Bugün; 7 KASIM 2015 CUMARTESİ Ay Başak burcunda olarak güne başladık…
Takip eden saatlerde  14:48’de  Ay boşluğa düşecek. Ay boşlukta olunca olayları akışına bırakmak ve müdahele etmeden izlemek daha yerinde bir davranış olacaktır..
Ay saat 16:58’de  Balzamik faza girecek. Olayların kapanma ve bitiş evresinde olacağı anlarda olacağız…  Her şey kapanıp tamamlanacak. Hiç bir olay da açığa çıkmayacaktır…
Akşam üzeri saat 17:15’de Ay Terazi burcuna geçiyor. Ay Terazi burcunda iken “ilişkiler” konusu önem kazanır. “Ben” yerine “biz” dediğimiz günler olarak yaşayacağımız 2,5 günlük bir süreç yaşarız...
Bugünlerde karşımızdakinin hakkına gösterdiğimiz saygı ile sınanırız. Hak ve haksızlıklar, ilişkiler bugünlerde en çok ilgilendiğimiz konular olur.
Uyum, güzellik, estetik, aşk ve partnerimizle kurduğumuz ilişkiler mercek altına alınır..

Öğleden önce saat 10:23 itibari ile  duygulasal beslendiğimiz alan ve içgüdülerimizi anlatan Ay’ın agresif tarafımızı ve bizi harekete geçiren enerjiyi sağlayan  Mars ile kavuşmasıyla cesur davranışlar sergilemek isteriz. Riskli hareketleri eyleme geçiririz. Ancak sonunu düşünmeden yaptığımız davranışlarda sonradan canımızı sıkacak olaylarla karşılaşabiliriz. Bu nedenle bu duruma dikkat etmeliyiz…

Öğleden sonra da saat  14:47’de  duygusal beslendiğimiz alanı anlatan Ay’ın ilişkileri , estetik ve uyumu anlatan  Venüs ile kavuşumu altında ; ikili ilişkilerimizde kurduğumuz kontaklardan duygusal olarak besleniriz… Bu açı altında tolerans yükselir. Dolayısı ile aşkı da destekleyen enerjiler devrededir.

---- 

Bugünkü hikayemiz; bitmeyen ve tükenmeyen gerçek sevgi üzerine bir hikaye. Her okuduğumda gerçek sevginin ne kadar güzel olabileceğini düşünürüm hep.
Kan rengi, kıpkırmızı güllere bayılırdı. 
Zaten onlarla adaştı da. Rose.. Gül.. 
Kocasısın sevgili Rose’u.. 
Her yıl Sevgililer Günü’nü kapının önünde bulduğu enfes fiyonklarla süslü kucak dolusu kırmızı güllerle kutlardı. Hiç aksamadan. 
Hatta, eşini kaybettiği yıl dahi kapısı çalınmış, gülleri kucağına bırakılmıştı..
Tıpkı geçmişte olduğu gibi, küçük bir kartla birlikte.. Her yıl güllere iliştirdiği karta aynı cümleleri yazardı: “Seni geçen sene bugünkünden daha çok seviyorum..

Birden, bunların son gülleri olduğunu düşündü.. Önceden ısmarlamış olmalıydı.. Öleceğini nasıl bilebilirdi?.. 
Zaten her şeyi önceden planlamayı ve yapmayı severdi.. 
Yumurta kapıya gelmeden.. Gülleri özenle içeri taşıdı.. 
Saplarını kesti, vazoya yerleştirdi.. Vazoyu da konsolun üzerine, eşinin kendisine gülümseyen fotoğrafının yanına koydu. Orada kocasının koltuğunda oturup saatlerce gülleri ve fotoğrafı seyretti. Sessizce..
Bitmek bilmeyen bir yıl geçti.. 
Yapayalnız ve hüzün dolu bir yıl.. 
Sonra bir sabah kapı çalındı.. Tıpkı eski günlerde olduğu gibi.. Kırmızı gülleri, üzerinde küçük kartıyla birlikte eşikteydi.. Sevgililer Günü’nü kutluyordu. 
Gülleri içeri aldı. Şaşkınlık içinde doğru telefona gitti. Çiçekçi dükkanını aradı.. Onu bu kadar üzmeye kimin ne hakkı vardı? 
“Biliyorum” dedi, çiçekçi.. “Eşinizi geçen yıl kaybettiniz.. 
Telefon edeceğinizi de biliyordum.. Bugün size yolladığım gülleri çok önceden ısmarlamış, parasını da ödemişti..
 Hep öyle yapardı, zaten.. Hiç sanşa bırakmazdı. 
Dosyamda talimat var. Bu çiçekleri size her yıl yollayacağım. 
Bir de özel kart vardı, kendi el yazısıyla. Bilmeniz gerek diye düşünüyorum.. 
Ölümünden sonra çiçeklere iliştirmemi istediği kart..”
Rose hıçkırıklar arasında teşekkür ederek telefonu kapadı. Parmakları titreyerek zarfı açtı.. “Merhaba sevgilim” diye başlıyordu, kart.. 
“Bir yıldır ayrıyız. Umarım senin için çok zor olmamıştır. Yalnızlığını ve acılarını hissedebiliyorum. 
Giden sen, kalan ben olsaydım neler çekerdim, kim bilir? 
Sevgi paylaşıldığında yaşamın tadına doyum olmuyor. Seni kelimelerle anlatılamayacak kadar çok sevdim. Harika bir eştin.. 
Dostum, sevgilim, benim. Sadece bir yıldır ayrıyız. Kendini bırakma. 
Ağlarken bile mutlu olmanı istiyorum.
Onun için bundan sonraki yıllarda güller hep kapımızda olacak. 
Onları kucağına aldığında paylaştığımız mutluluğu ve kutsandığımızı düşün. 
Seni hep sevdim.. Her zaman da seveceğim. 
Ama yaşamalısın. Devam etmelisin. lütfen.. 
Mutluluğu yeniden yakalamaya çalış. Kolay değil, biliyorum ama bir yolunu bulacağına eminim. 
Güller, senin kapıyı açmadığın güne dek gelmeye devam edecek. 
O gün çiçekçi beş ayrı zamanda gelip kapıyı çalacak, eve dönüp dönmediğini kontrol edecek. Beşinciden sonra emin olarak gülleri ona verdiğim yeni adrese getirip seninle yeniden ve ebediyyen kavuştuğumuz yere bırakacak…”
Sağlıkla