5 EYLÜL 2015 CUMARTESİ günü Ay İkizler burcunda ilerliyor olacak. Ay ikizlerde iken, iletişim ve haberleşmede artış görülür… 
Hız kazanırız ve genelde yüzeysel olarak hızla haber yaymaya çalışırız bu iki günlük süreçte. Konsantre olmakta zorlandığımız günlerdir. Odaklanamayız. Çünkü sürekli ilgimi çeken bir şeyler gelişir ve biz sürekli olarak yeni meraklarla yeni, yeni konulara odaklanırız.
Bu günlerde en çok magazin habercilerine yarayan enerjiler devrededir. Bu nedenle magazin haberlerde artış görülür. Yalnız bu haberler etraflıca araştırılmadığından yapıldığı için, bir çoğu asparagas olabilir.
Ay ikizlerde bilgi alır yüzeysel olarak kullanır ve başkalarına iletir bu şekilde Ay ikizlerin haberleşme yanını gerçekleştirmiş oluruz.
Saat 12:54 itibari ile Ay İkizler burcunda Sondördün fazına girecek. Artık olaylar kapanmaya ve gizlenmeye başlar. Olup bitenin çok ta farkında olmadığımız ve bitişlerin zamanıdır. 
Akşamüzeri saat 22:27’de iseAy Yengeç burcuna geçene kadar boşlukta ilerlemeye başlayacak ve gün bu enerji ile sonlanacak… Dolayısı ile günün sonunda akışta kalmak önemli olacaktır… 
ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETLERİ:
Yaklaşık 4 gün bu durakta kalacak olan Venüs temsil ettiği konularda, ilişkiler ve diplomasi ve finansal alanda problematik çalışacaktır. Farkında olun..
AYIN AÇILARINA BAKARSAK:
Güne başlar başlamaz saat 00:04’deAy’ın ilk açısı Jüpiter ile kurduğu 90 derecelik açı. Bu sert açının etkisinde aşırıya kaçmamak yerinde olacaktır. Duygularda abartı görülecektir ve siz ne kadar agresij olur ne kadar negatif olursanız o kadar katmerli bu hissi yaşayabilirsiniz. Bu nedenle sakin kalmanız yerinde bir ruh hali olur.
 Sabah şafak sökerken saat 05:22 itibari ile Ay’ın Neptün ile 90 derecelik açısı kafa karışıklığı, bulanıklık ve netleşememe durumları yaratabilir. Bir türlü net göremez olanı biteni algılayamayabilirsiniz..
Sabah ancaksaat 07:10’de keskinleşen Ay’ın Merkür ile kurduğu 120 derecelik açısı ile zihnimiz keskinleşir, olayları net algılamaya başlarız. Bu saatten itibaren, takip eden iki saatte, önemli iş ve organizasyonlarınızı devreye almak oldukça akıllı bir tercih olacaktır.
 Öğle saatlerinde Ay normal hareketi olan retro hareketine başlamış olacak, Kadersel olarak artık olması gerekenler olmaya başlayacaktır..
Öğleden sonra saat 16:14 itibari ileAy’ın Venüs ile kurduğu 60 derecelik açı ile hoşgörü artar ve kadınlardan yana şanslı olduğumuz enerjiler aktif olur. Genelde kadınlarla ilgili konuların öne çıktığı 2 saatlik bir süreç yaşanır.
Akşam üzeri keskinleşen Ay’ın Mars ile 60 derecelik açısının etkisi altında (22:26) agresif eğilimler, acelecilik ve sonu düşünülmeden girişilen işler yüzünden kaza riski olan açılar devrededir dikkat…
Bugün; günümüz aşklarına bir örnek olabilecek bir hikayepaylaşmak istiyorum.  
 Artık o eski Romeo ve Jüliet aşkları yoktur ancak, aşklar zamana ayak uydurmuş olsa da; yaşananlar yine de aşktır. Netten bulduğum bu hikayeyi belki de bir çocuğunuz benzer duyguları yaşamışsınızdır diye paylaşıyorum. Hem zamanımıza göre aşkın tanımı ve yine de davranış şeklimizdir asıl anlatılan…
Kadın yirmi yedi yaşında... Yüreği, kar beyaz soğuklara terk edilmiş ama inat bu ya hala sımsıcak. 
Düşünceleri kah hayatın gitgide ağırlaşan gerçeklerinde, kah aydınlık hayallerde dolaşıyor nefes nefese.. 
Elinde samur fırçası, geçmişi karalayıp bugünü renklendiriyor hiç durmadan.
Renkler kıpır, kıpır, içindeki çocuk haşarı mı haşarı... 
Gözleri ise buğulu bakmakta hüzünlere yenik... Hayatı sorgulamaktan çoktan caymış.
Omuzları bir küçük kız çocuğun şımarıklığını sergilercesine “Bana ne” ifadesinde. 
Kıpır, kıpır ya içi.. Arayışları var kendisinden bile sakladığı. 
Bela da geliyorum demez ya... 
İşte böyle bir anda; ruhu, sanal dünyanın kapısından sızıverir içeri sessiz, habersiz..
Hani şu chat canavarı var ya bu günlerin belalısı. 
Orada kendisi gibi şaşkın yüreklerin ar asında buluverir kendini. 
Ve... olanlar olur o zaman. 
Hiç beklenmeyen anda buzda kayar gibi “Hooop” havada bulur duygularını darmadağınık. Sanki başında deli rüzgarlar hiç esmiyormuş, esenler de yetmiyormuş gibi. 
Erkeğin yaşı otuz. 
Hırslı, kendinden emin. Kendisiyle barışık ve yaşadığına memnun. 
Kahkahası ekrandan yüreklere taşan, mutlu ve duygu dolu bir bulut adam. 
Eşi ve çocuğu için yaşamakta olduğunu saklamadan kadını davet eder sanal dünyanın sanal aşk oyununa. 
Acemidir kadın. Belki genç adam da öyle. Oynadıkları oyunun tehlikesinden habersiz bir masalı yaşamaya başlarlar.
Ekranın karşısında nefeslerini tutup beklerler sevdalının gelmesini.  
Karşılaşmaları her defasında kahkahaları hatırlatırcasına şen olur. 
Zamanın koordinatları buluşamadığında, birbirlerine teğet geçtiklerinde, hüzün yayılır gecelere.  Uyku tutmaz bekleyişlerde ikisini de. 
Sabah yeni umutlara gene başlar. Ve ekranda doğarlar her buluşmayla yeniden.. 
Duyguların en fırtınalısına yakalanırlar. Birbirlerini gerçekten merak ederler. 
“Bulut adam” kadının açlığından, üşümesinden bile sorumlu tutmaya başlar kendini. 
Kadınsa adamın yorgun hallerine dayanamaz. Elleri dokunmasa da ellerindedir artık. Birbirlerini el üstünde tutarlar anlayacağınız.
Günler, aylar geçer...
Hayaller ekranlara sığmaz olur. Artık görmek isterler birbirlerini. Dokunmak sarılmak isterler. Hatta çılgıncasına sevişmek...
Kadın kıvranır onsuzluğun acılarında.. 
Özlem şiddete dönüşür. Acıtır... İşkencelere yatırır kadını. 
Oyun değildir artık bu. Aşk ekranda değil hayatın ta içinde yaşamaktadır. 
Bulut adam sorar durmadan;
-N’olacak şimdi...
Kadın, adam kadar cevapsız...
“Bilmiyorum” der. “Bilmiyorum”
Artık sorgulamalar başlar duyguları ...
“Bu nedir?...Bunun adı ne..?”
Kadın aşkı tanımlar ama çare değildir tanımlamak.. Yaşananlardır gerçek olan. Hissedilenlerdir. Her sevdanın başını bir karabasan bekler ya...
Beklemese sevda denen şey olmaz zaten. İşte bu bir sevdadır ve başında karabasanlar. 
Kadın unuttuğu aşk gözyaşlarını hüzünlere, sancılara, ağrılara boyar, alaca bulaca. 
Artık her şeye gözlerindeki buğuların ardından bakmaktadır. Ve ekrana şunları; buzların arasından aldığı yüreğinin kalemiyle yazar. Yüreğini buzlara iade etmek üzere...  
“Beni sil. Ne olur bunu yap.”
Bulut adam şaşkındır belki ama adı gibi bilir. Doğru olan budur. Düşünür bir süre. Susar ekran. Susar kadının yüreği... Ölüm anıdır bu.Verilen son nefestir sanki.. 
“Sevdam Hayır dese” “ Sensiz yapamam dese” diye bekler nefes almak için. 
Bulut adamın suskunluğu bozduğu yerde ölecektir kadın.. Bunu ikisi de bilirler. 
Bir yazı belirir ekranda çaresizce okunan “Netten çıkıyorum o zaman” “Hoşçakal”.
Mavi üzerine siyah yazılmış sözcükler kararlı ve kesindir... 
Titreyen ve cansızlaşan parmakları son bir kez tuşları gezinir kadının “Hoşçakal”
Düşer Bulut adamın gülen yüzü ekrandan. 
Ve Kadın ölür... 
*
Günümüzün aşklarının bir çoğuna örnek olmuş olabilir bu hikaye. Evet, “sevmek” için görmek gerekmez. Ruhların birbirini görmesidir asıl olan.
Uzun bir süredir neredeyse yaz boyunca Venüs’ün retro hareketini yaşadık. Ve mutlaka belki de sırf bir bayram tebriği için, gelen bir telefonla “geçmiş” aşklarımızla karşılaştık. Veya öylesine karşılaştık. İşte bu durumu yöneten Venüs artık durağan durumda, İlişkiler konusunda son pürüzlerini çıkarıyor.
Yaklaşık 4 gün sonra Venüs direk hareketine döneceğinden, ve de hız kazanmasına da süre tanımanız da gerekeceğinden 10 Eylül gibi ilişkiler ve aşklar konusunda tüm harika bir dönem başlıyor önünüzde.
Çünkü Venüs Aslan burcunda 8 Eylül- 8 Ekimarası, adeta prensesler gibi bir masal aşkı yaşayabileceğinizbir dönem olacak. Kıymetini bilin.
Kötü haberi ise özellikle Venüs retro iken, başlayan ilişkilere vermek zorundayım. Retro zamanında başlayan ilişkiler de muhtemelen Venüs’ün direk hareketine dönüşüyle farklı düşüneceğinizden, muhtemelen bitme sürecine girecektir. Bu maalesef bu yaz düğünleri için de geçerliydi. Yaklaşık geriye dönük 40 gün için.
Venüs sadece aşk mıdır?. Hayır aynı zamanda diplomasidir. Ülkemizin diplomatik açıdan bozulan politikası da; bu tarihten sonra düzelmeye başlayacaktır.
Ve pek tabii finans piyasasında hareketleme de artık Venüs’ün direk hareketine başlamasıyla bekleyen yatırımlarınızın devreye gireceği dönemdir.
Bu küçük Venüs bilgisi ile hoşçakalın…