Sahi, hayatın anlamı nedir? Her Pazartesi’nin ruhsal bir işkence gibi geldiği, her Cuma’nın dinsel çağrışımlarının ötesinde, zihnimizde iş bitimine binaen kutsal bir gün ilan edildiği hayatımızda, bu küçük mutlulukların ötesinde, gerçekten de; “hayatın anlamı nedir?” Diye sorarken bazen bir yol gösterici ararız. Bir yol gösteren olmak güzel ama o kadar da sorumluluk isteyen bir iştir. Ben size hayatın anlamı hakkında kısaca şöyle diyorum:

Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı... Bulduğu hiç bir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş. Ama aldığı cevaplarda ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş. 

Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor tabi ki. Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona: 

Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir Bilge yaşar! 

İstersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir,” demişler. 

Çok zorlu bir yolculuk sonunda Bilge’nin yaşadığı eve ulaşmış adam... Kapıdan içeri girmiş ve Bilge’ye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş. 

Bilge sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş. Adam kabul etmiş. 

Bilge adamın eline bir kaşık vermiş ve içinde silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş.  Şimdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel; yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin. Adam gözü kaşıkta bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış evet demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?  

Adam şaşkın. Ama demiş, ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki... 

Bilge; şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş. Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzellikler büyülemiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü. Geri geldiğinde Bilge; adama bahçe nasıldı diye sormuş. Adam, gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış. Bilge gülümsemiş ama kaşıkta hiç yağ kalmamış demiş ve eklemiş:  “Hayat senin bakışınla anlam kazanır ya sadece bir noktayı görürsün hayatın akıp gider sen farkına varmazsın. Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın akıp giden zaman anlamı kazanır.”

Kısacası: Hayatın anlamını bilmek demek etrafında olan biten her şeyin farkında olup hayatı zevkle yaşamak ve de bu yaşadığın güzellikleri çevrene yansıtmak demektir! Hayatın anlamı, anneni, babanın değerini bilmektir! Hayatın anlamı; çocuklarının değerini bilmektir! Hayatın anlamı; dostlarının değerini bilmektir! Hayatın anlamı, yaşadığın çevrenin değerini bilmektir! Hayatın anlamı yaşadığın vatanın değerini bilmektir! Hayatın anlamı, kendi kişiliğinin değerini bilmektir! Hayatın anlamı; seni yaratan Allah’a şükür etmesini bilmektir! Hayatı anlamını bilmek demek zahmetlere ve zorluklara katlanmasını bilmek yani sabırlı ve metanetli olmak demektir! İşte bütün bunların değerini bilmek demek bu kutsal kavramların ne anlama geldiğini öğrenmek demektir! 

Sonuç; Platon’a göre; bilginin insanı erdeme ulaştıran en önemli araç olduğuna inanıyordu. O yüzden Platon’a göre, hayatın anlamının  “daha çok öğrenmektir.” . 

İslâm’ın yüce Peygamberi Hazreti Muhammed(A.S.) hayatın anlamını ve öğrenmenin ne demek olduğunu en güzel şekilde şöyle özetlemiştir:  “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.” Ve; “İlim Çin’de(Çin Arabistan’a uzak bir yerdir) olsa bile öğreniniz.”