Güzel görünmek isterken, komik duruma düşmek, şıklıkla lüksü karıştırmak, mekâna ve yaşa uygun kıyafet seçememek biz kadınların en büyük korkusudur. Küçük dokunuşlarla şık ve alımlı olabiliriz aslında, öyle değil mi? Şık bir partiye salaş bir kıyafetle, bir sokak yürüyüşüne abiye kıyafetiyle katılabilir miyiz ki?

Renk uyumu konusunda da takıntılı olabilirsiniz. Eğer benim gibi renk uyumunu tutturamasanız da boş verin, renkli giyinmeyi severim deyip geçin. Zaten modacılar renk uyumunun çok demode olduğunu söylüyor. Geçen gün magazin programında duymuştum da

Bu aralar taytlar da çok moda değil mi? Hatta deri ve parlak olanlar uzun tunik ve topuklu çizmelerle nasıl da güzel duruyor. Sahi bir de şu düşük bel pantolonlar var. Moda ama yanlarımdan yağlar, bir de göbeğim pantolondan fırlıyorsa asla modayı takip edenlerden olamam, bedenimi daha bir kötü gösterir :( Sahi bir de bakımsız ayaklara, çokta şık olsa bile açık ayakkabı giyilmemeli

Bazen de erkeklerden şöyle sorularda gelebiliyor? Kadınlar kim için giyiniyorlar? Tabi ki bizim için derler, çok biliyorlar J Ne kadar saçma bir soru değil mi? Tabi ki kendimiz için giyiniyoruz. Giyiniyoruz, tabi ki en azından çoğumuz.

Her yeni başlayan günün aslında bir parti olduğunu ve ona göre giyinmemiz gerektiğini düşünün. Topuklu ayakkabılar, ışıltılı elbiseler, takım elbiseler giymek zorunda değiliz ama her zaman da karşımıza çıkacak tesadüflere hazırlıklı olmakta gerek var. Örneğin benim yaptığımı da yapmayın. Her gün şık giyinen ben, gündüz 11’de uyanıp kahvaltı malzemesi almak için markete saç baş dağınık üstünde Mickey Mouse’lu kırmızı bir eşofmanla, ayağında terlikler ile de gitmeyin. Aman ha hayat tesadüflerle doludur! Sonra benim gibi utanıp yerin dibine girebilirsiniz de.

O vakit dışarı çıktığımız an hayatın bir parti olduğunu unutmadığımız gibi, her perşembe yazılarımı da okumayı unutmuyoruz değil mi Sevgili Dostlarım

Sevgilerimle, Hoşça kalın...