Bugün 2 NİSAN 2015 Perşembe günü boyunca Ay Başak burcunda ilerliyor. 
 Detaylara ve ayrıntılara önem verdiğimiz. Çevremize eleştirisel davrandığımız bir gündeyiz. Genelde kimseyi beğenmez hallerimiz ve eleştrilerimizle kırıcı olabiliriz dikkat. Veya sonuçları sonradan hoş olmayan neticelere neden olabilir..
Başak burcunda Ay kendine hizmet edecektir.
Yani bu süreçte kişi kendine fayda sağlayacak işlere yönelir. Bitki ve botanik konuları ayrıca alternatif tedavi konuları da bu günlerde oldukça önem taşıyacaktır..
Ayrıca bugünlerde Başak burcunun özelliği olan alternatif tedaviler, bitkilerle şifa üzerinde çalışılabilecek günler olarak değerlendirebilirsiniz.
Öğle saatinde Ay Terazi burcuna geçene kadar boşlukta ilerleyecek, saat 12:01 itibari ile.
Ay boşluktayken önemli bir iş başlatmayıp, mevcut başlamış olan işleri yürütmeye bakıyoruz.
Sabahın ilk saatlerinde saat 04:41 itibari ile kesinleşen Ay Üçgen  Pluto açısıyla günü güçlü ve dinamik , karizmatik biraz da gizemli, tutkulu ve hırslı başlıyoruz.
 Duygularımız değiştirecek yönde güçlü enerjiler mevcut.
Yine sabah etkin olacak olan saat 05:50 Venüs Chiron açısı ile yaraların, yaralanmış tarafımızın tedavi edildiği bir süreç olarak görebilirsiniz bu dönemi…
Gün içinde geçmişe yönelik duygularınızda anılar canlanabilir ve  gereksiz bir acı çekme durumu yaşayabilirsiniz.
Ancak öğle saatlerinde  saat 12:00 itibari ile Ay Üçgen Venüs açısı ile ikili ilişkiler olumlu yönde akar. Kadınlardan yana olumlu yönde desteklenebileceğiniz uzlaşmanın olacağı bir zaman dilimidir. Bu saatler ayrıca maddi kazanç bakımından da olumlu enerjilerin olduğu bir zaman dilimidir.
 Önemli iş görüşmelerinizi yapabilir zira olumlu enerjiler destekleyici durumda.
Bu aynı zamanda yine ikili ilişkilerde aşk açısıdır. Olumlu enerjiler ile uyumlu bir zaman dilimi.
Saat 12.00 bu açının kesinleşmesinden sonra Ay boşluğa giriyor…
Dolayısı ile herhangi yeni bir olayı başlatmak yerine akışta kalmak daha isabetli olur…
Öğle sonrasında ise saat  15:20 Merkür'le Satürn'ün uyumlu açıları dikkatli bir zihne ve karar alma sürecine işaret eder.  Fikirlerimiz veya düşüncelerimizi somut hale getirebiliriz. Aklımızda olan bir şiiri yazmak mesela böyle bir olaydır örnek olarak verirsem..
Akşamüzeri saat 20:20 itibari ile Güneş Jüpiter üçgen açısı ile önemli anlaşamalr ve konuşmalar için uygun bir zaman dilimine işaret ediyor. Otoriteden destek görülecek zaman dilimidir.
Bu açı altında kötü bir şey yapılamaz. Vicdan baş roldedir.
Her türlü takım çalışması bu durumda olumlu çalışır. Gruplar arasında anlaşmalar olumlu ilerler. Ve bu açıda “kötülük” barınmaz… İki gün boyunca bu açının etkilerini hissederiz..
Ayrıca kişisel gelişimiz bu dönemde rahat ve akıcı ilerleyebilir. Yabancı kültürleri de inceleyebileceğimiz bir süreç ayrıca olabilir.. Yabancı felsefeleri de okuyabiliriz.
Ancak ben bugün de dünden başlamış olduğumuz bir Mevlana öğretisi olan, Şems’in 40 kuralını tamamlamak üzere kalan 20 kuralını buraya eklemek istiyorum ki, kişisel gelişimimizde sadece yabancı kültürlerle değil, kendi Mevlana felsefemizle de daha önce hiç okumayanları da tanıştırmış olalım. Fakat daha sonra tüm dünya düşünürlerinin sözlerine kulak verip, bu çok değerli sözlerden kişisel gelişimimizde fayda sağlayalım…
Mevlana öğretisi
21. kural: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek,kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
22. kural: Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama bekri aynı namazgaha girdimi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.
23. kural : Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı , kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir , ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadırne tefritte. Sufi daima orta yerde…
24. kural : Madem ki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi, attığı her adımda Allah’ın yeryüzünde ki halifesi olduğunu hatırlayarak , buna yakışır soylulukta hareket etmelidir. İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.
25. kural : Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an da burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.
26. kural :  Kainat yekvücud, tek varlıktır. Herşey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti herkesin yüzünü güldürebilir.
27. kural : Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır, şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin herşey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir.
28. kural : Geçmiş zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz. Sufi daima şu anın hakikatini yaşar.
29. kural : Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten,”ne yapalım, kaderimiz böyle”deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin,ne de hayat karşısında çaresizsin.
30. kural : Hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez.
Sufi kusur görmez kusur örter.
31. kural : Hakk’a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı. Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp… Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız. Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise ,ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.
32. kural : Aranızda ki perdeleri tek tek kaldır ki Allah’a saf bir aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma. Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma. İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama !
33. kural : Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol! Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışında ki biçim değil içinde ki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.
34. kural : Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir. Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir. Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar.
35. kural : Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Allah’a inanmayan kişi ise içinde ki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar gıdım gıdım ilerler kişi. Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.
36. kural :  Hileden,desiseden endişe etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, sana zarar vermek istiyorsa, Allah da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer. O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz. Sen sadece buna inan !
37. kural :Allah kılı kırk yaracak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam zamanında olur. Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç. Her insan için bir aşık olma zamanı vardır; bir de ölmek zamanı.
38. kural : Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım ? Diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa,yazık !
Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.
39. kural : Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz. Her şey yerli yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz.
Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.
40. kural : Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma!Ayrımlar ayrımları doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde.. (netten)
İlk yirmi kural dünkü yazımda vardı, isteyen oradan da okuyabilir..
Sağlıkla