Bugün 28 HAZİRAN  2015  Pazar günü boyunca Ay Akrep burcunda ilerliyor. Sezgilerimiz güçlü olduğu derin duygularımız ile hissettiğimiz, hırs, kıskançlık, tutku, şüphenin yoğunlaştığı bir gün yaşıyoruz…

Ay’ın önce Venüs, ardından da Jüpiter ile kare açısının etkinleşeceği öğle saatleri civarında duygusal anlamda abartılı tepkiler vermeye, müsrifçe harcamalara açık olacağız, dikkat! Şartları gereğinden fazla zorlamamakta fayda var. Hem maddi, hem de manevi anlamda. İyicil gezegenler Venüs ve Jüpiter’in Aslan burcunda birlikte ilerlemelerinin getireceği iyimserlik, coşku ve umut gün be gün kendini daha fazla belli ediyor ve etmeye de devam edecek…

Gece saat 01:05 itibari ile Ay Altmışlık Pluto, açısı ile  okült konularda çalışmalar yapmak için çok iyi bir zamandır. Güçlü ve dönüştürücü enerjiye sahibiz bu saatlerde. Enerjiyi yaratıcı bir iş ile açığa çıkarmak doğru bir kullanım olacaktır…
Eskilerin dönüştürülerek yapılan sanat eserleri için uygun olabilir.
Ay saat 14:23 itibari ile Akrep burcunda “Parlayan Ay” pozisyonunda. Gizli olanların gün yüzüne çıkarttığı bir ve görünür olduğu olaylar gerçekleşmek üzere Ay, Dünya’ya ışık saçıyor.

Öğleden önce saat 10:43 itibari ile kesinleşen  Ay ve Venüs'ün sert açıları altında; bireysel ilişkilerdeki tolerans azalır.
Duygularımızın Aşk’tan beslenemediği zaman açısıdır. İkili ilişkilerimizden dolayı huzursuz ve mutsuz olabiliriz.
Bu açı ile paradan yana da huzursuzluk yaşanabilir. Dikkat ediniz..

Öğle saatlerinde ise saat 13:41’de Ay’ın  Jüpiter ile oluşturduğu kare açı altında; yaşanan duyguların abartıldığını anlayabiliriz. Hangi duygu hali içindeysek o duygumuz artacaktır. Bu nedenle hangi duyguları beslediğinize dikkat edin. Bu açının etkise kin ve nefret duyguları altında girmişseniz o duygularınız artacaktır. Oysa sevgi ve aşk ile bu enerjinin etkisi altına girmek size yaşatacakları bakımından oldukça bulunmaz bir zaman dilimi olacaktır..
Bu açı ayrıca çoşku yarattığından size tutamayacağınız sözler verme zemini hazırlatır dikkat ediniz.

Öğleden sonra saat 14:32 itibari ile  Ay  Chiron üçgen açısı ile duygusal yaralarımız tedavi olur. Adeta gökyüzü tarafından şifalanırız.

SATÜRN’ÜN YAŞ DÖNGÜSÜ


Satürn'ün birinci devinimi 0 ile 28-30 yaşları arasında yaşanır.
Satürn kendisiyle ilk kare açısını 7-8 yaşlarında yapar. Okul çağı. Öğretmenler, ödevler, kurallar, kendini biraz geri çekip başkalarının hakkına saygı göstermeyi öğrenme dönemi.
6 yaşındaki Jüpiter karşıt açının ardından gelen Satürn karesi. Çocuğun artık bir öğrenci olarak sorumlululları, okulda rakipleri vardır. Ailesi dışında, otorite konumundaki insanlarla karşılaşır. Doğduğu günden bu güne ailesinden otorite konusunda öğrendikleri veya öğrenemedikleri ona kolaylık veya zorluk yaşatır.
14-15 yaşında Satürn kendisiyle karşıt açı yapar. Cinsel açıdan gelişen insan henüz çocuk ruhu ve aklı taşımaktadır. Cinsel deneyim istediğinin önünde kurallar, toplumsal normlar, suçluluk duygusu, kendine kızılacağı korkusu durmaktadır. Onu kısıtlayan herşey, otorite konumundaki herkes, annesi-babası, öğretmeni onun düşmanıdır. Kendini, kişiliğini oluşturma çabasının önünde bu düşmanlar durmaktadır. Bir yabancılaşma, antisosyalleşme yaşamaktadır. Bugüne kadar kendini nasıl tanımladığı, nasıl savunduğu, otoriteyle ilişkilerini nasıl idare ettiği, dünyayı, gerçeği nasıl algıladığı bu dönemin ne oranda sorunlu geçeceğinin göstergesidir. Sorunu yoğun yaşayan çocuklarda evden kaçma, uyuşturucu kullanma, intahara yeltenme görülür.

Satürn'ün ikinci karesi 21-23 yaşında yaşanır. Bu genel olarak aileden ayrılma yaşıdır. Evlilik, iş, anne veya baba olma kişinin üstüne sorumluluklar almasına neden olur. Kendinin veya yeni ailesinin geçimini sağlamak zorundadır. Bazı ailelerde iş, eş seçim, ayrı bir eve çıkma isteği anne-babanın onayına bağlıdır. Ailenin karşı çıkması durumunda otoriteyle baş etme sanatı kendini gösterir, bu sanat iyi uygulanmadığı zaman ciddi sorunlar yaşanır. Askere gidenler sıkı bir otoriteyle, disiplinle karşı karşıyadır.

Birinci devinim 28-30 yaşlarında yaşanan kavuşum açısıyla sona erer ve ikinci devinim başlar.

Ilk devinim insanın kimliğini oluşturma dönemi iken, ikincisi bu kimlikle saptanan hedeflere doğru yönelme, olgunlaşma dönemidir. Teoriye göre, ideal olarak, çocuklukta bir takım hayallerle, tanımlamalarla yola çıkan insan büyürken Satürn'ün kare ve karşıt açıları dönemlerinde gerçeklerle yüzleşmiş, kısıtlamalarla karşılaşılmış, kimliğinde gerekli düzenlemeleri yapmış, hayallerini daha gerçekçi temellere oturtmuştur. Kendi hedefleri için, kendi kimliğinden taviz vermeden, diğer insanların haklarını ve düşüncelerini de göz önünde bulundurarak, toplumsal değerlerin ferkında ve sorumluluklarının bilincinde olarak kendine bir yön belirlemiştir. Artık sıra bu yöndeki çabaların elle tutulur, somut, pratik sonuçlarını almaya gelmiştir. Örneğin çocukluğundaki hayali astronotluk olan bir çocuk zamanla Türkiye'de astronot olamayacağının farkına varmış, eğer bu hayali maceraperestlikten kaynaklanıyorsa belki de turizm sektörüne yönelmiştir.
Ikinci deviniminde Güney Amerika'ya, Güney Afrika'nın balta girmemiş ormanlarına, karayoluyla Nepal'e tur düzenleyen bir firmayı kurmaya çalışacaktır. Ne yazıkki bütün bunlar teoride böyle.
Ülkemizde çocukluktan itibaren kendini gerçekten tanıyabilen, yaşamdan ne beklediğini saptayabilen, bu hedefe doğru hareket edebilen insan sayısı oldukça azdır.

Bu nedenle, şu veya bu şekilde, kısmen tesadüflere bağlı bir şekilde oluşturulan yapı 28-30 yaşlarında bir sarsıntı geçirmeye mahkumdur. Büyük hayallerle kurulan evlilikler gerçekten bir doyum sağlanamadığı için bu dönemde sona erebilir, seçilen meslek veya işin yanlış olduğunun farkına varılabilir. Insan bu dönemde iş, eş, şehir veya ülke değiştirebilir. Nasılsa daha gencim, henüz vakit var diye ertelenen konularla ilgili bir panik başlayabilir. "Otuz yaşına geldim artık evlenmeliyim", "çocuğum olmalı", "bol para getirecek bir işe girmeliyim", "yeteneğim olan konularla uğraşmalıyım" düşünceleri ön plana geçer. Artık hayatta yeni bir dönem başlamaktadır.
Ilk devinimdeki seçimleri kendi duygularına, beklentilerine tamamıyla aykırı olanlar benzer bir süreçi yeniden yaşayıp, daha önce öğrenemediklerini öğreneceklerdir.

Bunun ilk sınavı da yaklaşık 35-37 yaşındaki birinci karededir. Devinimin başında verilen kararların kişiyi doyuma götürüp götürmeyeceği o zaman belli olur. Kararların revize edilmesi gerekebilir. Herşeye yeniden başlanabilir. Bu karenin mesajlarının doğru algılanabilmesi çok önemlidir, çünkü eğer doğru adımlar atılırsa 42-44 yaşındaki karşıt açıda olumlu sonuçlar alınacaktır.
Aksi takdirde orta yaş krizinin ortasında köklü değişiklikler, kayıplar yaşanacaktır. Oldukça önemli olan bu dönemi daha ileride kapsamlı olark anlatmaya çalışacağım.

Satürn ikinci kare açıyı 49-51 yaşlarında yapar ve geçmişten kalanların temizlenmesini sağlar. Bu 56-59 yaşlarında gerçekleşecek kavuşuma, yani yeni bir başlangıca hazırlık niteliğindedir.
56-59 yaşlarında, 86-87 yaşına kadar sürecek üçüncü devinim başlar.

Bu devinim yaşlılığa, ruhsallığa, ölümsüzlüğe hazırlanmayı ve ona ulaşmayı temsil eder. Buradaki amaç, geride, bizi anımsatacak bir şeyler bırakabilmek, tacı bir sonraki nesile aktarabilmektir. Bu devinimin başlangıcında ileride nasıl bir yanlışlık sürdüreleceğinin kararları verilmelidir.
Emeklilik zamanı gelmiş veya gelmektedir. Bu dönemde verilen kararların ne kadar doğru olduğu yaklaşık 15 yıl sonraki karşıt açıda görülür.
Ortalama 74 yaş en zorlu dönemdir. Bu döneme iyi hazırlanmamış olanları zorlu günler beklemektedir.

Iyi hazırlananlar için yeni uğraşların arayışı başlar. Ustalar çıraklarına zanaatlarını öğretir, zenginler kendi isimlerini taşıyan çeşmeler, okullar yaptırır, sahip olunan malın, mülkün dağıtımına başlanır. Anılar, bilgiler aktarılır.

Ölüm yanıbaşımızda hergün bizim için değerli birini almaktadır. Kişi kendi gününe hazırlanır. Ancak elbette herkes bu dönemi böyle bir olgunlukla karşılayamaz. Geçmişte kendi ruhunu beslememiş olanları bir korku bir panik sarar. Iş işten geçmeden şunu da yapayım, bunu da yaşayayım derken, çeşitli hatalar yapılabilir. Genç, güzel kadınların peşinden koşturmak, paralarını onlara yedirmek, otorite konumunu yitirmemek için koltuğuna sıkı sıkı sarılmak, gençleri küçümsemek söz konusu olabilir. Bu yaklaşımı seçenler karşıt ve kare açılarda duvarlara çarparlar. Diğerleri de bu sürecin tadını çıkarırlar.
 
Kaynak:
Barış İlhan, Astrolojide Yetişkinlerin Buluğ Çağı, İlhan Yayınevi, 1997

Sağlıkla.