Bugün; 1 ARALIK 2015 Salı günü boyunca Ay Aslan burcunda ileryecek.
Ay Aslan burcundayken; Ay Aslan burcundayken, olan dönem, kendimizi kimliğimizi ortaya koyduğumuz zamandır.
Ay Aslan’dayken organizasyon ve yönetme becerimizle dikkatleri üzerimize çekeriz…  Bugünlerde her şeyi açıkça ortaya koyarız. Gizli saklı olaylar Aslan burcunun alanı değildir. Bu nedenle bu günler skandallar günleridir de…
Bugünlerde yaptığımız şeylere onay almak isteriz… Yaptığımız olaylarla takdir görmediğimiz zaman rahatsız oluruz
Bugünün; ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETLERİ şöyle;
Öğleden sonra saat 15:59 itibari ile 
Merkür’ün  Uranüs ile 120 derecelik açısının  altında; 

-beyin fırtınası yaşanır.
-Elektirik hızında fikirler gelişir
-Orijinal fikirler üretilir.
-Sıradışı sözlerin sarf edildiği dönemdir.
-Ani  gelişen fikirler ve 
-keşifler söz konusu olabilir.
-Farklı konulara kafa yorma. Daha önceden hiç aklınıza gelmedik konularla meşgul olabiliriz.
-Fikirlerden özgürleşme isteği.
- Tek başına marjinal sarf edilen sözler.
-İletişimin gerilmesi
-Şok etkisinde sözler
-Yıldırım fikirler
-Sıra dışı iletişim.
Bu açının keşiflere zemin hazırladığını; özellikle 
Özellikle teknolojik alanda yepyeni bir boyut sağlayacak  keşifler olabilir….
Akşam üzeri saat 18:00 itibari ile  Merkür’ün  Chiron ile 90 derecelik açısının altında sözlerle yara almalar mümkündür.
Yanlış anlamalar mümkündür…
Yanlış anlaşılmaların arttığı bir açı zamanıdır. Bireyler iletişimi rahat sağlayamazlar, sanki bir şeyler eksik kalır. Çok masumane yapılan yorumlar bile kişisel eleştiri olarak algılanıp bu duruma saldırganlık da ekleneceğinden grup ve arkadaşlarla bir arada olmak yerine, bireysel başka aktiviteler tercih edilmelidir. 

AYIN AÇILARINA BAKARSAK:

Sabah saatlerinde 09:39 itibari ile Ay Merkür ile 120 derecelik açısını kuruyor. Bu açının etkisi ile  akıl ile duygularımız arasında uyumlu etki akar. Duygu ile mantık arasında kalınmaz. Bu nedenle isabetli ve doğru kararlar verilir. Zihnimizi kullanarak yapmamız gereken işler için değerlendirebiliriz. Kolay konsantre olup ayrıca öğrenme açısı olarak ta değerlendirebiliriz… Bugünü önemli yazışmalar, duyurular ve anlaşmalar için kullanabilirsiniz…
Bu açının peşinden saat 10:27 itibari ile  Ay Uranüs ile 120 derecelik açısını kuracak. Bu da Uranüs Merkür’ün üst oktavi olduğundan daha ulaşılmaz bilgilere ulaşmaya, zihnimizin uzaysal bilgileri daha kolay kavramasına ve bu nedenle farklı fikirleri kolay fark edilip öğrenilmesine neden olabilecek açıdır.
Bu açı ile sezgisel olarak ta üst bilgi içgüdüsel olarak sizde bir den var olabilir. Birden bazı şeylerin farkında olduğunuzu düşünebilirsiniz..
Gezegensel olarak ta bugün Merkür ile Uranüs’ün daha uzun süreli bu olumlu açıyı sağlayacak olması önem bazı keşiflerin yapılabileceği bir döneme işaret eder. Ancak gün içinde sürpriz hızlı gelişen ve beklenmedik sonuçlar doğuran olaylar olarak gelişebilir…
***   
Bugün; madem Uranüs’ün etkisi ile beyin fırtınası yaratabilecek etkiler altındayız, o zaman “Evren” üzerine biraz kafa yoralım… 
Sözlük anlamında Evren, sonsuz uzamda bulunan tüm madde enerji biçimlerini içeren bütünün adıdır. 
Yani "evren"astronominin, astrofiziğin konu edindiği şeylerin tümüdür. 
İçinde "her şey" olan bu dev kozmik çorba, sonsuzluk veya hiçlik olarak tanımlanabilecek uzayın içinde yer alır. 
Daha doğrusu, uzaya fon olan siyah hiçliğin içindeki her şeydir evren. 
Dolayısıyla aslında sonsuz uzayın-hiçliğin içinde de değildir. Zira "hiçliğin" içi olmaz. 
Fakat olmayan şeylere de (sıfır gibi) onlardan bahsedebilmek ve düşüncelerimizde kullanabilmek için bir isim vermek zorunda olduğumuzdan evreni çevreleyen
bu "hiçliğe" uzay-uzam gibi isimler veririz.

Bilime göre evren bir gaz topunun sıkışıp patlamasıyla oluştu. (Gerçek oluşumu hakkında henüz yeterli bilgi bulunmamakta ve çeşitli teorilerle açıklamalar getirilmeye çalışılmaktadır.) Uzun yıllar boyunca gazlar evrende bir dolaşım içindeydi. Bu gazlar birleşerek galaksileri(gök adaları)oluşturdu. Bazı gök adalarda birleşti.
Galaksiler içinde Güneş Sistemi,Gezegenler,Asteroitler ve gök taşları bulunan büyük gaz boşluklarıdır.Bir galaksiden diğerine 57k yılda ulaşılmaktadır. 

Evrende 200 milyar galaksi ve 10.000.000.000.000.000.000 güneş olduğu bilinmektedir.
Bakış açısına göre evren, aslında 
"tek" şeydir. Zira bilinen en büyük bütündür. 
Fakat sadece "evren" kavramını kullanarak düşünüp konuşamayacağımız için onu farklı ve daha küçük parçalara ayırır ve sınıflandırırız. Böylece "dil" ortaya çıkar. Dili kullanan insanlar bir süre sonra kavramların aslında gerçekliklerinin olmadığını sadece fonksiyonları olduğunu unutur ve kendi yarattıkları kavramların mutlaka bir gerçekliğe işaret ettiğine inanmaya başlar. 
Evren oluşmuş veya oluşturulmuş sistemler bütünüdür.
Etimolojik Açıdan ise Evren sözcüğü "eviren""çeviren" anlamına gelir. 
Eski Türkler ve Çinliler de gök çarkının/çarklarının döndüğü kabul edilmekte ve gök kubbenin en alttaki çemberini bir çift gök ejderinin çevirdiğine inanılmaktaydı. 
Ejder gök çarkını ve buna bağlı olarak da "yaşam çarkı"nı çevirmekteydi. 
Böylece Eski Türklerde "ejder" de evren olarak adlandırılmıştır. 
200 yıla yakın bir zamandır dünyanın hemen hemen her bölgesine akmakta olan tüm ruhsal akışlar, bu saklı düzeni evrendeki hiyerarşiyi direkt yoldan anlatmaya çalışmaktadır. 
Günümüz insanlığı için en önemli mesajsa ruhsal akışlarla, modern fizik teorilerinin aynı dili kullanmasıdır. 
Evrende oluşmuş tüm biçimler fizikçiler için saklı düzenden açığa çıkmış düzene akmaktadır. Spiritüalistler içinse her şey ruhsal dünyadan fizik dünyaya bir saçaklanma ya da bir şuur konsantrasyonu halindedir. 
Evrende oluşmuş şeyler bu iki düzen ya da ruhsal ve fiziksel alemler arasındaki sayısız gizlenmelerin ve ortaya çıkmaların sonuçlarıdır.
Örneğin Bohm, bir elektronun tek bir birim olmayıp, uzayın tümü içinde gizlenmiş bir toplam ya da topluluk olduğuna inanıyordu.

Başka bir deyişle, elektronlar ve diğer parçacıklar, bir pınardan fışkıran su kaynağının aldığı biçimlerden daha bağımsız ve sürekli değildi. 
Onlar saklı düzenden gelen sürekli bir akışla desteklenmekteydi. Ve parçacık ortadan kalktığında yok olmuş olmuyordu. 
Yalnızca içinden fışkırmış olduğu daha derinlerdeki bir düzene geri dönüp saklanıyordu.
Bir holografik film parçası ve oluşturduğu imge de saklı ve belirgin düzenlerin bir örneğidir. 

Film saklı düzen, filmden yansıtılan hologramsa belirgin düzen olarak ele alınır.
Saklı düzen ve açığa çıkmış gerçeklikler 
İki düzen arasındaki bu süreli ve akıcı alışveriş, parçacıkların nasıl biçim değiştirdiğini de anlatmaktadır. 

Bu aynı zamanda bir kuantumun nasıl bazen parçacık, bazen de bir dalga biçiminde ortaya çıktığını açıklar.
David Bohm'a göre her iki görünüm de her zaman, bir kuantum topluluğu içine gizlenmiş durumdadır. 

Ancak hangi görünümün ortaya çıkıp, hangisinin gizlenmiş durumda kalacağını gözlemcinin kuantum topluluğuyla olan karşılıklı etkileşim biçimi belirlemektedir. 
Böylece, bir gözlemcinin bir kuantum biçimini kararlaştırmaktaki rolü, bir kuyumcunun değerli bir taşı değerlendirmesi, hangi yüzünün açıkta kalacağı, hangisinin gizleneceği konusunda karar vermesi kadar gizemlidir.
Kaynak: http://www.nuveforum.net/165-enteresan-olaylar/19346-kadim-bilgelik-yeni-fizik/
Sağlıkla