İSTANBUL - Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığınca Conrad Otel'de düzenlenen "Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi" toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

İnisiyatif toplantısının ardından 7 asil, 3 yedek üyeden oluşan bir temas grubu oluşturulduğunu bildiren Görmez, grubun, İslam dünyasında bulunan bu tür inisiyatiflerle hareket etme düşüncesini taşıdığını belirtti.

Görmez, büyük ilgi uyandıran ve İslam dünyasından geniş destek gören toplantıya dünyanın çeşitli bölgelerinden 150'yi aşkın katılımcının iştirak ettiğine işaret etti.

Toplantının hazırlıklarının yapıldığı günlerde İsrail'in Gazze'ye başlattığı hava saldırılarında mübarek ramazan ayında pek çok kadın, çocuk ve masum insanın hayatını kaybettiğini anımsatan Görmez, toplantı esnasında da Gazze'ye başlatılan kara harekatının ise yaşanan acıları iyice derinleştirerek olayın vahametini kat kat artırdığını ifade etti.

Görmez, üç gün süren müzakere ve değerlendirmeler sonucunda görüştükleri hususları şöyle açıkladı:

"İslam medeniyetinin kadim şehirleri olan Bağdat ve Şam başta olmak üzere İslam coğrafyasının birçok beldesinde yaşanan acı, gözyaşı, ıstırap, şiddet ve çatışmalar bütün Müslümanları derinden yaralamaktadır. Yaşanan bu hadiseler, modern zamanlarda medeniyetimizin ortak değerlerinin giderek zaafa uğradığını ve bu değerlerin yeniden hayatiyet kazanması için İslam dünyasının ortak bir çaba göstermesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Zira bu medeniyet değerleri inanç farkı gözetmeksizin, birlikte yaşadığı toplulukların temel haklarını teminat altına almış ve onların bugüne kadar varlığını sürdürmesini sağlamıştır. Çünkü bütün insanlık Hz. Adem’in çocuklarıdır ve doğuştan gelen eşit haklara sahiptir. İnsanlar, renk, cinsiyet, dil, coğrafya gibi yönlerden bir ayrıma ve ayrımcılığa tabi tutulamazlar.

Bütün müminler kardeştir. Hiçbir gerekçe Müslümanların birbirine zarar vermesini haklı kılamaz, bunu meşru kılacak etnik, siyasi, mezhebi hiçbir sebep de ileri sürülemez. Hiçbir siyasi, dini sosyo-kültürel yapı İslam kardeşliğini ve Müslümanların vahdetini bozmaya yönelik çalışmalara girişemez. Nitekim İslam kimliği bütün Müslümanlar için en üst aidiyettir."

"İslam ilke olarak kin, nefret ve düşmanlığı meneder"

İslam dininin insanlığa huzur, barış, güven ve iki cihan saadetini sağlamak için geldiğini,  İslam'ın, ahlaki kaygılara dayalı bir toplum inşa etmeyi hedeflediğini söyleyen Görmez, tarihsel süreçte ortaya çıkan itikadi-fıkhi mezheplerin gayesinin de İslamın asli değerlerini anlamak ve onlara her zaman ve zeminde hayatiyet kazandırmak olduğunu kaydetti.

"İslam'da din ve mezhep savaşı yoktur"

Mezheplerin, İslam'ın bu temel gayesini ortadan kaldırmaya yönelik tutumlar için gerekçe yapılamayacağını vurgulayan Görmez, şöyle konuştu:

"İslam, ilke olarak kin, nefret ve düşmanlığı men eder ve her koşulda hak, hukuk, adalet ve barışı önceler. İslam, hukuki olmayan ve meşruiyet temeli bulunmayan şiddet ve çatışmayı asla onaylamaz.  İslam dünyasının Suriye, Irak gibi kadim merkezlerinde yaşanan mevcut çatışmaların asıl sebebi din ve mezhep değil, farklılıkları istismar eden güç ve çıkar elde etme tutkusudur. Toplumda kaos çıkartma, kargaşa var etme, insanları topluca öldürme, camileri bombalama ve katliam yapmanın adı terördür. Terör, cihat olarak kabul edilemez. İslam'ın cihadında terör asla bir yöntem olarak kabul edilemez ve uygulanamaz. Nitekim İslamın inanç, kültür ve geleneğinde kategorik olarak din ve mezhep savaşı yoktur. Cihat ise insanların hukukunu korumayı ve hukuk ihlallerini önlemeyi amaçlar.

Hiçbir mezhep, meşrep ve dini oluşum kendi kanaatini mutlak hakikat yerine koyamaz, farklı inanış ve düşünüşleri İslam dışı ilan ederek tekfir edemez, buna dayanarak hayat haklarının ortadan kaldırılmasını tecviz edemez. Bu kabil yaklaşımlara İslamın temel kaynaklarından hiçbir dayanak getirilemez, herhangi bir fetvaya da konu yapılamaz"

"Hiçkimse bir başka grubu küçümseyici tavır içinde bulunamaz"

Mehmet Görmez, Müslüman alimlerine düşen en büyük görevin, Müslüman toplumları ayrıştırmaya yönelik fetvalar vermek yerine, İslam dünyasındaki farklılıkları bir rahmet ve zenginlik olarak görüp barış içinde birlikte yaşamanın ahlakını ve hukukunu yeniden inşa etmek olması gerektiğini söyledi.

Müslümanlık beyanında bulunan her ferdin Müslüman olduğunu, hiç kimsenin bu beyanı ilga ve iptal hakkı bulunmadığını anlatan Görmez, "Hiçkimse bir başka grubu, mezhebi veya dini tezahürü tahfif ve tahkir edici ve küçümseyici bir tavır içinde bulunamaz. İslam beldelerindeki her türlü dini mekanlar, mabetler, manevi değeri haiz yapılar ve tarihsel yapıtların hedef alınması, tahrip edilmesi ve saldırıya maruz bırakılması veya yok edilmesi kabul edilemez. Bugün çatışma üreten bütün anlayış ve yapıların temelinde eğitim meselesi olduğu görülmelidir.  İslam'ın geleneksel değerleri ile günümüz gerçekliklerini bağdaştıran İslam'ı bir bütün olarak anlayan ve yorumlayan nesillerin yetiştirilmesi için gereken adımlar mutlaka atılmalıdır" diye konuştu.

Çatışmaların durması için çaba sarf edecek

Görmez, sağduyu inisiyatifi delegasyonu tarafından forumda alınan karar doğrultusunda girişimlerde bulunmak ve çalışmalar yapmak üzere 7 asil, 3 yedek 10 üye ile temas grubu oluşturulduğunu belirtti.

Temas grubunun hukümetler, parlamentolar, uluslararası kurum ve kuruluşlar, dini müesseseler, kamuoyu oluşumunda etkin olan teşekküller, bilimsel ve akademik çevreler nezdinde temaslarda bulanacağını kaydeden Görmez, şu bilgileri verdi:

"Barış durumunun devamını sağlamak için atılması gereken adımları içeren öneri paketini bir mektupla ilgili çevrelere iletecektir. Aynı zamanda İslam dünyasındaki ulusal ve uluslararası faaliyette bulunan teşekküllerin sağduyu inisiyatifine katılım ve destek vermeleri için çağrıda bulunacaktır. Sağduyu Temas Grubu, siyasi ve politik herhangi bir çerçeveye dahil olmadan salt dini ve ahlaki hassasiyetler bağlamında çatışmazlık durumunun sağlanması için çaba sarf edecektir. Çalışmalarında sadece İslam kardeşliğini ve Müslümanların birliğini önceleyecektir."