden.
Ortalık baharda yeşeren sümbüller misali, misk-i anber gibi şehadet şerbeti kokuyor.
Şehidim, önümüz bahar, çiçekler açacak, kuşlar ötüşmeye başlayacak. Rahmet gibi yağmurlar yağacak
ya işte yağmurdan sonra o toprak kokusu seni hissettiriyor bana her seferinde, toprağa ellediğimde senin sıcaklığını hissediyorum, top sesleri, mermi sesleri, Allah Allah nidaları yankılanıyor kulağımda, o mahşeri muharebe canlanıyor gözümün önünde. Her şeyde sen varsın. Minarelerden okunan ezanda, dillerdeki Fatihalarda, âmin dediğimiz dualarda, şanla dalgalanan ay yıldızlı bayrağımda sen varsın.
Bir yanda doğumlar… Bir yanda düğünler…Bir yanda şehitler..
Ölü değildir onlar, diridirler…
Ey şanlı şehitler, anneleriniz sizleri şehit olasınız diye doğurmadı elbette. Ama kaderde şehit olmak varmış, ne mutlu sizlere…
Sizler böyle yüce bir makama ulaşırken, sizleri şehit edenler utansın. Sizlere kıyabilenler utansın.
Gencecik bedenlerinizi kana bulayanlar, anne-babanıza evlat acısı yaşatanlar, eşlerinizi dul, çocuklarınızı babasız bırakanlar utansın.
Ama sizler öyle şanslı askerlersiniz ki, milyonların gönlündesiniz...
Bu millet öyle vefalı ki, tüm dualar sizler için dökülüyor cümle dudaklardan…
Ey şanlı askerler, kanınızı dökenler Rabbime havale.. Sizler ise, Rabbime emanetsiniz…
Gözünüz arkada kalmasın, dökülen hiçbir kandamlası karşılıksız kalmaz!
Ya bu dünyada ya da ahirette. Elbet bir gün her kan damlasının cezası görülecektir!
Ve siz üzerinizde o yüce kanlarınız olduğu halde yeniden dirildiğiniz gün, her bir damlanın hesabını bir bir alacaksınız!
Rabbim evlerinize düşen acıyı hafifletsin, ailelerinize sabırlar versin…
Siz ey gencecik şehitler, mekânınız cennet olsun…
“EĞİL FAKAT KIRILMA DİYEN ŞARLATANLARA GÜLEYİM…
NAMUSSUZ YAŞAMAKTANSA BIRAK ŞEREFİMLE ÖLEYİM.
BU MİLLETİ İLELEBET YAŞATMAK TEK ÜLKÜM.
VUR!.. VUR BANA DÜNYA… ÇÜNKÜ BEN TÜRK'ÜM...