Büyük bir heyecanla şoför mahallinde gözlerim kapalı oturduğum koltuğa dik bir vaziyette yaslanmış, kollarım paralel ve omuz hizamda, deri kaplı fakat havanın sıcağından kızgınlaşan, avuç içlerimin yanmasını bile umursamadan sımsıkı kavradığım, yeni almış olduğum otomobilimin direksiyonunu kendimden geçmiş bir şekilde hayal dünyamdayken, kapalı olan pencereye vuran bir anahtar tıklaması ile kendime gelmiştim. Otomatik açılan pencerenin düğmesine bastığımda, pencerenin açılması bile beni çok heyecanlandırıyordu. Dışarıda beni bekleyen satış memuresi, elindeki satış işlemleri evrakları olan bir takım kağıtları uzatarak, imzalamam gerektiğini ve imza işi bitince otomobili teslim alabileceğimi söylüyordu. Otomobilden inmeden, imza işlemini oturduğum yerden halledip, memurenin anahtarları uzatıp "Hayırlı Olsun." demesi ile dünyalar benim olmuştu. Eve doğru yola koyulmadan önce, otomobilin bana göre olan tüm ayarlarını yapmış ve anahtarı çalıştırmak için kontağa sokmuştum. Bulunduğum yerden eve gitmek otuz dakika kadar sürse de ben yolu biraz daha uzatıp otomobilimin keyfini sürmek istiyordum. Dışarının kavurucu sıcaklığını otomobilin kliması bana hiç hissettirmiyordu. Otomobilin içi serin, yeni olduğu belli olan kokusu ve radyoda devamlı dinlediğim frekansta duyulan soft caz müzik eşliğinde evin yolunu tutmuştum. Yolu uzatıp, otomobili biraz daha kullanmak için girdiğim yolda çok fazla aracın olmaması da bir hayli hoşuma gitmişti. Hızımı biraz daha arttırıp otomobilimi tanımaya çalışıyordum. Yolda ilerlerken güneşin batışı da sanki bana eşlik ediyordu. Hava kararmadan evde olmak ve yeni almış olduğum otomobilimi aileme göstermek istiyordum. Evdekilerin haberi olmadan aldığım bu otomobili görünce ne yapacaklarını çok merak ediyordum. Hızlanmaya başladığımı fark etmiyor, yolun boş olması özgür hareket etmemi de sağlıyordu.

Yan koltuğa koyduğum çantamdan gelen telefon sesiylehızımı biraz düşürmüş ve telefona ulaşmak için, bir elim direksiyonda diğer elim çantamın içinde telefonu bulmaya çalışıyordum. Çantada çalan telefon o kadar ısrarcıydı ki beni telaşlandırıyor ve çantanın içinde bulamamak beni kızdırıyordu. Otomobili yavaşça durdurup, susmak bilmeyen telefonu bulmak en mantıklısı diye düşünüp, düşüncemi de uygulamıştım. Nihayet ısrarla çalan telefona baktığımda arayanın annem olduğunu da görebiliyordum. Telefonu açtığımda annemin  sinirli ve kızgın sesi "Nerede kaldın ?Umarım geç kalmazsın. Hepimiz aylardır bu günü bekliyoruz." demesi, beni çok şaşırtmış ve bu akşamın ne gibi bir özelliği olduğu düşüncesi sarmıştı. Sadece anneme hissettirmemek için "Yoldayım, birazdan evde olacağım" diyerek sakinleşmesini sağlamış ve telefonu düşünceli bir şekilde kapatmıştım. Otomobilden indim, kızgın güneşin kaybolmasıyla azalan hava sıcaklığı çok iyi gelmiş ve bu akşamın ne gibi bir özelliği olduğunu düşünmek için kendime beş -on dakika zaman ayırmak istemiştim. Sigaramı yaktım ve yıllardır sahip olmak istediğim otomobilimi keyifle izlemek için iki- üç adım geriye çekildim. Bu keyif dolu anları yaşarken birden bu akşamın ne gibi bir özelliği olduğu beynimde bir şimşek gibi çakmıştı. Acele ile sigaramı fırlatıp,otomobile kendimi nasıl attığımı anlamadan, eve bir an önce gitmek için hızımı arttırdım. Yolun boş olması sanki bana yardım ediyormuş gibi daha da hızlanmamı sağlıyordu.Aylardır hayalini kurduğum otomobile sahip olmak isteği,bana her şeyi unutturmuştu.

Uzun bir tedavi süreci geçiren eşim, evliliğimizin dördüncü senesinde hamile kalmış, tehlikeli bir ameliyattan sonra geçen yıl bugün oğlumuz doğmuştu. Otomobilimin heyecanı bana biricik oğlumun doğum günü kutlamasını bile unutturmuştu. Tam kendime kızarken çantama koymadığım telefon tekrar çalıyor ve arayanın karım olduğunu görüyordum. Açtım ve bana bugün işyerine gönderdiği siparişlerin hazır olup olmadığını sorduğunda donup kalmıştım. Ne diyeceğimi bilemiyor ve bu gün işyerinde olmadığımı açıklamak da istemiyordum. Oğlumun birinci doğum günü partisi için beklenen tüm misafirler gelmiş ve beni beklediklerini söyleyen karımın kızgın ses tonu bana bir an önce yanlarında olmam gerektiği işaretini veriyordu. Konuşmamız bittikten sonra hızlı bir şekilde düşünüyor ve gaz pedalına biraz daha yükleniyordum. Tekrar iş yerine dönüp karımın göndermiş olduğu sipariş listesini bulmak bile geçiyordu aklımdan. Bunun için vakit yoktu fakat benim bir şeyler yapmam gerekiyordu. Oğluma bir hediye bile almamış öylece eve doğru gidiyordum.

Son model otomobilimle hızlandığımı fark edip, içimden trafik cezası yememek içinde dua ediyordum. Eve çok yaklaşmış ve ne yapacağımı hala bilemiyordum. Evin yakınlarındaki büyük marketin ışıklarını görmek, biraz beni rahatlatmış, hemen markete girmeye karar vermiştim. Marketin otoparkında tek tük duran araçlara fazla yaklaşmadan park edip doğruca markete girmiştim. Ne alacağımı bilmeden elimdeki market sepetine parti ile ilgili tüm aksesuarları dolduruyordum. Reyonun bir bölümünde gördüğüm bir aksesuar tekrar beynimde şimşekler çakmasınasebep olmuştu. Heyecan ve sevinçle "Evveeeeet!" çığlığım marketteki insanları korkutup, endişelendirmişti. Kasa sırası olmadığından ödememi yapıp hızlı bir şekilde marketi terk etmiştim.

Kendime bir çekidüzen verdikten sonra evin ziline basmış ve kapının açılmasını bekliyordum. Dışarıdan evin bir hayli kalabalık olduğunu duyabiliyordum. Ay parçası karım kapıyı açmıştı; sinirli, kızgın ifadesini yumuşatmak için hemen boynuna sarılmıştım. Eve geldiğimi gören tüm misafirler benide oğlumun doğum günü için tebrik etmeyi ihmal etmemişlerdi. Çok kalabalık ve gürültülü olan ortamı bir şekilde susturup bugünün önemini anlatan kısa konuşmamdan sonra, ceketimin iç cebinden çıkardığım minik kutuyu karıma uzatırken " Bu hediye senin için, çünkü sen bana, bize oğlumuzu verdin" derken karımda kutuyu açtığında gözlerine inanamamış ve boynuma sevinç çığlıklarıyla sarılmıştı.

Karıma bugün kendim için satın aldığım ve hep hayalini kurduğum otomobili hediye etmiştim.

Karım yıllarca bu otomobili kullandı. Gözü gibi baktığı bu otomobil hala yeni gibiydi. Üniversite sınavlarına hazırlanan oğlumuz bazen annesinden otomobili istese de hep olumsuz cevapla geri dönerdi.