KOCAELİ  - Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) her yıl düzenlediği Kartepe Ekonomi Zirvesi'nin 10'uncusunda, özel sektörün gündemini değerlendirdi.

Türkiye'deki yoğun siyasi gündem nedeniyle ülkenin dünyanın tartıştığı konuları es geçtiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, dünya ekonomisine ilişkin, "Dünyanın finans haritası değişiyor. 2002'den başlayıp artarak devam eden likidite bolluğu, kazanmadan harcama, olmadan harcama dönemi yaşandı. Ama artık paranın eskisi kadar olmayacağı bir dönemi yaşayacağız. Para eskisi gibi bol değil, az ve kıymetli bir hale geliyor" değerlendirmesini yaptı.

Dünya genelinde her yıl 150 milyon insanın orta gelir sınıfına yükseldiğini anımsatan Hisarcıklıoğlu, tüketim ihtiyacının gün geçtikçe artacağını söyledi.

ABD ve AB arasında öngörülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasına Türkiye'nin dahil olması için daha fazla çaba sarfedilmesi gerektiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, karar alma mekanizmalarının bu konuya odaklanmaları gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin TTIP gibi önemli konuları göz ardı edip iç tartışmalarla çok fazla zaman kaybettiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

"Dünya ekonomisinin 4'te 3'ünü etkileyecek şekilde ticaretin kuralları değişiyor. Türkiye olarak kendi içimize çok kapandığımız için dünya ticaretinin nasıl değiştiğini es geçiyoruz. Transatlantik - Transpasifik anlaşmalarıyla ABD'nin liderlik yaptığı, dünya ekonomisinin 3'te 2'si tek bir çatı altında buluşuyor. Dünyada bugüne kadar var olmamış yeni bir dönem. Bunun müzakereleri sürüyor, biz bunu tartışmıyoruz, tam tersine bu halkın zenginliğini fakirliğini etkileyecek en önemli unsurlardan bir tanesi bu… Maalesef biz içerde kendi önümüze bakmaktan dünyada ne olduğuna bakmıyoruz.

Bu anlaşmalar sadece gümrük birliğini kapsamıyor, yatırımları, dünya ekonomisinin 3'te 2'sinin standartlarını hep beraber koyacaklar. Örnek vereyim; kullandığımız elektrik voltajı 220 mi olacak, 110 mu olacak? Bu alınacak karar hepimizi otomatikman etkileyecek. Üretim metotlarımızı değişme noktasına götürecek. Eğer biz bu pazarın içinde olamazsak bize dünyada sadece Rusya, Hindistan, satabilirseniz Çin ve Afrika pazarları kalıyor."

"Tekrar reform ateşini yakıp milli geliri 25 bin dolara yükseltiyor olmamız lazım"

Türkiye'nin kişi başına düşen milli gelir düzeyinin 10 bin dolar seviyesinde beklemeyip yukarı doğru hareketini sürdürmesi gerektiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, "Milli gelir 4 bin dolarda giderken sıçrama yaptık, reformları yaptık 10 bin dolara geldik. Burada kaldık. Şimdi tekrar reform ateşini hep beraber yakmamız lazım. Onun için de birbirimizle uğraşacağımıza, kardeş kardeşle uğraşacağımıza ülkenin geleceğine bakmamız lazım. Her yıl 1 milyon nüfus artıyor bu ülkede. Her yıl 1 milyon kişiye iş bulmamız lazım. Onun için tekrar reform ateşini yakıp Türkiye'nin 10 bin dolarlık orta gelirini 25 bin dolara yani gelişmiş ülkeler sınıfına doğru yükseltiyor olmamız lazım. Bu noktaya nasıl gelebildiysek bundan sonrasını da öyle başarabileceğimize inanıyorum" ifadelerini kullandı.

G20 zirvesinin 2015 yılında Türkiye'de yapılacağını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin bugüne dek yaptığı en büyük organizasyonun NATO zirvesi olduğunu, G20 zirvesinin ise Türkiye için daha çok büyük potansiyelleri barındıran bir adım olacağını dile getirdi.

"Güzel olan 2013'ün 2. yarısından itibaren özel sektörün yatırımlarının artma trendine girmesi"

Türkiye ekonomisinin 2013 yılında yüzde 4 büyüdüğünü, buna karşın büyüme grafiğindeki genel düşüşün dikkati çektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, özel yatırımların ekonomik büyümeye katkısının geçen yılın 3. çeyreğinde yüzde 0,7'ye, 4. çeyrekte ise yüzde 0,9'a yükseldiğini belirtti. Hisarcıklıoğlu, "Beni sevindiren, 1 milyon 500 bin tüccar-sanayicinin başkanı olarak benim için güzel olan 2013'ün 2. yarısından itibaren özel sektörün yatırımlarının artma trendine girmesi. Bu, Türk özel sektörünün yurt içi ve yurt dışındaki çalkantıların geçici olduğuna inanıp, geleceğe umutla baktığının en somut göstergesi" diye devam etti.

Geçen yıl karşılıksız çek adedi ve tutarında yüzde 13 düşüş görüldüğünü aktaran Hisarcıklıoğlu, çeklerin karşılıksız çıkma oranının ise 2012'de yüzde 4,6 iken geçen yıl yüzde 3,7'ye indiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, 2013'te Türkiye ekonomisine ilişkin şu bilgileri aktardı:

"Yeni şirket kuruluşunda bir önceki yıla göre yüzde 26 artış var. Özel sektörde bir önceki yıla göre işyeri sayısında 77 bin artış var, 1 milyon 576 bine gelmişiz… Sigortalı kayıtlı çalışan sayısında 620 bin yeni kardeşimiz işe başlamış, 11,7 milyona gelmişiz. Özel sektör yatırımları 3 milyar dolar artarak 86 milyar dolara gelmiş. Sanayi üretimimiz de geçen yıl itibarıyla en yüksek rakama ulaştı. 4 milyar dolar artışla 126 milyar dolara geldi. Aslında bunu Türk özel sektörü dünyada dengelerin değiştiği, müthiş karışık bir ortama rağmen başardı. Bu bizim insanımızın ülkemizin geleceğine nasıl baktığının en somut göstergesidir. Bütün arkadaşlarımın her birini tek tek kutluyorum."

"İş dünyası ekonomi odaklı ajandaya dönmek istiyor"

Türk özel sektörü temsilcisi oda ve borsa üyesi 2 bin 570 kişiyle yapılan anketten alıntılar yapan Hisarcıklıoğlu, Türk özel sektörünün Türkiye'nin geleceğine ümitle baktığını söyledi.

Özel sektörün tartışmalardan sıyrılarak ekonomik gelişme ve büyüme odaklı ajandaya geri dönmeyi istediğini anlatan Hisarcıklıoğlu, anket sonuçlarını 11 Nisan Pazartesi günü, 5 STK'yla gerçekleştirdikleri ziyaret sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la da paylaştığını kaydetti.

Hisarcıklıoğlu, görüşmede Başbakan'a aktardıklarına ilişkin, "İyimserlik var. İsteğimiz talebimiz şu; siyasette bir yumuşama ortamı istiyoruz. Yumuşama olsun ki pozitif ajandamıza dönelim. Hepimiz pozitif ajandamıza dönelim. Gündem ekonomi olsun istiyoruz. Türkiye'nin müthiş bir ajandası, başarı hikayesi var. Milli gelirde 4 bin dolardan 10 bin dolara çıktık. En umutsuz olduğumuz dönemde yaptık, 2002'den sonra yaptık biz bunu… Ama önümüzde müthiş bir yol haritası var. Biz bunu yapacağımıza inanıyoruz. Dışarıdan gelecek negatif etkileri üreterek, çalışarak bertaraf edebiliriz diyorum. Yeter ki birbirimizin üzerindeki negatifliği alalım" diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, iş dünyasının taleplerini bugün de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'yla paylaşacaklarını, diğer muhalefet partilerinden de randevu talep edeceklerini dile getirdi.

Bankacılık sektörüne eleştiri

Reel sektörün temsilcisi olarak bankalardan şikayetçi olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, 9. Kartepe Ekonomi Zirvesi'nde olduğu gibi bu sene de bankaları eleştirdi. Temelleri güçlü bir finans sektörünün bu ülkeye güç katacağını, buna karşın hizmet ve komisyon ücretlerinde makul oranlara dönülmesi gerektiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, bankaları reel sektöre daha fazla destek olmaya çağırdı.

Hİsarcıklıoğlu, bankaların aldıkları hizmet ve komisyon ücretlerinin, mevduat için verdikleri her 100 lira faize oranla 2011 yılında 36 lira, 2012 yılında 46 lira ve 2013 yılında ise 53 liraya yükseldiğini kaydetti. Hisarcıklıoğlu eleştirilerini şöyle dile getirdi:

"Bankaların Türkiye'nin toplamındaki mevduat sahiplerine ödediği faiz 100 lirayken toplam hizmet ve komisyon gideri olarak hepimizden topladığı para 2011'de 36 lira. Şimdi bu rakam 2013'te yine 100 lirayken, bütün mevduat sahiplerine 100 lira faiz öderken, şimdi tekrar hizmet ve komisyon giderleri olarak aldıkları para 53 lira olmuş. Eğer bu trend böyle giderse, kimse buna 'dur' demezse, 5 sene sonra bankalar verdikleri faizin karşılığını bırakın, o kredi faizlerini buradan alacak. 'Hizmet' ve 'komisyon' deyip alacak. Bu müthiş bir vicdansızlık."

Bir yatırım için iki kişi arasındaki alışverişte teminat gösterilen bir mal için bankaların yüzde 4 komisyon aldığını, buna karşın şirketlerin yatırımı için doğrudan bankaya gösterilen ipoteklerde masrafın sıfır olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu,  "Yanıyoruz biz burada. Bankaya borçlanmadan daha sağlıklı alışveriş yapacağım bir şey var… İki kişi arasında… İpotek bankaya olursa sıfır, bana olursa 4… Bu haksız rekabet" ifadelerini kullandı.

Hisarcıklıoğlu sunumunda, TOBB Tahkim Divanı'nın yapısı ve damga vergisinin kaldırılması talebi gibi iş dünyasının dile getirmek istediği konuları da aktardı.

 
Rifat Hisarcıklıoğlu, dünya iş aleminin geleceğe umutla baktığını, Türk iş dünyasında da benzer bir algı bulunduğunu belirterek, "Bir tek şundan kaygımız var; enerjimizi birbirimizle kavgaya harcamayalım. Gelecekte çok büyük bir dünya var. Pastadan alacağımız çok büyük paylar var, pozitif gündeme bakalım diyoruz" dedi.

Soruları yanıtladı

Hisarcıklıoğlu, sunumun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Hisarcıklıoğlu, "5 sivil toplum kuruluşunun (STK) liderleriyle heyet olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmelerinde Başbakan'ın tutumunun ne yönde olduğu" sorusuna, "Bir başkasıyla yapılan bir görüşmede karşı tarafın ne söylediğiyle ilgili kamuoyuna açıklama yapmadan söylememiz uygun olmaz. Yani toplamda 6 sivil toplum kuruluşu başkanı ve sayın Başbakan arasındaki görüşmeyi iletmemiz uygun olmaz. Sayın Başbakan gerekirse zaten açıklamada bulunur" yanıtını verdi.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin ABD ve AB arasında öngörülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasının dışında kalması halinde Brookings Enstİtüsü raporuna göre yıllık 20 milyar dolar kaybı olacağını söyledi.

TOBB Kadın Girişimciler Kurulu'nun başkanlık koltuğunun en kısa zamanda doldurulacağını belirten Hisarcıklıoğlu, bu makam için liyakat ve gönüllülük esasının geçerli olduğunu söyledi.

 

"Türkiye'nin sanayi envanteri yok"

 

Türkiye'nin henüz bir sanayi envanterinin olmadığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, TOBB'un bu konuda çalışmalarının bulunduğunu, ancak kurumlar arasında zaman zaman görülen çekişme nedeniyle bu konunun ötelendiğine dikkati çekti. Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti:

"Hepimizde olduğu gibi kurumlar arasında da müthiş bir milliyetçilik, tutuculuk, muhafazakarlık var… Biz burada her türlü altyapıyı yaptık, bilmem neyi yaptık, hatırlayın, burada açıkladık. Türkiye'nin sanayi envanteri yok şimdi. Garipliği düşünebiliyor musunuz? 'Program, reform yapın' diyoruz da, neye göre yapacağız? Elindeki verilere göre kardeşim. Hangi alanda potansiyel var, 'Türkiye'deki yatırımların miktarını bana ver Rifat' diyorlar. Verebiliyor muyum özel sektörün başındaki biri olarak? Veremiyorum. Biz bunu burada (Kartepe Ekonomi Zirvesi) açıkladık, 'yapacağız' dedik. Ama bir anda bir kıskançlık, 'kardeşim Odalar Birliği'ne verilir-verilemez', 'biz yapacağız'… Ya ver kardeşim ya da sen yap. Know-how biriktirdik, buyur sen yap. Gönderdik arkadaşlarımızı o da olmadı."

Dünya iş aleminin geleceğe umutla baktığını, Türk iş dünyasında da benzeri bir algının varlığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Bir tek şundan kaygımız var; enerjimizi birbirimizle kavgaya harcamayalım. Gelecekte çok büyük bir dünya var. Pastadan alacağımız çok büyük paylar var, pozitif gündeme bakalım diyoruz" ifadelerini kullandı.

 

"Ekonomide 'olsun' demekle, emir komuta zinciriyle işler gitmiyor"

 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz politikası konusundaki görüşleri sorulan Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:

"Ben bugüne kadar hayatımda inancım gereği, söyleyeyim ben faiz almadım arkadaş. Ama şu var ben de iş adamı olarak faizlerin düşük olmasını tercih ederim. Yalnız son Merkez Bankası açıklamalarından gördüğümüz, şartlar uygun oldukça faizlerin düşeceğinin sinyalini de kamuoyuna, hepimize vermiş oldu. Muhakkak bu verileri sayın Başbakanımızla, kamuoyuyla ihtiyaçları kadar paylaşıyorlardır onu bilmem. Çünkü onların gördüğü birçok tabloyu benim görme şansım yok.

'Rifat faizler düşük olsun mu?' Olsun. İş adamı olarak 'şu olsun' derim. Ama ekonomide 'olsun' demekle, emir komuta zinciriyle işler gitmiyor. Emir komutaya döktüğümüz zaman, geçmişte bunları yaşadık haberiniz olsun... Ekonominin gerekleri neyse o yapılsın. Ne bir eksik ne bir fazla."

Mevsim etkileri nedeniyle kayısı, çay ve fındık gibi meyvelerin üreticilerinin ciddi sorunlar yaşadığını belirten Hisarcıklıoğlu, "Çığ vurmuş, burada müthiş bir feryat var, millet yanıyor aslında, canı yanıyor. Bu aslında hepimizi etkileyecek bir olay" diye konuştu.

Bürokrasiye ilişkin düzenlemelerle ilgili bir soru üzerinde ise Hisarcıklıoğlu, "Milli iradenin yetkilerinin bir bölümü yasayla bürokratlara devredilmesi… Biz buna karşıyız. Açık söylüyorum. Bürokrasinin takdir yetkisini genişleten yasal düzenlemelerin yarın nasıl kullanılacağını öngöremiyoruz. Bunu da hep beraber yaşayıp göreceğiz. Biz 6 kurum olarak dün Başbakanımıza bu konuda görüşlerimizi ilettik.

Soruları yanıtlamasının ardından Hisarcıklıoğlu, zirveye katılan yaklaşık 200 basın mensubuyla hatıra fotoğrafı çektirdi.