Çocuklarınıza nasıl bir gelecek bırakmak istersiniz?
Hiçbir canlı gibi çocukların da doğduğu  yeri, dinini, dilini, anne ve babasını geçme hakkı yoktur. O yüzdendir ki, hiçbir çocuk da ötekileştirilemez. 
Bizler bilinçli ebeveynler olarak, çocuklarımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlamak için bütün gayret ve çabamızı harcıyoruz. Elimizde bulunan imkânların kapısını onlar için sonuna kadar açarken, ülkesine ve insanlara hayırlı evlatlar olmaları tek duamız. 
Onların gelecekte refah ve kaliteli bir ömür sürebilmeleri için neredeyse yapamayacağımız yoktur. Evlat sahibi olduktan sonra neredeyse kalan ömrümüzü onlar için yaşarız. 
Zarar görmemeleri için fedakârlık yapmaktan asla kaçınmayız, bazen dozunu ayarlayamaz nerede yanlış yaptığımız konusunda kendimizi yargılarız.
Yazımın başında yazdığım gibi doğarken seçme şansımız olmuyor. 
Günümüzde birçok aile çocuk sahibi olabilmek adına her şeyini feda etmekten çekinmezken, kendi evladına gözünü kırpmadan kıyanların sayısının da az olmadığını biliyoruz. 
Küçük yaşta çalıştırılarak sırtından para kazanılan, henüz erken yaşta hayatın acısızlığı içine atılan, çıkar amaçlı kullanılan çocukların sayısı da her geçen gün daha fazla artmakta. 
Henüz aklı baliğ olmadığı için suç teşkil edecek davranışlara ön saflarda yer verilen yine bizim çocuklarımız. Cadde ortasına canını hiçe sayarak arabaların önüne atlarcasına yolumuzu kesenlerde, eline tutuşturulan silah ile suç işletilen de yine bu çocuklarımız. 
Evlatlarımızın geleceğini, kendi geçmişimiz ve geleceğimize, kendimize bakarak da görmemiz mümkün. 
Bizler nasıl her geçen gün büyüklerimize benziyor isek, gün gelecek evlatlarımız da bizler gibi aynı tavırlar içine giriyor olacaklar, istemeseler dahi bizler gibi olacaklar çünkü bizlerden gördüklerini bir sonraki kuşaklara aktaracaklar.
Çocuklarımız; geçmiş ve gelecek arasında kurulan bir köprüdür, onları her türlü istismardan korumak yetişkinlerin görevidir.
Geçmişte ve günümüzde sosyal davranış biçimleri farklı olsa bile, bizlere kazandırılan sevgi, merhamet ve vicdani duyguların aynısını gelecek kuşaklara taşıdığımız gibi evlatlarımız da kendi evlatlarına aşılayacaklarından hiç kuşkumuz olmaz. 
Her insan içinde sevgi tohumu ekili olarak doğar, bazıları sulayıp büyütürken, bazıları da kurutur. 
Sulayıp büyütmek ise biz büyüklere düşer. İçimizdeki iyi ve kötüyü, çirkin ve güzeli şekillendirip gün yüzüne çıkarmak ise biz büyüklerin asli görevidir. 
Bu dünya çocukların, yarınlarımız çocukların, bir çocuğu eğitmek o ülkenin kaderini belirler!
Geleceğin teminatı olan çocuklarımıza, yarının gözüyle bakalım ki geleceğimiz aydınlık olsun.
Gelecekte bırakmak istediğimiz yer katillerin, hırsızların, kol gezdiği bir dünya mı? Yoksa barış ve sevginin egemen olduğu bir toplum mu?
Şimdi soruyorum sizlere; Çocuklarınıza nasıl bir gelecek bırakmak istersiniz?
Bu vesile ile herkesin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlar, çocuklarımızın gözlerindeki ışığın hiç sönmeden parlamasını dilerim.
Sevgi ile kalın.