Bugün; 30 KASIM 2015 Pazartesi Ay boşlukta olarak güne başladık.Gece yarısı saat 02:48 itibari ile Ay Aslan burcuna geçecek.

Ay Aslan burcundayken, olan dönem, kendimizi kimliğimizi ortaya koyduğumuz zamandır.

Ay Aslan’dayken organizasyon ve yönetme becerimizle dikkatleri üzerimize çekeriz… Bugünlerde her şeyi açıkça ortaya koyarız. Gizli saklı olaylar Aslan burcunun alanı değildir. Bu nedenle bu günler skandallar günleridir de…

Bugünlerde yaptığımız şeylere onay almak isteriz… Yaptığımız olaylarla takdir görmediğimiz zaman rahatsız oluruz…

ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETLERİ:

Gece yarısı saat 02:15 itibari ile Güneş’in Satürn ile kavuşumu ile konsantre olabileceğimiz zamandır. Bu açının etkisi ile sorumluluk alır ve ciddiyet kazanırız. Sorumluluğunu aldığımız her işi başarılı bir şekilde organize eder ve yönetiriz…

AYIN AÇILARINA BAKARSAK:

Öğleden sonra saat 16:47 itibari ile Ay’ın Satürn ile 120 derecelik açısı altında disiplin içinde çalışırız. Öğrenmek ezberlemek için oldukça uygun bir zaman dilimidir.

Bu açıyı takiben saat 17:54 itibari ile Ay’ın Güneş ile 120 derecelik açısının altında. Eril ve dişil enerjinin birbirine destek verdiği saatlerdir.

Otoriteden destek görebileceğimiz zaman dilimidir.

Akşam üzeri saat 22:46’de Ay’ın Mars ile 60 derecelik açısının altında cesaret ile bazı beklettiğimiz işleri harekete geçirebilir start verebiliriz.

Sonunu düşünmeden bir işi başlatmamakta fayda var. Heyecanla başladığımız işleri yarım bırakma riskimiz de var…


***


Farkındalık ve mucize
Demek ki, tesadüfe inanmak farkında olmamak demektir.

Her olayın hiçbir amaca dayanmadan öylesine tesadüfen oluştuğuna inananlar olaylar arasında ilişki olduğunu göremezler.

Oysa ki evrende hiçbir olay tümüyle tesadüf eseri ortaya çıkmaz.

Ancak bunun şuuruna varmak gerekir. İşte tesadüflerin ardındaki asıl nedenleri görebilenler farkındalık sahibi kişilerdir. 

Farkında olan insan için yaşam mucize doludur. Mucizelerin farkına varmak da hem coşku hem de tevazu yaratır.
Evrenin kendisi bir mucizedir. Sonsuz büyük ve sonsuz uzak mesafelerin varlığından yeni yeni haberdar oluyoruz.

Bu sonsuzluk içinde dünyamız o kadar ufak ve anlamsız kalıyor ki bizim bu küçücük dünyada yaşamamız bir mucizedir.

Bu mucizenin farkına varmak da insanı mütevazı yapar. Şu koskoca, uçsuz bucaksız, evrende biz neyiz ki? Kendimizi önemli görmemiz için hiçbir neden yok.

Ama bizim var olmamız da bir mucize. İnsan vücudu öylesine mükemmel bir sistem ki hayran kalmamak mümkün değil.

Bu mucize karşısında da tesadüflerin bulunmadığını görmek, yani insanın da bir küçük evren olduğunun farkındalığına ulaşmak gerekir.

Mikro ve makro düzeydeki farkındalığımızın artması, işleyişin mükemmelliği karşısında tevazu sahibi olmayı kolaylaştırır.

Gerçeğin şaşırtıcı ve yeni bir görünümüne ulaşmak isteyen herkes I. H. Huxley'in şu sözlerine kulak vermelidir:"Olgunun karşısına ufak bir çocuk gibi oturun ve daha önce edinmiş olduğunuz tüm kavramları unutmaya çalışın.

Doğa sizi hangi uçuruma, her nereye yöneltirse yöneltsin, onu alçakgönüllülükle izleyin, yoksa hiçbir şey öğrenemezsiniz."

Kuantum fiziği parçaların davranışlarının gerçekte bütün tarafından örgütlenmekte olduğuna işaret ediyor.

Kuantum potansiyelinin daha da şaşırtıcı başka bir özelliği, yer kaplama kavramı konusunda düşündürdükleridir.

Günlük yaşam düzeyimizde nesnelerin belirgin yerleri vardır, ancak kuantum altı düzeyde yer kaplama olgusu ortadan kalkmaktadır.
Uzaydaki herhangi bir nokta, diğer noktaların tümüyle eşitlenmektedir.

Bu yüzden de herhangi bir şeyin diğer bir şeyden ayrı olduğunu söylemenin bir anlamı yoktur. Fizikçiler bu özelliğe mekansızlık adını veriyorlar.

Doğrusu bu noktada bir araştırmacı olarak okült bilgilerin"Zamanın ve Mekanın Efendileri" adını verdikleri varlıkların, kuantum potansiyelini doğru kullanmayı bilen varlıklar olup olmadıklarıyla ilgili bir soru geliveriyor insanın aklına…

Kuantum potansiyeli uzayın her yanını kapsar ve tüm parçacıklar birbirleriyle mekansızlık içinde karşılıklı bağlantı içindedir.

David Bohm'un geliştirmekte oluğu gerçeklik imgesi, uzay boşluğunda hareket eden birbirlerinden ayrı atom altı parçacıklardan oluşmuyordu, tam tersine her şey bölünmez bir ağın parçalarıydı ve içinde hareket eden madde kadar gerçek ve zengin süreçlerle dolu bir uzay tarafından içerilmekteydi.
Maddenin içine dalındıkça, düzen kavramının içinde de farklı dereceler bulunulduğu fark edildi.

Bazı şeyler diğerlerinden daha düzenliydi, bu da evrendeki düzen hiyerarşisinin bir sonu olmaması yüzündendi.

Belki onlarınki öylesine "sonsuz yükseklikte" bir düzendi ki, bize rasgele gibi görünüyordu. Bu tip bilgilerle ilgilenirken evren hakkındaki bilgilerimizi yeniden gözden geçirmekte yarar vardır. Sözcük olarak yan yana kullanılması çok kolay  bu beş harfin içerdiği derinlik ve anlam iyi bir araştırmacıya haddini bildirmek için her zaman yeterlidir.



Kaynak: Kuantum Bilgeliği ve Tasavvuf-Doç. Dr. Haluk Berkmen


Sağlıkla