Saat 03:21’de Yengeç burcuna geçecek… Ay Yengeç burcunayken; anaç ve korumacılığımız ile ön plana çıkarız. 
Milliyetçi duygularımız bu günlerde tavan yapar. Ay Yengeç’teyken hassas ve duygusal oluruz. 
Anaçlık, koruyup kollama, ev, aile, ebeveynlerimiz, yaşadığımız yer ve güvende olma duyguları ile yoğunlaşacağımız bir süreç olacak.
Bu iki günlük süreçte hatıralar adeta geçit yapar beynimizde, anılar ve nostalji tavan yapar.
*
Sabah saatlerinde Ay ile Merkür’ün 90 derecelik sert açısı ile hisler ve zihnimiz çatışır dolayısıyla gerginleşiriz. Sözlerimiz ile duygular arasında agresyon oluşabilir. Bu nedenle  sarf edeceğimiz sözleri iki kere düşünmemiz yerinde olacaktır. Bu saatlerde  konsantre olmakta zorlanabiliriz.
*
Öğle saatlerinde Ay’ın Mars ile 60 derecelik açısı altında  saat 13:59 da enerjik, heyecanlı, aceleci ve çocuk gibi oluruz. Yani bir çok konuyu etraflıca düşünmeden sırf o an istediğimiz için yapabiliriz.
Bu açıyı agresyona dönüşmemesi için spor ile olumlu kullanıma dönüştürebiliriz..
*
Akşam üzeri Ay-Neptün 120 derecelik açısı ile akşam saatlerinde Maneviyatın önem kazandığı saatlerde olacağız…
Bu iki saatlik süreci (18-20:00) sanatçılar ilham için de değerlendirebilir.
Soyut olanı somuta dönüştürebilme becerimiz içgüdüsel olarak işler…
Bu saatlerde yardım severlik ve fedakarlık ta önem kazanır.
Geçmişi hatırlar, nostalji yapar  olaylarda netlik kazanmakta zorlanabiliriz.
*
Bugünün hikayesi olarak; Aşk üzerine biraz söyleşelim. Hikaye Osho’dan…
Aşk nedir? Sevgi nedir? Asıl olan nedir? Bir kulak asalım bakalım…
İyi okumalar.
Aşk bir ilişki değildir.’, ‘Aşk bir varoluş durumudur ve bir başkasıyla hiçbir ilgisi yoktur.
İnsan âşık olmaz, insan aşk olur. Ve tabii insan aşk olduğu zaman âşık da olur. Ama bu bir sonuçtur, bir yan üründür; kaynak değil. Kaynak, insanın aşk olmasıdır.
Peki, kim aşk olabilir? Doğal olarak, eğer kim olduğunun farkında… değilsen, aşk olamazsın. Korku olursun. Korku, aşkın tam karşıtıdır. 

Unutma, insanların düşündüğü gibi aşkın ve sevginin karşıtı nefret değildir. Nefret, amuda kalkmış aşktır, aşkın karşıtı değil. 
Aşkın gerçek karşıtı korkudur. İnsan sevgiyle büyür, korkuyla küçülür. 
İnsan, korku olunca kapanır, sevgide açılır. İnsan, korkuda şüphe duyar, sevgide güvenir.
İnsan korkuda yalnız kalır, sevgide ise kaybolur; o yüzden de yalnızlık gibi bir durum söz konusu olmaz. Eğer insan yoksa, nasıl yalnız olabilir? Çünkü sevgi varken bütün bu ağaçlar, kuşlar, bulutlar, güneş ve yıldızlar senin içindedir. 

Aşk, kendi içindeki gökyüzünün farkına vardığın zaman yaşanır.
Küçük bir çocukta korku yoktur; çocuklar korkusuz doğmuştur. 

Eğer toplum onlara yardımcı olup, korkusuz kalmalarını sağlayabilirse; ağaçlara, dağlara tırmanmalarına, okyanuslarda ve nehirlerde yüzmelerine yardım edebilirlerse … eğer toplum onların maceraperest olmaları ve bilinmeyenin peşinde koşmaları için elinden gelen her türlü katkıyı yapabilirse; eğer toplum küçük çocuklara ölmüş inançlar aşılamak yerine onlarda büyük bir merak duygusu yaratabilirse … o zaman çocuklar büyük âşıklara dönüşür, hayat âşıklarına dönüşürler. 
Ve gerçek din budur. Sevgiden daha yüksek bir din yoktur.
Meditasyon yap, dans et, şarkı söyle ve kendi gönlünün derinliklerine dal. 

Kuşların ötüşünü daha dikkatli dinle. Çiçeklere hayranlıkla, hayretle bak. 
Bilgili olmaya çalışma, her şeyi etiketlemeye çalışma. Bilgililiğin aslı, her şeyi etiketleyip, kategorize etme sanatıdır. İnsanlarla tanış, insanlarla kaynaş, mümkün olduğunca fazla insanla birlikte ol çünkü her bir insan Tanrının başka bir yüzünü ifade eder. 
İnsanlardan öğren. 
Korkma, bu varoluş senin düşmanın değil. 
Bu varoluş senin ana kaynağın. Bu varoluş seni her yoldan desteklemeye hazırdır. Güvendiğin zaman içinde bir enerjinin yükseldiğini hissedeceksin. 
Bu enerji sevgidir. Bu enerji tüm varoluşu kutsamak ister çünkü o enerjinin içinde insan kendini kutsanmış hisseder. 
Ve eğer sen kendini kutsanmış hissediyorsan, bütün varoluşu kutsamaktan başka ne yapabilirsin?
Sevgi, bütün varoluşu kutsamak için duyulan derin arzudur.
OSHO

Sağlıkla