Bugün 6 TEMMUZ 2015 PAZARTESİ ay bütün gün Balık burcunda hareket ediyor olacak.
Ay Balık burcundayken duygusal ve yardımsever tarafımız tetiklenir.
Herkese fedakarca yardım ederiz ve çoğu zamanda bu huyumuzdan da suistimale uğrarız.

Ay Balık burcunda diğer tüm burçların bilgilerini almış ve artık kendi içinde bu bilgilerle çözülmeye başlamıştır.
Ay Balık’ta iken zihin karışabilir, mistik görünen bazı durumlar yaşanabilir. Her türlü bilgi ve hayat tecrübemizle Ay Balık’ta iken çözülmeye başlar ve kendimizi yeniden doğmak üzere içimize kapatırız.

GÜNÜN ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETİ:


Dabah şafak sökerken saat 06:19 itibari ile  Ay Üçgen Mars açısı ile duygularımızın manipüle edildiği açıdır. Genelde sonu düşünülmeden harekete geçer ve sonuçlardan hoşnut olmadığımız durumlarla karşılaşabiliriz. Çünkü sonunu düşünmek aklımıza bile gelmemiştir. Hemen işe başlamışızdır.
Özellikle eğer trafikte isek bu bir kaza açısıdır. Riskli hareket etme eğilimimiz  artar. Düşüncesiz davranışlardan kaçınmakta fayda vardır.
Gereksiz kahramanlıklar yaptığımızda ya bir yerimizi kırar veya incitiriz.

Sabah saat 09:30 itibari ile  Ay Kavuşum Neptün kavuşumunda sınırlar kalktığından unutulmuş şeyler hatırlanır.  Bu açı ile aynı zamanda soyut dünyadan ilham alınır ve harika yaratıcıklıklar gerçekleştirilebilir. Sanatçılar bu etkiyi kaçırmasınlar..

Akşamüzeri saat 17:04 itibari ile  Ay Üçgen Güneş açısı ile dişil ve eril enerji dengelidir.  Akıl ve duygularımız da dengeli akar.  Ay ve Güneş'in uyumlu açıları altında yeni bir işe başlamak ta olumludur.
Önemli toplantılar ve otoriteden destek alınacak bir zaman dilimi olduğundan, otoriteniz ile görüşmek ve destek almak için uygundur.

Akşamüzeri saat 17:11 itibari ile  Ay Altmışlık Pluto  açısı ile derin duygulara kapılır, hem derinden hisseder hem de olup biteni sezeriz..
Güçlü hisler ve güçlü duygular risk almaya veya şiddete neden olabileceğinden bu enerjinin ezoterik yada yaratıcı bir işle açığa çıkması faydalıdır.

***

Bugünlerde gün yok ki karşıma çıkmıyor. Bazen bir sözü, saatlerce düşünmeme neden oluyor. Ve bir çok zaman bir noktada birleşiyoruz. Evet bugün biraz Mevlana’dan bahsedelim….
2007 yılı doğumunun 800. yılına denk gelen ve bu yüzden UNESCO'nun ilan ettiği Mevlana yılı çerçevesinde gerek ülkemizde, gerekse tüm dünyada adına düzenlenen çeşitli etkinliklerle yoğun bir şekilde anılan büyük gönül insanı Mevlana, başta Mesnevisi olmak üzere eskimez ve benzersiz eserleri ile 8 asırdır insanlara, kendilerini tanımaları, eşsiz potansiyellerini açığa çıkarmaları, hayatlarını değiştirmeleri ve zenginleştirmeleri için kişisel gelişim ve ruhsal büyüme yolculuklarına rehberlik etmektedir.
Mevlana eserlerinde günümüzde kişisel gelişim bağlamında ele alınan birçok konuda güncelliğini hiç yitirmeyen çarpıcı görüş ve düşünceler ileri sürmüştür. Bu yazıda, kişisel gelişimin en popüler konularından düşünce gücü üzerine Mevlana'nın düşüncelerinden hareketle bazı değerlendirmelerimizi paylaşmak isterim. İşte bu konuda Mevlana'nın ölümsüz eseri Mesnevi'den birkaç değerli düşünce incisi:
* "Ey kardeş! Sen ancak bir düşünceden ibaretsin. Ondan başka neyin varsa, kemiktir, ettir.Eğer düşüncen, manevi varlığın gül ise, sen de gül bahçesisin; diken isen küllüğe atılacak odun gibisin."
* "Şu sonsuz, sayısız halka dikkatle bak, hepsi bir düşünceye dalmış, yeryüzünde sel gibi akıp gitmekte."
* "Düşüncelerden sakın. İnsan gönlü ormana benzer; ormanda aslan gibi de, yaban eşeği gibi de düşünceler bulunur."
* "Her gün bir eve nasıl bir misafir gelirse, senin gönül evine de her an bir düşünce, aziz bir misafir gibi gelir, konar."
* "Ey benim canım efendim, sen düşünceyi, fikri bir adam farz et. Çünkü insan, düşünceyle insan sayılır, değerlenir, canlanır."
* "İçimize doğan, bizi rahatsız eden şeytânî düşünceler, hayâller, vesveseler kalbimize batan, görünmez dikenlerdir. Bu dikenler, bir kişiden değil, binlerce kişiden gelip kalbimize batmaktadır."
Ne Düşünürseniz O Olursunuz!
Birçok kişisel gelişim kitabı, "Düşüncenin Gücü", "Olumlu Düşünmenin Gücü", "Olumlu Yaşama", "Büyük Düşünmenin Büyüsü" gibi isimler taşır ya da bu isimle bölümler içerir. Hayattaki her şey, gerçeğe dönüşmeden önce birisinin zihninde bir düşünce, dilek, ümit veya hayal olarak filizlenmiştir.
Düşünceleri gönülde biten bitkiler olarak niteleyen Mevlana, düşüncenin gücünü Mesnevi'de çok güçlü ve açık bir şekilde vurgular:
"Evlere, köşklere bak, bunlar da yapılmadan önce, mühendisin zihninde, düşüncesinde birer masala benzerdi.
Hoşumuza gittiği için seyrettiğimiz, sofası düzgün, tavanı, kapısı uygun bir şekilde yapılmış filan ev, mühendisin zihnindeydi.
Mühendisin zihnindeki o düşünce aletleri hazırladı. Ormanlardan kesilen direkleri getirdi. Böylece ev yapılıp meydana çıktı.
Her sanatın, her hünerin aslı, temeli, mayası, hayalden, düşünceden başka nedir ki?
Önce düşünce vardır. Sonra bu düşünce eyleme dönüşür. Dünyanın kuruluşunu ezelden beri böyle bil.
Meyveler, önce gönül düşüncesinde tohum halindedir. Sonra meyve olarak ortaya çıkar, görünür.
Sen bir işe girişip bir meyve fidanı dikince, sonunda meyvenin meydana gelmesi yolunda ilk harfi okudun, yani ilk adımı attın."
Her düşünce, sonuca götüren bir araçtır. Işık gök gürültüsünden, düşünce de eylemden önce gelir. İkbal'in söyleyişiyle, "Bak tefekkür işe yol gösterir. Şimşek çakar, arkasından gök gürler"
Kafamızın içindeki "sohbet" hakkında bir fikir vermek için söyleyelim. Dakikada 1200 kelimelik bir hızla düşünürüz. Diğer yandan, her gün zihnimizden yaklaşık 60 bin düşünce geçer. Bunların %95'i de bir gün önce düşündüklerimizin aynısıdır.
Zamanınızın büyük bölümünde neyi düşünürseniz, başınıza gelecek olan da odur. Ne düşünüyorsanız o olacağınıza göre, bırakın düş gücünüz aşağıları değil yukarıları seyretsin. Bakın Mevlana herkesi nasıl büyük düşünmeye çağırıyor:"Eğer bir karınca Hz. Süleyman'ın derecesine ulaşmaya çalışırsa, şaşma; onun isteğini hor görme! Sen ondaki himmete, gayrete, cesarete imrenerek bak! Elinde, zenginlik ve yetenek olarak ne varsa, isteyerek, düşünerek elde etmedin mi?

Sağlıkla.