Bugün; 1 EYLÜL 2015 SALI Mars gününde Ay Koç burcunda hareket ediyor. Ay Koç burcundayken, bir çocuk gibi her şeye yeniden başlama isteği ve enerjisi ile dolarız. Neşeli ve meraklı bir şekilde her şeye ilgi duyar merakımızı gideririz.
Çoğu zaman yine bir çocuk saflığında sonu düşünülmeden de yapılan hareketler çoğu zaman koç burcu enerjisidir. 
Öğleden önce Ay Boğa burcuna geçene kadar boşlukta ilerleyecek…
Ay’ın boşlukta olduğu saatlerde herhangi  yeni  bir iş başlatmamanız yerinde olacaktır..
Ay boşlukta iken enerjiler yoğun ve kontrolsüz olacağından sonuçları kontrol edemez ve muhtemelen üzülürsünüz. Bu nedenle; bu süreçte olayları akışına bırakmak en doğru hareket olur…
 ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETLERİ:
Sabah saatlerinde saat 06:37 itibari ile  Güneş’in  Neptün ile kuracağı 180 derecelik açı altında;  Kimlik bunalımı oluşabilir. 
Sınırlar kalkar dolayısı ile, soyut olan ruhani kimlik ile egonun çatışması söz konusu olabilir.
Zehirlenme yaşanabilir bugün dikkat etmekte fayda var.
Alkol alımı içinde pek uygun bir gün değildir.
Bugün sularla ilgili iş yapanların da ekstra dikkatli olmaları yerinde olur, çünkü sularla ilgili sorunlar özellikle “otorite” kişiye sorun yaratabilir.
Kalbe dikkat etmek gerekir. 
Bugün akışta kalmakta da zorlanabilirsiniz. Ruhani ve mistik konular da rahatsızlık verebilir.
AYIN AÇILARINA BAKARSAK:
Gün içinde Ay’ın oldukça önemli açıları tek tek gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bu da değişken bir duygu hali içinde olacağımızı gün içinde sık sık farklı duygu durumları yaşanacağını anlatmakta.
Sabah saatlerinde  saat 08:03 itibari ile  Venüs’ün  Mars ile kesinleşen 0 derecelik açısı altında;  Aşk kapıyı çalabilir. Cinsel çekim bu açının altında artar. Bu nedenle yaşananın aşk olduğu konusunda eğer bir Neptün kontağı yoksa aşk olma ihtimali de düşük olabilir.
Bu kavuşum ile bugün finans piyasalarında da hareketlilik görülebilir. Bazı yatırımlar için girişim yapılmak istenebilir. Ancak hatırlatıyorum Venüs henüz retro durumdadır. Eylül’ün ilk haftasının bitmesini beklemeniz sonradan farklı düşünebileceğinizden, beklenmesi daha doğru olan bir süreç olacaktır.
 Bu açıdan yarım saat sonra; saat 08:32 itibari ile bu sefer Ay Pluto ile 90 derecelik açı kuracak.
Bu açı altında güçlü duygular ve derin sezgiler devrede olup. Duygusal manipülasyon yaşanabilir. Hırs ve kıskançlık duyguları tetiklenebilir.
Bu açıyı eğer araştırma, dedektiflik veya bilim araştırmalarına yönlendirirsek olumlu bir şekilde değerlendirmiş oluruz. Aksi durumda şiddete meyil veren bir açıdır. Dikkat.
Pluto köklü değişimleri sembolize eder. Bu iki saat içinde ki bu açıyı değerlendirip; duygularınızın kökten değişimini de sağlayabilirsiniz…
Öğle öncesi saat 11:24 itibari ile Ay ile Venüs’ün kurduğu 120 derecelik açı altında;  tolerans ve hoşgörü yükselir. Kadınlardan yana şans artar. 
Ayrıca bu açı finansal yönden de şanslı bir- iki saate dikkat çeker.
Her türlü yaratıcı ve sanatsal faaliyetler için de önemlidir…
 Hemen bu açının peşinden saat 11:36 itibari ile  Ay’ın  Mars ile 120 derselik açısı altında; harekete geçme, hırs kıskançlık açıları devrede olup, aceleci davranışlardan dolayı problemlere dikkat çeker. Bu açıyı olumlu kullanmak için; bir şekilde harekete geçiremediğiniz işleriniz için değerlendirebilirsiniz. İhtiyacınız olan itici güç öğle saatlerinde mevcut. 
Akşamüzeri saat 19:37 itibari ile  Ay ile Uranüs’ün 0 derecelik açısı altında; ani beklenmedik şok edici sürprizler yaşanabilir. Geçmişe ait ani hatırlamalar yaşanabilir.
Yine geçmişte sorun olan konuları ani beklenmedik çözümler bulunabilir. 
Akşam saatlerinde bizi en çok “özgür olma” duygusu saracaktır.
Tek başımıza hareket etmek isteriz. Ve toplumun içinde olmak isteriz yine de. 
Asi ve marjinal davranışlarımızla dikkatleri çekecek saatlerdeyiz..
Bugün sevgi üzerine biraz değinelim, Dünyanın ay’a ay’ın gökyüzüne olan aşkı üzerine sohbet edelim.
Madem bu kainat “sevgi” üzerine dönüyor, o halde bu dönüşe bir parça da biz katkıda bulunalım. 
Ve yüreğimiz ancak, “sevginin” olduğu yerde atsın.
Yüreğinde sevginin ışığı sönmüş insanlardan çarçabuk uzaklaşalım…
Bu nedenle sizinle bugün, netten bu küçük hikayeyi paylaşmak istiyorum.
Sevginin Ay Işığı  
Çok eskiden yeşil bir vadinin içinde bir ırmak kıyısında kurulu bir köy varmış, taa dünyanın öbür ucunda.  
O zamanlar gündüzleri pek güneşli geçermiş, yağmur yağmadıkça; geceleri hep yıldızlı olurmuş, bulutlar olmadıkça, köy sakinleri tarımla uğraşırlarmış, hayvanlar avlarlarmış, uçsuz bucaksız arazilerinden, sularını kaynağı çok uzakta olan, köylerinin içinden geçen, ırmaktan alırlarmış. 
Köyde herkes birbirini sever, sayarmış. 
Köyde bir tek kişinin kalbinde öyle büyük bir sevgi varmış ki,  bütün köyünküne bedelmiş; 
“Dolun’ un”, “Intera'ya olan aşkıymış bu.  Kız Dolun'u bilirmiş te tanımazmış yakından. 
Dolun dayanamamış bir gün gitmiş kızın yanına. 
Sormuş Intera'ya onunla evlenip evlenmeyeceğini. 
Intera demiş ki Doluna: "Evlenirim evlenmeye ama benim isteyenim çoktur, her gelen kişiden aynı şeyi ister benim babam. Ancak babamın bu isteğini yerine getiren benimle evlenir.''
Dolun şaşmış; "Sensin benim kalbimim sahibi" diyerek baslamış sözüne, "Senin dileğin benim için bir emirdir, söyle isteğini hemen yapayım" demiş aşkına. 
Intera demiş ki:"Bir çiçek vardır yaprakları gümüşten tomurcukları elmastan, onu ister babam benle evlenecekten". 
Dolun; "Bekle beni" demiş Intera'ya, "hemen gidip getireyim o çiçeği ama nerededir yeri ? "Intera parmağıyla göstermiş akan ırmağı " 
İşte bu ırmağın kaynağındadır der babam, 
Kırk gün yürümek gerekirmiş oraya varmak için, ama bir giden bir daha gelmedi şimdiye dek. Çünkü oralar büyülüymüş derler, giden geri gelmezmiş, çünkü buralardan çok daha güzelmiş oralar. 
Dolun; "Senden daha güzel ne olabilir ki bu dünyada" demiş Intera'ya. 
"Döneceğim, o çiçekle, döneceğim çünkü seviyorum seni, çünkü sensiz anlamı olmaz benim için o güzelliğin". 
Dolun çıkmış yola sonra.  Kırk gün yürümüş ırmağın yanından. 
Hep ne kadar sevdiğini düşünmüş Intera'yı yol boyunca. 
Tek aklındaki Intera'ymış, tek amacı ise o çiçek. 
Kırkıncı gün kalkmış Dolun sabah erkenden, yüzünü yıkamış ırmaktan, anlamış ki çok yaklaşmış kaynağına ırmağın suyun serinliğinden. 
Devam etmiş yoluna sonra. Biraz sonra varmış kaynağa, bütün yeşilliklerle çevrili bir göl varmış kaynakta, gölün ortasında bir adacık, adacığın üstünde de o çiçek duruyormuş. Anlamış Intera'nın anlattığı çiçek olduğunu güzelliğinden.
Yüzmeye başlamış adaya doğru hemen. 
Adaya çıkınca karşısında bir adam belirmiş Dolun'un. 
Adam Doluna: "Her gülün bir dikeni, koruyucusu, olduğu gibi bende bu çiçeğin koruyucusuyum, eğer almaya geldiysen ben, Salut, izin vermem buna" demiş. 
Dolun şaşkın ve de kararlı bir tonla; "Ben o çiçeği alacağım sonra aşkıma kavuşacağım" demiş 
"Hiç bir şey beni kararımdan çeviremez". 
"O zaman beni biraz dinleyeceksin" demiş Salut;"sana neden koparmaman gerektiğini anlatacağım, eğer hala ikna olmazsan o zaman izin veririm almana".
Dolun ikna olmuş ve çökmüş yoncaların üstüne, başlamış dinlemeye... 
"Eğer bir şeyi çok fazla istersen ve engelin yoksa önünde onu alırsın, hayatta böyledir, insan engelleri aşarsa yaşamına devam edebilir. 
Bu çiçekte sadece yaşam için bir şeyler yapacaksan engelleri kaldırır önünden çünkü onunda bir görevi var, bu çiçek sadece 28 gecede bir açar yapraklarını ve döker parlayan tohumlarını göle, bu sayede buradaki sular yükselir ve ırmaktan taşar gider zamanla. 
Bu ırmak sayesinde yaşar bu doğadaki yeşillikler, insanlar, hayvanlar." demiş Salut. 
Dolun başlamış düşünmeye, eğer çiçeği koparırsa kavuşacaktır sevdiğine ama kuruyacaktır ırmakları bunun yanında. Sonunda çiçeğin başına çöker kalır Dolun. 
Gümüş yapraklarında kendini görür Dolun çiçeğin. Yanında Intera vardır ama niye mutsuzdur ikiside. Aslında kalbindeki tek endişeyi görür Dolun. 
Zaman geçtikçe Dolun'un düşünceleri yoğunlaşır kafasında. 
Mutsuzluğunu düşünür, çiçeksiz Intera'sız bir yaşam düşünür. 
Koparamaz çiceği günlerce. 
Dolun artık yaşamaktan zevk almaz şekilde sadece aşkını düşünerek beklemeye başlar olacakları. 
Bir gece çiçek tohumlarını birakırken göle, bir tomurcuk ta Dolun'un sertleşmiş kalbinin üstüne düşmüş,  aniden Dolun kalbindeki aşkının büyüklüğü kadar kocaman bir taşa dönüşmüş, taş o kadar büyükmüş ki dünyaya sığmamış gökyüzüne yükselmiş ve Dünya'yla dönmeye baslamış. 
Böylece Ay olmuş Dolun'un kalbi Dünya'ya. 
O günden sonra sadece 28 gecede bir göstermiş Dolun kalbinin tüm yüzünü, 
aşkının bütün parıltısını diğerlerine; 
sadece o gecelerde aydınlatmış Dünya'yı, aynı çiçek gibi. 
Sağlıkla...